HABER MERKEZİ
15 Haziran tarihinde Türk Ordusu yeni bir operasyon gerçekleştirdiğini üst perdeden bir açıklama ile duyurdu. Bilmem kaç yüz uçakla Medya Savunma alanları ve Ezidi halkının kadim yurdu Şengal ile sürekli DAİŞ tehdidi yetmezmiş gibi onun ağabeyi TC saldırılarına maruz kalan Maxmur Mülteci Kampındaki 81 noktanın yerle yeksan edildiklerini arsızca iddia etti. Gerilla alanlarının yanında sivil halkın yaşam alanlarına saldırmaları kana susamış niteliklerinin altını çizmek için. İşgal ve soykırım gibi insanlığın yüz karası fiillerini sergiliyorlar bir kez daha. Operasyonun adı olmazsa olmazdı tabi: “Pençe-Kartal”
Kürdistan’da amansız bir savaş sürüyor bu gerçek. Gözünü kan bürümüş faşist sürüler her yerde esasında sadece tekniğe dayanarak saldırıyor. Özgürlük gerilları her yerde yenilmez iradeleri ile bu saldırılara set çekiyor. Bu da tartışılmaz bir gerçek. Fakat sömürgeci TC devleti ne yaparsa yapsın, kimden destek alırsa alsın bir türlü sahada kazanamadığı bu savaşı gerçekleri ters yüz ederek zihinlerde kazanacağını sanıyor. Yaptıkları saldırıları sunuşları tamamen bu niyete yönelmiş durumda. Son operasyonlarının da temel hedeflerinden biri bu.
Sormak gerekiyor; niye yapıldı bu operasyon, hani PKK bitmişti? Neredeyse her gün faşist şefler sayı saymayı baştan öğreniyor gibi Kuzey Kürdistan’da bu ay 563 kaldı, geçen sene 722 idi, gelecek aya 332 kalacak diye açıklama yapıyor. Ne de olsa geçen sene ne dediklerini kendileri bile hatırlamıyor. Bu arada bir kendini akıllı sanan zekâlarını da takdir etmeden geçmeyelim. Hiç yuvarlak sayı kullanmıyorlar, örneğin 650 değil 648. Malum bu şekilde daha gerçekçi. Hem de bu şekilde her birini biliyoruz etkisi de cabası. Reklam şirketleri ile PR üzerine çok çalışmışlar. Mars’taki PKK’lileri vurduk deseler inanacak olan mehter marşı ile uyutulmuş kitlelere bu şekilde kaç kişi katılabilse o kadar kâr. Soylulukla ilgisi soyadından ibaret olan AKP-MHP faşizminin İçişleri Bakanı ağızlarından salyalar akarak “bu sene walla bitti, bitiyor, ha bitecek ha bitecek, biter gibi oldu” diye sürekli TV’lerde reisinden boşuna mı rol çalıyor.
İyi ama madem bu kadar az gerilla kalmış, bunca tantanaya ne gerek var. Başıbozuk oldukları emirlerindeki kurmay yapının üç yıldır sürekli tasfiye ediliyor olmasından belli olan kendini komutan sanan zatlar ergenliğe yeni adım atmış gençler gibi fotoğraf makinalarına poz veriyorlar. Güya üç kuvvet komutanı bir de milli savunma bakanı gibi cafcaflı unvanları ile herkese ne kadar güçlü olduklarını gösteriyorlar. Operasyonun görüntüleri diye sundukları fragmanların sahte olduğunun anlaşılması ise sadece bir gün sürüyor. Her şey ne kadar güçlü olduklarını vurgulamak için. Fakat asıl açıklamaları ne kadar güçsüz olduklarını gösteriyor: “Son dönemde Irak’ın kuzeyinden karakol ve üs bölgelerine taciz ve saldırı teşebbüslerini artırarak hudut ve halkımızın güvenliğini tehdit eden PKK’ye yönelik Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından hava harekâtı düzenlendi.” Anlam bozuklarını düzeltmeye uğraşmak yeterince meşakkatli ama özce bitti denilen Kürt gerillaları direnişlerini yükseltiyormuş, bozuk Türkçeleri ile kendileri söylüyor daha ilk cümle de. Peki, madem bunlar oluyordu onun için büyük bir operasyon yaptınız şimdiye kadar niye bu “artan saldırı girişimlerine” dair bir şey söylemiyordunuz. Kurgudan ibaret bir yapıdan gerçeğin kırıntılarını beklemek bile çoğu zaman gereksiz oluyor. Zayıflar ve tek sığınakları da yalan. Bu her hareketlerinden belli oluyor. İlk sahne bu şekilde bitiyor.
