BEHDİNAN – KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, İmralı’daki yangına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
KCK açıklaması şöyle:
“AKP-MHP ittifakının faşist ve Kürt düşmanı İçişleri Bakanı İmralı’da yangın çıktığı açıklamasını yaptı. Bu açıklamanın bir konuşma arasında söylenmesi bir amaç taşıdığını göstermektedir. Kış günü yangın çıktığının söylenmesi İmralı’da Kürt Halk Önderi ve arkadaşları üzerinde bir komplo peşinde olduklarını göstermektedir. İdlib savaşının yoğunlaştığı süreçte böyle bir açıklamanın yapılması Kürt halkını ve kurumlarını harekete geçirmiştir. Kürt halkı ve örgütlü yapıları Rêber Apo’dan haber alınana kadar ayakta olunması çağrısını yapmıştır. Bunun üzerine Kürt halkı bulunduğu her yerde tutumunu net ortaya koymuş ve ayağa kalkmıştır. Kürt halkı ve dostları Rêber Apo’nun sağlık ve güvenlik içinde olduğunun haberini beklemektedir.
AVUKATLARLA RÊBER APO’NUN GÖRÜŞTÜRÜLMESİ MUTLAKA SAĞLANMALIDIR
Ancak Türk devleti hala Kürt halkının çağrılarına cevap olarak adım atmamıştır. Önderliğimiz avukatları ile görüştürülmemiştir. Türk devletinin Kürt halkına yönelik düşmanlığı en açık biçimde İmralı’da ortaya konulmaktadır. İmralı’da Rêber Apo ağır tecrit altında tutulduğu gibi, İmralı’da yangın çıktı haberleriyle Kürt halkının duygularına ve iradesine açıkça bir saldırı yapılmaktadır. Rêber Apo’nun avukatlarıyla görüştürülmemesi bilinçli bir özel savaş tutumudur. Bu açıdan Kürt halkı, dostları ve tüm demokrasi güçleri her yerde ayağa kalkışını daha güçlü hale getirerek avukatlarla Rêber Apo’nun görüştürülmesini mutlaka sağlamalıdır.
Yangın açıklamasının kış günü ve İdlib savaşı ortamında yapılması tabi ki halkımız tarafından kaygıyla karşılanacaktır. Rêber Apo ve İmralı’yla ilgili her kuşku yaratıcı bilgi ve açıklama bizler ve halkımız tarafından en yüksek düzeyde ciddiye alınacaktır. Çünkü Rêber Apo’nun sağlık ve güvenliği Kürt halkı ve Özgürlük Hareketimiz açısından bir varlık yokluk konusudur. Bursa valisinin yangın söndürüldü gibi açıklama yapması, içişleri bakanının gayri ciddi, halkımızın duygularıyla oynama yaklaşımının devamı olmaktadır. Bu tür açıklamaların Kürt halkı açısından hiçbir değeri yoktur. Bu açıklamalar halkımızın öfkesini daha da artırmaktadır. İmralı’da olabilecek her olumsuzluktan başta Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP iktidarı sorumlu olacaktır. Rêber Apo’nun sağlık ve güvenliği konusunda bizzat Türk devleti ve bağlı olduğu uluslararası kurumlar sorumludur. Rêber Apo’nun esaret altına alınmasında birinci dereceden sorumluluğu olanlar ABD ve NATO’dur. Bu açıdan tüm bu güçlerin Rêber Apo’nun sağlık ve güvenlik içinde olduğunu gösteren inandırıcı bir adım atmaları beklenmektedir.
Avukatları ve aileleri yangın açıklamasından sonra görüşme başvurusu yapmışlar, ancak bu başvuruları karşılık bulmamıştır. Bir daha hatırlatmak istiyoruz; Rêber Apo ve İmralı üzerinde basit oyunlar ve uğursuz hesaplar içinde olunmamalıdır. Rêber Apo on milyonlarca Kürt halkının önderi olduğu gibi, başta Ortadoğu halkları olmak üzere tüm dünya halklarının ve demokrasi güçlerinin de özgürlük ve demokrasi mücadelesinin yol göstericisidir. Rêber Apo’ya yönelik her olumsuz yaklaşım Kürt halkına, Türkiye halklarına, Ortadoğu ve dünya halklarına da bir düşmanlık ve saldırı olacaktır.
Halkımız ve dostlarımız Süleyman Soylu’nun gayri ciddi ve maksatlı açıklamasını duyar duymaz ‘Güneşimizi Karartamazsınız’ direniş ruhuyla ayağa kalkarak Rêber Apo’ya sahiplenmişlerdir. Bu sahiplenme ve direniş Rêber Apo’nun sağlık ve güvenliği konusunda inandırıcı bilgi alınana kadar da kesintisiz sürdürülmelidir. 2020 yılı tecridin kırılıp faşizmin yenilgiye uğratılarak Türkiye ve Ortadoğu’da demokratikleşmenin gerçekleştirildiği, Rêber Apo’nun ve Kürt halkının özgürlüğüne kavuşturulduğu yıl haline getirilmelidir.”