Berîtan, berrak kutsal bir yaşam yürüyüşüdür…
Berîtan bir aşk deryasıdır…
Aşk ve sevgi tanımı onda sonsuzdur. Yaşam pratiği, sevgi gülleriyle doludur.
Parti tarihimizde önemli bir yeri olan Rubarok eyleminde, takım komutanı olarak yer alır. Bu eylemden sonra yazdığı bir şiirde, yüzünden aldığı yarayla güzelleştiğini, özgür yaşama olan tutkusunu sevgiye ve güzelliğe bağlılığını, Önderliğin tüm bunları kendisinde gerçekleştirdiğini bir sanat inceliğinde işler.
O bir dağ şairidir… İlhamını özgürlük bilincinden ve kutsal topraktan alır.
O bireysel aşkın aşılıp, insan, toplum, toprak, dağ ve kadın aşkıyla oluşan bir aşk ve sevgi tanrıçasıdır. Toplumun tüm geri bağlarından ve bağlayıcı bireysel sözleşmelerinden bir kadın olarak kendini kurtaran, zincirlerini kıran cesaret ve özgürlük bilincidir.
Duyguları akışkandır… Hep özgürlük ırmağına dökülür şiirlerindeki imgeler. Özgürlüğü büyük ve tereddütsüz bir kavga, sonsuz bir mücadele olarak görür. Sevgisini onurlu bir gelecek yaratma aşkına dönüştürür. Çirkinliğe karşı amansız bir savaşçıdır. Gerçek sevgi, öz bilinci yaratarak edinir. Seven üreten ve yaratandır. Özgürlüğün ve güzelliğin sanatçısıdır. Doğru sevgi, özgür ruh ve yaşam felsefesi geliştirir. İnsanda moral, güç ve enerjiyi öldüren sahte aşk, bireyci, bencil duygularla sınırlandırılan mülkiyetçi anlayışlarla sevgiyi mülkleştiren ve marjinalleştiren tüm ucuz, geri ve dar toplumsal yaklaşımlara karşıdır.
Mitolojik destanlarda, Tiamat’ın küçük oğlu Marduk Tiamat’a karşı savaş ilan eder. Onun gücü ve yaratımlarını elde etmenin savaşımı içine girer. Marduk komplo ve yalanlarla Tiamat’ın silahlarını etkisizleştirerek onu yener. Ardından da Tiamat’ın cesedini parça parça eder… Şehit Berîtan bilincini tarihin bu derinliklerinden aldı. Kandırılmıyor ve cesedinin komplocuların eline geçmesine bile izin vermiyor. Çünkü ucuz ve özgürlüğü içinde barındırmayan bir yaşamı kabul etmiyor. O tanrıça Tiamat’ın yenildiği mevzilerde kahramanca ve büyük bir direnişle savaşarak komplo ve ihaneti yenilgiye uğratıyor. Onların çizgi ve felsefesini yenilgiye uğratıyor. Kendini kayalıklardan uçurumun dehlizlerine bırakmadan önce, son mermisine dek savaşıyor. Mermisi kalmayınca, silahını parçalayarak imha ediyor. Böylelikle direnişi ve silahını komploculara bırakmamakla, Tiamat’ın yenilgisini yengiye dönüştürüyor. O’na karşı savaşan düşmanları, O’nun yengisinin şahitleridirler. Destanlaşan bu kutsal direniş onların da kabullendiği bir gerçektir. O’na karşı savaşan peşmergelerden biri, savaş anında Berîtan arkadaşı yaralayınca, yanındaki öbür Peşmerge arkadaşına kızarak, bu büyük direnişçiye saygı duyması gerektiğini belirtiyor. Ardından uçurumun dehlizinde efsaneleşen Berîtan yoldaşın arşa yükselen cansız bedeninin yanına gelen ve O’nun kahramanlığından etkilenen peşmerge, Berîtan yoldaşın belindeki raxtı alarak bugüne dek Şehrezor’daki evinin baş köşesine asarak, büyük direniş karşısında saygı ve etkilenişini dilden dile anlatıyor. ’97’de parti olarak haber gönderip ondaki o kutsal anıyı istediğimizde, bize; “O benim için de kutsaldır ve anlamlıdır. Kutsal bir anı olarak yanımda tutmak istiyorum” diyor. Berîtan yoldaşın gerçekliği böylesine yüce ve düşmanın dahi O’na karşı saygı duyduğu bir gerçekliktir. O, ışığında aydınlanacağımız bir manifestodur. Komploculuğa ve lanetliliğe karşı bir mücadele çizgisidir. Tüm geriliklerin ve olumsuzlukların zeminine karşı bir başkaldırıdır. Özgürlük ideolojisi ekseninde, özgür yaşam çizgisini somutlaştırandır. Bu öncü direnişçi kadın militan, Berîtan yoldaş, I. Kadın Kongresi’nde “Direnişçi Kadın Militan” olarak onurlandırılır.
