HABER MERKEZİ – HPG-BİM (Hézén Parastina Gel- Basın İrtibat Birimi) 6.4.2020 tarihinde yaptığı açıklama ile Tekoşer Gever(Müslih İke)’in, 20 Ağustos 2019 tarihinde şahadete ulaştığını açıkladı. Tekoşer Gever, Kürdistan halkı ve dostları tarafından da tanınan, bilinen HPG komutanları arasında yer almaktaydı. Düşman güçleri tarafından da yakından tanınmaktaydı. Onlarca yıldır Kürdistan dağlarında bir gerilla ve komutan olarak mücadele yürütmüştü. Onun tek bir isteği vardı. O da ülkesinin özgürlüğü ve halk olarak özgür yaşamaktı. Onun içindir ki, ilk gençlik yıllarına adımını attığı andan itibaren bu amacını gerçekleştirmek için PKK saflarına katılmıştı. Yurtsever bir ailenin çocuğu olarak büyümüş olmasının da yaptığı bu tercihte önemli rolü olmuştu.
Gever sadece Hakkari’ler tarafından değil, tüm Kürdistan halkı tarafından da bilinen Kürt direniş merkezleri içerisinde yer almıştır. Her zaman bu özelliğini de korumuştur. O nedenle de sürekli olarak soykırımcı TC Devleti’nin saldırı hedefleri arasında yerini almıştır. 2015 ve 2016 yılların da yaşanan “Öz Yönetim Direnişlerini” bilenler, yaşayanlar Gever halkının direnişçi özelliğini hemen gözlerinin önünde canlandıracaklardır.
Gever’de Sur, Cizre, Nusaybin ve diğer direniş merkezleri gibi, 2016 yılında Kürdistan’da yaşanan “Öz Yönetim Direniş” kalelerinden biri olarak tarihe geçmiştir. Tekoşer Gever’de böyle bir coğrafyanın evladı olarak PKK saflarına katılmış, mücadeledeki kararlılığı ve öncü kişiliği ile sömürgecilere hak ettikleri cevabın verildiği, öz yönetim direnişlerinde halk kahramanlığının açığa çıkartılmasında manevi, moral güçlerinin süzüldüğü birikimi hazırlayan öncü kişiliklerdendir. Bu yönleriyle de her zaman Gever halkının ve gençliğinin sembolleri arasında yerini almış ve öyle kabul edilmiştir.
DAİŞ’in 2014 yılında Mahmur’a işgal saldırısına karşı gerçekleşen direnişin komutanı olarak da tarihsel bir görev ve sorumluluğu yerine getirmiştir. Amacına ulaşamayan DAİŞ çetelerinin cenazelerini arkada bırakarak Mahmur’dan kaçışı, o zamana kadar yediği en büyük darbelerden biri olarak tarihe geçmişti. Orada DAİŞ yenilmiş, HPG’nin öncülüğünde direnen halk kazanmıştı. Bu başarı aynı zaman da DAİŞ’in Hewler başta olmak üzere Güney Kürdistan’a yönelik gerçekleştirmeyi hedeflediği işgal planını da boşa çıkarmıştı. Zamanın Güney Kürdistan Bölgesel Yönetim Başkanı Mesut Barzani’nin Mahmur ziyareti de böylesi bir gerçeklik sonucunda yaşanmıştı. Mesut Barzani, Komutan Tekoşer Gever ve orada bulunan halk temsilcileri ile görüşmüştü.
Tekoşer Gever öncü, komutan özellikleriyle birlikte tam bir görev insanıydı. Üstlendiği görevleri her zaman büyük bir istekle karşıladı; küçük, büyük ayırımında bulunmadı. Bunun bir sonucu olarak da her zaman büyük bir istekle, ikirciksiz bir yürüyüşün sahibi oldu. Kişisel bir endişe ve kaygıya kapılmadı. Nerede ihtiyaç varsa, orada oldu. Adımlarını atarken tereddüt etmedi ve ayağını sağlam yere bastı. En sıcak çatışma alanlarında yer aldı. Mevzilerde çatışarak, savaşı içerisinde yaşayarak komutanlık görev ve sorumluluklarını yerini getirdi. O bir komutandı, ama savaş içerisinde de tam bir savaşçı ve yol arkadaşıydı. Savaş arkadaşlarıyla sonuna kadar birlikte yürüdü ve geride kaldığını hiçbir kimse görmedi. Hep önde yürüdü, örnek oldu.
Bakur ve Başur Kürdistan’ın neredeyse tüm dağlarından savaştı. Onun için her yer Kürdistan ve sömürgeci, işgal güçlerine karşı bir savaş alanıydı. Botan’dan, Zağroslara, Bakuré Kürdistan’ın derinliklerine, Başuré Kürdistan’ın birbirinin ardı sıra birer gerdanlık gibi dizilmiş olan dağlarına varıncaya kadar her yer onun için tutulması, olunması gereken özgürlük mevzileriydi. Bu inançla da sonuna kadar yanından ayırmadığı silahını elinden düşürmedi. Bir ucu Toroslara, diğer ucu da Kandil Dağları’na kadar uzanan Zağros’ların bir parçası olan Hakurke dağlarında da komutası altında yürütülen savaş gerçeğine damgasını vuranda onun bu gerçekliği oldu.
Tekoşer Gever, soykırımcı TC Devleti’nin işgal saldırılarına karşı bulunduğu mevzileri bir direniş kalesi haline getirme arayış ve mücadelesi içerisinde olmaktan hiçbir zaman geri kalmadı. Son yıllarının büyük bir kısmını verdiği Hakurke’de neredeyse günün 24 saatini hep buna ayırdı. Yanında olan yoldaşlarıyla tartıştı ve hazırlıklar yaptı. Gitmediği bir mevzi, çıkmadığı bir tepe, adımlamadığı bir patika kalmadı. Düşmanın hareket tarzını sürekli izlediği gibi, ona güçlü darbeler vurdu. Cumaali, Agiri ve daha onlarca kahraman yoldaşının şahadetine tanıklık etti. Yaşamı ve mücadelesi ile onların sürekli olarak yoldaşı olmanın sorumluğu ve bilincini taşıdı. Soykırımcı TC Devleti’nin Hakurke’de gerçekleştirmeye çalıştığı işgal saldırısına karşı bugün yaşanan direnişin büyük bir özveri ve çaba ile temellerini atma çabası içerisinde oldu.
En son görevli olarak bulunduğu Behdinan’da 20 Ağustos 2019 tarihinde şahadete ulaştı. Bir yoldaştı. En kutsal değer olan Apocu yoldaşlık ilkesine bağlı kaldı. Yoldaşlığın sıcaklığını, samimiyetini paylaştı. Kendisi için değil; ülkesi ve halkı için yaşadı. Verebileceklerini vermekten, yapabileceklerini yapmaktan hiçbir zaman geri kalmadı.
Tekoşer Gever’i tanıyanlar, birlikte yaşayanlar onu hep bu yönüyle hatırlayacak ve unutmayacaklardır.
Her zaman bizimle olacaksın!
Cemal ŞERİK
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi