HABER MERKEZİ – Gerilla mücadelesinin yürütüldüğü alanlar arasında en yoğun ve en zorlu koşulların olduğu alanlardan bir tanesi de Zagroslar’da bulunan Çarçella alanıdır. Birçok kitapta adı geçen, hasret ve ayrılık hikayelerine konu olan Kürdistan’ın güzel coğrafyası, dört burçlu Çarçellası. Türkçe’de adı Buzul Dağ’dır. Halk arasında ise Reşko olarak bilinir… Baktıkça insanı kendisine bağlayan, bir aşka ulaşmanın gayesine dönüşen bir gerçekliktir Çarçella. Bütün görkemliliği ile karşımızda duruyor.
Bu alanda gerilla mücadelesi yürütmek; uçurumlar, buzul yamaçlar, geçit vermeyen yollar içerisinde savaşmak, bir halkı korumak hiç kolay değildir. Tabii düşmanın da bu dağları aşması, zirveye ulaşması da mümkün değildir. Fakat tüm zorlu koşullara rağmen mücadele yemini veren yoldaşlarımızın yaşama sınırsız katılışı her birinin yüzündeki gülücüklerden anlaşılıyor. Çarçella’nın her güzelliğinde bir yoldaşımız her yoldaşımızın yüzünde Çarçella’dan bir parça kendisini gösteriyor.
Yoldaşlarımız faşist Türk ordusu üzerine yapılacak eylemin hazırlığı içindeler. Eylem gücü çoktan belirlenmiştir. Herkes buna göre kendisini hazırlamaktadır. Bir yandan silahlar ayarlanır, bir yandan cephane çekilir, bir yandan lojistik ihtiyaçlar karşılanır ve bir yandan da doğanın güzelliğinin tadına varılır. Burada hiçbir şey olağan değil, her şey olağanüstündür. Yaşanan her an, her dakika başka bir anlamla yüklüdür. Herkeste eylem heyecanı en üst seviyededir ama yaşam da olağan hızıyla ve coşkusuyla devam etmektedir.
Birê
Bu alanda mücadele yürüten ve eylem gücünde yer alan yoldaşlarımız taktik oyunu olarak bilinen ve gerillanın severek, yoğunlaşarak oynadığı birê oyununu oynuyorlar. Eylem öncesi niye bu oyunu oynuyorsunuz diye sorulduğunda; arkadaşlar bu oyunu gerçekleştirecekleri eylemden çok farklı olmadığını dile getirerek sızmalı bir şekilde tepe taşlarını yıkmayı hedeflediklerini ve böylelikle bu oyunu bir eylem provası olarak gördüklerini dile getiriyorlar. Gerçekten de oyunda yer alan her bir arkadaş oyuna öyle bir ciddiyet ile yaklaşıyor ki, insan kendisini gerçek bir eylem anı içerisinde hissediyor. Heyecan, moral en üst düzeyde, bu her türlü anlaşılıyor. Bu oyunu oynarken ki sevinçleri ve heyecanları yüzlerinde asılı olarak tarihe kalıyor.
Son Hazırlık
Arkadaşlar kendi aralarında iş bölümü yapıyor. Her arkadaşın düzenlemesi branşına göre yapılmış bu yüzden de herkes kendi hazırlığını en hassas şekilde gerçekleştiriyor. Büyük hazırlıkların yapıldığı eyleme katılırken olumsuz tüm olasılıkları en aza indirmek için tüm silah kontrollerini yapıyorlar. Tüm arkadaşların ‘Suikastçı Piling’ olarak adlandırdığı Piling arkadaş da eyleme son birkaç saat kala suikast silahını ayarlıyor. Suikast silahını hazırlarken yaşadığı heyecan gözlerden kaçmıyor. Sanki bir grup olarak değil de tek başına gidecekmiş gibi heyecan yaşıyor. Yoldaşları birê oynarken bile o silahı ile uğraşıyor, son hazırlıklarını yapıyor. Diğer arkadaşlar da tıpkı Piling arkadaş gibi hazırlık içerisinde. Kimi silahını temizliyor, kimi mermilerini yerleştiriyor, kimi son bir kez kemerini kontrol ediyor.
Yalazlarda Çay Taktiği
Eee tabii herkes eylemde yer almıyor. Eylemde yer almayanların yüzünde bir burukluk olsa da kendilerini hiçbir olayın, gelişmenin dışında bırakmıyorlar. En baştan en sona kadar bütün hazırlıkların içinde yer alıyor, eyleme gidermişçesine arkadaşların heyecanına ortak oluyorlar. Eylem grubuna hizmet etmenin mutluluğu ile çay yapan arkadaşlar, çay yaparken de birçok taktik deniyorlar. Denedikleri birkaç yöntem sonrası bir arkadaş çay olayına müdahale ediyor ve eline aldığı uzun bir sopaya çaydanlığı yerleştirip ateşin yalazlarında çay yapmanın bir başka olduğunu dile getiriyor. Aslında haksız da sayılmaz, hem ateş başında sohbetin tadı bir başka oluyor hem de çay içmenin… Ateşin başında yudumlarken çayımızı, her birimiz bir başka arkadaşın sohbetinde güzel anları da demliyoruz.
Bayrak Dikme…
Eyleme kesin zafer ile hazırlanan arkadaşlar sert kayalıkların arasında kendilerini hem güneşten koruyorlardı hem de eylem tepesine dikecekleri bayrağı hazırlıyorlardı. Hazırlık esnasında yüzlerindeki gülümseme mutluluklarını kanıtlar nitelikteydi. Ellerindeki YJA Star bayrağını bizlere doğru sallayıp; “Heval zafer kesindir. Bu daha başlangıç, öyle bir gün gelecek ki Kürdistan’ın tüm tepelerine dikeceğiz bu bayrağı. Ve bir gün gelecek bu diyarlar kadınların yarattığı özgür yaşama tanıklık edecek.” Onların dillerinden yüreğimize dökülen bu sözcükler, adeta ruhumuzu özgürleştirmişti. Evet, artık kadının yaratacağı özgür yaşam bizler için bir ütopya değil; gözle görülür bir gerçekliktir. Buna olan inançla bayrak hazırlığı yapan yoldaşlarımıza el sallıyoruz.
Ve Kısa Bir Veda Vakti…
Güneş elini eteğini çekmeye başlarken, grupların da hazırlıkları bitmek üzere. Artık ayrılık vaktidir. Çarçella’nın her dört burcu kendisini hüzün sarmalından sıyırarak, kendisini bağrında yaşattığı gerillaların gülüşüne bırakıyor. Hepsinin yüzünde ayrı ayrı duyguların verdiği mutluluk var. Eylem grubunda olan bir arkadaşın ağzından; “heval çay üzerinde olsun, geliyoruz.” cümleleri dökülüyor. Hüzün gideni değil kalanı sarıyor bu defa. Geride kalan gerillalar bir daha ki eyleme kendilerinin katılacağı umuduyla yoldaşlarını uğurluyorlar.
‘Serkeftin…’
Her yolculukta bir hüzün olduğu söylenir. Fakat çıkan hiçbir grup içinde hüzne yer yoktu. Tolhildan arkadaş bunu kanıtlarcasına; “Biz buradan yola çıkarken tek bir duygu yaşarız: Başarı. Bunun için kimsede başka duygu yakalayamazsınız” diyor. Gruplar çıkarken herkesin ağzından aynı sözcük dalgalandı: ”Serkeftin”. Kalan grup da buna cevap olarak aynı ses tonunda haykırdı: “SERKEFTİN”
Amara Rojbîn