BEHDİNAN
“Nihayet grubumuz yola çıktı. Yani sonunda limandan demir aldık, Botana doğru yol aldık. Günlerdir yola çıkmaka için bekleyip durduk. Arkadaşlar bizeri güzel bir törenle yolculardılar. Bizim yola çıkmamızla yağmurun yağması bir oldu. Sanki yağmak için bizi bekliyordu gibi bir havası vardı. İlk mola yerimize kadar hiç durmadık. Yola çıkmamızla beraber heyecanımızda artmıştı. Bu yolculuğumuza bir de isim bulduk; Umuda Yolculuk…
Bulduğum bu ismi tüm arkadaşlar çok beğendi. Gece bir Şikeftê kaldık ve oldukça üşüdüm. Aslında bundan sonra yaşamımızın bir parçası olan üşümek duyusunu yazmamalıyım çünkü bu artık olağan bir durum olacaktır. Biraz ısındık ta sonra Şikeftin en tenha yerine geçerek yazmaya başladım. Beni gören arkadaşlar hemen yanıma gelip Ne yapıyorsun?Günlük mü tutuyorsun? diye sordular. Bende onlara “Hayır heval ben günlük değil birkaç günlük tutuyorum” diye cevap verdim. Tabi bu cevabın önce onları şaşırtıyor sonra da gülüyorlardı. Yanımdan geçen her arkadaş, “Heval Harun bizleri de yaz diyordu”. O zaman anlıyorum yazmanın değerini. Yazmak önemlidir diyorum. Kendini, yoldaşlarını yaşamı yani anlam verdiğin her şeyi yazmak ve tarihe bırakmak önemlidir. Bana bu defteri yazmam için Sabri arkadaş vermişti. Acaba bu defteri bana hediye ederken bir gün onunda şehadetini de yazacağımı hiç tahmin etti mi? Hiç sanmıyorum. Ölüm ondan çok uzak olmasa da o ölümden çok uzaktı. Neşe kaynağımız Sabri arkadaş seni çok özledim. Sen her aklıma geldiğinde sana olan özlemim daha da artmaktadır. Ne seni nede bizlere bıraktığın güzel günleri asla unutmayacağım.
Önderlik her zaman çocukluk hayallerinden ve o hayallerine etmediğinden söz ediyor. Dünya denilen aleme her daim çocuk saflığındaki gözlerle baktı. Düşünüyorum da çocukluk hayalerim çok az geliyor aklıma. Belkide bu yüzden hayaleri peşinden koşan mücadele eden birisi olamadım. Hayaller kadar önemli olduğuna inandığım bir başka şey de insanın yaşadığı içinde güzel paylaşımlar bulduğu emeğin, sevginin, iyinin ve doğruluğun olduğu anılardır. Bence insanlar hayalleri kadar anılarında ihanet etmemeliler. Çünkü yaşadağımız hayaller de bizi geleceğe ulaştıran köprüler vardır. Yaşadığımız zor durumlarda bizleri ayakta tutan bizlere güç veren bu anılardır. Bu yüzden diyorum ki insanlar hiç bir zaman yaşadıklarına, anılarına ihanet etmemelidir. Ben öyle güzel insanlar tanıdım ki onları, onlarla yaşadığım anıları unutmam mümkün değil. Andok gibi Bişar, Ferhat Cumali ve Mazlum gibi yiğit yoldaşlarla kaldım. Onlarla derin ve değerli paylaşımlarım oldu. Bu yüzden de ben bu yoldaşları hep yaşayacağım. Belkide bu şekilde kismi de olsa özgürlüğü olmayanın onuru da olmaz diyen yoldaşlara layık olurum ve olacağım. Bu konuda kendime inanıyor ve sonuna kadar güveniyorum. Ben ne yoldaşlarımı ne de onlarla olan anılarımı unutmayacağım. Belki onları hak ettikleri kadar sahiplenmiyoruz ama her bir yoldaşın benim yüreğimde ayrı bir yeri var. Bu günde çok değer verdiğim bir yoldaşımdan Ladin arkadaştan bir not aldım. Bu notu aldığımda hem sevindim hemde utandım. Uzun bir süredir ona bir selam bile yolamamıştım. Ama o bana not yolamış. Hemde onu sormadığım için hiçbir şekilde kızmamış. Notunun sonunda umarım bir gün Amed Surlarında buluşuruz demiş.
Amed gerçekten de İlkay Akkaya’nın şarksında söylediği gibi hayallerimizin, düşlerimizin şehri. Bir gün mutlaka tüm yoldaşdaşlarımız ve halkımız ile beraber Önderliğimizi kucaklayacağız. Buna bütün yüreğim ile inanıyor ve bu hayalime sıkı sıkı sarılıyorum. Bir gün mutlaka hayallerimizin kenti Amed’de yek yürek olacağız. O gün yakın…
NC/Arhat BA