BEHDİNAN – İmralı adasında 27 Şubat’ta (dün) yaşanan yangına olayına ilişkin açıklama yapan KCK, “Önder Apo’nun rehin olarak tutulduğu bir yerde yaşanan her olayın ve her türden yaklaşımın siyasi bir anlamı vardır” diyerek, avukatların bir derhal İmralı’ya gitmesini ve orada yaşanan gerçekleri halka ve kamuoyuna açıklamasını istedi.
Halka da çağrıda bulunan KCK açıklamasında, “Halkımız dört parça Kürdistan’da ve ülke dışında tepkisini en güçlü bir biçimde ortaya koymalı, meydanları doldurmalıdır. Halkımız her yerde yediden yetmişe seferber olmalı, avukatlardan gerçekleri öğrenmeyene kadar meydanları bırakmamalıdır” denildi.
Açıklama şöyle:
Önder Apo’nun 21 yıldır mutlak tecrit altında rehin tutulduğu İmralı adasında, Türk devlet yetkilileri tarafından Orman yangının çıktığı açıklandı. Türkiye’de ve bölgede çok kritik gelişmelerin yaşandığı, Kürt halkı üzerinde soykırım politikalarının katmerleşerek sürdüğü, AKP-MHP faşist iktidarının çöküş sürecine girdiği bir süreçte, İmralı’da yaşanan yangın olayına herkesin derin bir kuşku ve ciddiyetle yaklaşması gerekmektedir. Türkiye’yi ve bölgeyi alt üst eden gelişmelerin yaşandığı böyle önemli bir süreçte, yüksek güvenlikli bir sistemle yönetilen bir Ada da ve bir kış gününde orman yangını bilgisi son derece düşündürücü ve kaygı verici bir durumdur.
İMRALI’DAKİ HER OLAY SİYASİDİR
Önder Apo’nun rehin olarak tutulduğu bir yerde yaşanan her olayın ve her türden yaklaşımın siyasi bir anlamı vardır. İmralı’da yaşanan ve yaşanacak her şeyden Türk devleti ve uluslararası sistem sorumludur. İmralı sistemi aynı zamanda uluslararası güçlerin kurduğu ve kontrol ettiği bir sistemdir. Özellikle Türkiye’nin üyesi olduğu Avrupa Konseyi ve Avrupa Konseyi’ne bağlı CPT’nin sorumluluğu büyüktür.
ALANLAR TERK EDİLMEMELİ
Kürt halkına soykırım uygulayan, yirmi bir yıldır Önder Apo’yu mutlak tecrit altında tutan faşist Türk devlet yetkililerinin yaptığı açıklamaların bir anlamı ve değeri yoktur. Hareketimiz ve halkımız Kürt düşmanı bu faşist iktidarın açıklamalarına inanmamaktadır. Bu açıdan Önder Apo’nun avukatları derhal İmralı’ya gitmeli, gerçekleri halkımıza ve kamuoyuna açıklamalıdır. Avukatlar ve aileler İmralı’ya gitmeden ve gelip açıklama yapmadan halkımız, dostlarımız, kadınlar ve gençler meydanları terk etmemelidir. Halkımız dört parça Kürdistan’da ve ülke dışında tepkisini en güçlü bir biçimde ortaya koymalı, meydanları doldurmalıdır. Halkımız her yerde yediden yetmişe seferber olmalı, avukatlardan gerçekleri öğrenmeyene kadar meydanları bırakmamalıdır.
Bu temelde halkımızı, halkları, demokrasi güçlerini, anti faşist tüm kesimleri, kadınları ve gençleri tecrite karşı ayağa kalkmaya ve tepkisini en güçlü bir biçimde ortaya koymaya çağırıyoruz! Bir kez daha görüldü ki İmralı’daki tecrit sistemi ortadan kalkmadan ve Önder Apo’nun sağlık, güvenlik ve özgürlük sorunu çözülmeden, Türkiye’ye özgürlük, demokrasi, barış ve adalet gelmez.