Her kadında yaşayan bir şehittir Azime yoldaş
Ve Ekim, baharın bitişi yeni bir baharın müjdeleyicisi… Yeni baharlar doğurmaya gebe bırakır yaşamı… Ve bir doğuş, bir doğuş daha… Ölümden yaşamı yaratan, yaşamı ölümsüzleştiren felsefenin diyalektiği bütünleşir yaşama yeni baharlar, yeni yaratımlar bahşeden ekimle.
Ve Kürdistan dağları ekim şehitleriyle çiçeklenir. Azime (Mihriban Saran) yoldaş bir bahar gülü, ekimde filizlenmek üzere toprağa düşen bir yaşam iksiri…
Yıl ’94… Bu kez Botan bir ekim şehidini bağrına alır. Herekol (Herekola Miran) Azime yoldaşla mücadele tarihine görkem katar. Özgürlük savaşımını, büyük kahramanların taşıdığı bayrağı devralarak Botan’a taşıyan Azime yoldaş, parti tarihimizde ilk kadın militanlar arasında yerini almaktadır. Özgürlük mücadelesi devam ettikçe, karanlığın yaratıcılarının saldırıları da devam eder. Ve işte ekim ayında Türk ordusunun Botan alanına gerçekleştirdiği bir operasyon sırasında, öncü militan olmanın sorumluluğu ile en önde yürür Azime yoldaş. Ve hain bir havan parçası ile sonsuzlaşanlar arasında yerini alır.
Görkemli mücadele tarihinin ilk kadın yazarlarından ve tanıklarındandır Azîme yoldaş…
O, özgürlüğe susamış kadının mücadele abidesidir. İlk doğuşun zorlu sancılarını bir kadın militan olarak yaşayan ilklerdendir Şehit Azime. Kadın ordulaşmasında önemli bir rol oynamıştır. Yaşamı özgürlük mücadelesinin sancıları, tecrübeleri ve deneyleri ile doludur. O, yaşamdan öğrenmesini ve öğretmesini bilen büyük bir komutandır. Mücadele tarihimizde, önemli emekleri ve çabası olan Azime yoldaş, ’92 güney savaşında da bir cepheye öncülük etmiştir. Görevini, özgür kadın, öncü kadın bilinciyle başarıyla yerine getirmiştir.
Azime yoldaş, bir kere rahatlıkla yazılacak bir kişilik değildir. O romanlara konu olacak kadar, yaşamı kalbinde yaşamıştır. O Özgürlük mücadelesinde, yaşamı dolu dolu yaşayan bir kahramandır. Duruşu ve mücadelesiyle kadın ordulaşmasında önemli bir miras yaratmıştır.
Azime yoldaş, kadın ordusunun, mihenk taşı ve öncüsüdür.
O, bugün süren özgür kadın mücadelesinin her alanında gizli bir güçtür. Pratiği, mücadelesi, yarattığı değer ve miraslarıyla her dem yaşayan bir özgürlük meşalesidir. Azime yoldaş hiç sönmeyecek olan sonsuz bir yaşam, umut, gelecek ve özgürlük alevidir. Yarattıklarıyla tüm kadınların yüreğine bir yaşam nehri gibi aktı. Akışkandı, sevecendi, yürekleri kendi sevgi selinde büyütendi. Onun olduğu yerde sevgi, yaratıcılık ve güzellik vardı. Özgür yaşamın ve Apocu felsefenin ilkeleriyle yaşamı dönüştüren, güzelleştiren ve büyütendi. Ruh güzelliği ve yürek büyüklüğüyle bir çekim merkeziydi güzellik tanrıçası Azime yoldaş.
Kadının gökkuşağı rengiyle katılırdı yaşama… Renkli ve büyüleyiciydi içinde taşıdığı sonsuz coşku ve moral… Kendi cinsine olan sevgisi, Kadın özgürlük hareketinin gelişmesinin temellerini atarak sonsuz emek, çaba ve fedakarlığı kendinde somutlaştırdı. Yaşamı yaratma, kadını güzelleştirme ve büyütme eylemiydi her anı… Güneşten aldığı sıcaklığıyla yüreğine basardı tüm kadın yoldaşlarını Azime yoldaş… O bir sevgi okyanusuydu.
Kadın Kongresi’nde, kadın ordulaşmasında oynadığı rol ve emeklerinin sonucunda Azime yoldaş’a, “Kadın Ordulaşma Komutanı” ünvanı verildi. Ayrıca Partimiz Azime yoldaşı, “Parti Merkez Manevi Üyesi” unvanı ile onurlandırdı.