HABER MERKEZİ
Şehitleri kelimelerle ifade etmek olanaksızdır. Onları unutmak kendi bitişini hazırlamak, ölümünü sağ iken yaşamaktır. Çünkü; şehitler hiçbir zaman ölüm ile birleşemez. PKK’de ölüm; kendini, özünü ve geçmişini inkâr edendir, gerçek ölüler gerçekliği inkâr edenlerdir.
Eskiden insanlar birbirine mesafeliydiler, ölen insanlar çabuk unutulurdu, üç gün yas tutulurdu, karalar bağlanır üçüncü günün sonunda unutmaya yüz tutardı. Hayat onlar hiç yaşanmamış gibi sürerdi. Yaşayan insanlar ise kendilerini ölümden soyutlarlardı ama bu büyük bir kandırmacaydı. PKK mücadelesi ile gerçek ortaya çıktı ve ölüm eskiden bakıldığı gibi ölüm değil, yaşam insanların yaşadığı gibi bir yaşam değil. PKK’de ne mücadelesiz yaşam ne de mücadelesiz bir ölüm kabul edilir. PKK’de mücadele ile şehit olunur. PKK her an şehitlerle yaşar ve her an şehitler, anılar, deneyimler ve öğretiler ile yaşanır. Önderlik, “sizler şehitleri toprağa gömerken, ben şehitleri yüreğimde yaşatıyorum” diyor. Önderliğin bu sözünü yaşamla bütünleştirip günümüzdeki en büyük örneğini PKK’nin doğuşunda buluyoruz. PKK’nin doğuşuna baktığımızda; yoldaşlık ve devrimci sözü ve hissi, yaşam, intikam, ahlak, doğru bağlanmak ve doğru savaşımı, ciddiyetle emeği, yoldaşlığı her an değişim ve yeniliğe açıklığı yaşıyoruz.
18 Mayıs bir komplo ile faşist kişiler ve kendi çıkarlarını düşünen sömürgeciler yeni yaşamın büyük öncüsü ve devrimci Haki KARER yoldaşını şehit ettiler. Haki KARER yoldaş, özgür yaşam için, özgür topluluk için şehadetini gerçekleştirerek APOCU grubu dağıtmayı, kendi denetimlerine almayı ve Kürt halkına göz dağı vermeyi hedeflediler. Ama Haki KARER yoldaşın, arkadaşı, yoldaşı APOCU grubun öncüsü Önder APO verdiği söz ile Haki KARER yoldaşı yaşatmak ve intikamını alma sözü ile partileşmeye gitmiştir. Diğer yüzlerce şehitlerimizden biri de şehit Hozan Mizgin’dir. Şehit Mizgin’in öncü duruşu, örgütteki emekleri, dik duruşu ile sesiyle ses, güçlü savaşımı ile yüzlerce kadına güç olmuştur. Şehit Hozan Mizgin 11 Mayıs 1992 yılında mücadelesi ile aldığı sorumlu olduğu görev ile hegemon ve faşist Türk Devleti ile girdiği çatışmada Garzan Eyaleti’nde şehit düşmüştür.
PKK’de gün şehitlere söz vermek ile başlanır ve şehitler ile her an devam ettirilir. Bu sayede PKK şehitler partisidir. Onlarla birlikte daha ciddi yaklaşımlar olmuştur. Mayıs ayı şehitleri ile birlikte silahlı savaşım borç haline gelmiştir. Şehit yoldaşlar sayesinde günümüz savaş gerçekliğine ulaşmış olduk. Önder APO, “her şehit düşen arkadaş Haki KARER yoldaş gibi bir Haki değil yüzlerce Haki oluşturacaktır” diyor, böylelikle PKK büyüyecek, mücadele büyüyecektir.
Haki KARER yoldaş başta olmak üzere Mayıs ayı şehitleri anısına sahip çıkmak, doğru kararlar vermek özgür savaşımı ortaya çıkardı. Bizim şehitlere sahip çıkışımız sistemi bozguna uğratan, düşmanı yıkan en büyük savaştır. Sistem geçmişten bugüne kadar şehit yoldaşlar üzerine her türlü kirli, adaletsiz, cani bir şekilde dokunmakta şehitler ailelerine teslim edilmemektedir. İşte böyle bir zamanda faşist T.C. devleti şehit Egid İPEK yoldaşı şehit düşürdü. Şehit Egid İPEK, genç bakışı, öncü duruşu ve mücadelesi ile Kürt halkına örnek olmuştur. Faşist T.C. devleti, yoldaşımızın bedeni üzerinde kirli politikalarını gerçekleştirdi. Halise Ana’ya yoldaşımızın bedenini bir kutu içerisinde bir kutu içerisinde kargo ile gönderdiler. Ama şunu bilmiyorlardı belki şehit Egid’in bedenini o kutuya sığdırmış olabilirler ama ruhu değil bir kutuya yüzlerce kutuya sığmayacak kadar mücadeleci ve özgür… Halise Ana “düşman cansız bedenlerimizden bile korkuyorlar çünkü; ne kadar kayıp vereceklerini biliyorlar” diyor. Halise Ana’nın söz ettiği bedel binlerce gencin yeniden filizlenmesi olacaktır. Mücadelesi, intikamı ve özgürlük mücadelesi olacaktır. Bugün benim gibi yüzlerce Kürt genci düşmana verilecek bedel şehitlerin yolunda yürüyecek militanlar olacak.
Gerilla Sema’nın Günlüğünden