İkinci sahne ise 17 Haziran günü açılıyor. Bir işgal saldırısı daha başlatıyorlar. Bu sefer kara birlikleri ile Medya Savunma Alanlarından Haftanin’i işgal etmek istiyorlar. Son teknoloji ürünleri ile donatılmış paralı askerle iş başında, bu sefer. Yine hayvanlardan aşırılmış bir isim. Bu sefer “Pençe-Kaplan”. İyi de daha geçen sene ucuz Amerikan filmleri gibi adlandırdıkları “Pençe-1, Pençe-2, Pençe-3” operasyonlarının sonuncusunda Haftanin’i işgal ettiklerini zaten duyurmuşlardı. Ne oldu bir kez daha mı zaten işgal ettikleri yeri işgal edecekler. “Pençe-3” yine davul zurna ile başlatmış, ilk gün alanı kontrol altına aldığını ilan etmiş, iki gün sonra bu operasyonu bir daha sözünü etmeme üzere rafa kaldırmıştılar. Final ne olmuştu ki? Biz hatırlatalım daha ilk gün operasyonun komutası gerillaların hedefi olmuş, tasfiye edilmiş ve operasyon daha başlayamadan sonuçsuz kalmıştı. Sınırın üstündeki bir iki tepeye ancak helikopterlerle beton yapılar taşımakla yetinmiştiler. Detaylar bu arada gerçek görüntülerle beraber HPG’nin resmi sitesinde gün gün var, isteyen bakabilir.
Bu arada “Pençe” film serisini Ordu çekmişti, İçişleri Bakanlığı durur mu o da “Kıran” adı altında bir seriyi gösterime koymuştu geçen sene. Yine kameralar sonu bitmeyen rakamlar ve sonuç; gösterimden kalktı hepsi. Hepsinin açılış duyurusu var ama ilaç niyetine bir tanesi için bile “şu gün başladı, şunlar oldu, şu tarihte bitti” diye bir açıklama yapamadılar. Son operasyonun finalinin nasıl olacağını da yine HPG açıklıyor “Operasyonlarına ne ad koyarlarsa koysunlar, tarihi bir darbe alacaklar.” Ardından yine HPG açıklaması geliyor ve “TC İşgal ordusu 4 defa Heftanin alanında asker indirmeye çalıştı ama her seferinde de ağır darbeler yiyerek indirme yapamadan geri gittiler” demektedir. Her zaman olduğu gibi büyük bir medya ve propaganda desteğiyle başlayan bir operasyon daha yine sessiz sedasız rafa kaldırılacak.
Kürdistan’ın her yerini işgal edip Kürt halkını ortadan kaldırmak istiyorlar bunu biliyoruz. Masum hayvanlardan ne istiyorlar peki. Kendi saldırganlıklarına hayvanların adını niye maske seçiyorlar. Ne kartalların ne de kaplanların Kürtlerle bir sorunu yok, faşistlerle ortak bir yanları da. Öte yandan kendi insanlık dışı saldırılarına hayvan isimlerini takmaları TC faşizminin sadece insanlığa düşman olmadığını gösteriyor. Hayvanlara da adlarını kirleterek zarar veriyorlar. Muhtemelen Kartallar da Kaplanlar da bu durumdan oldukça şikâyetçidir. Ne de olsa bu sistem tıpkı Kürtler gibi onları da dilsiz, yok edilebilir nesneler olarak görüyor. Öte yandan acı ama bu vahşi saldırılara ortak olan Kürtler olmasına rağmen bu günaha dâhil olan bir hayvan bile yok.
Yasin Kılıçkaya
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi