HABER MERKEZİ – Gençlik Örgütleri yaptıkları yazılı bir çağrı ile tüm gençliğe seslenerek özgürlüğü ve kurtuluşu birleşik mücadele ile yaşamları ve geleceği birlikte örgütlemeye çağırdı.
Gençlik Örgütlerinin yaptığı çağrı şu şekilde;
Korkmuyoruz
Üniversitelerde faşist çeteleri beslemedik, bilimsel eğitimi zincire vurup akademiyi kapitalizmin bir çarkı haline getirmedik. Tacizci-tecavüzcü hocaları aklayıp, Barış isteyen akademisyenleri ihraç etmedik. Korona salgınında hiçbir alt yapı oluşturmayarak öğrencilerin eğitim hakkını gasp etmedik. Gecenin bir vakti öğrencileri yurtlarından çıkarıp sokağa atmadık.
Korkmuyoruz
Hiçbir genci staj adı altında sağlıksız ve güvencesiz bir ortama mahkûm edip emeğini sömürmedik. Hiçbir gencin yaşamına, geleceğine, özgürlüğüne saldırmadık.
Korkmuyoruz
Hiçbir öğrenciyi ölüme mahkûm etmedik. Kartında parası olmayanı, geleceğinin olmadığını düşüneni, mezun olup işsiz kalanı, tecavüze maruz kalıp sesini duyuramayanı çaresiz bırakıp intihara sürüklemedik.
Korkmuyoruz
Halka ve insanlığa karşı tek bir suç işlemedik. Kimseyi kandırmadık.
Korkmuyoruz
Eğer adil, eşit, özgür bir gelecek istemek “suç”sa bu “suçu” işlemekten de korkmuyoruz. Biz korkmuyoruz. Ama sizin çok korktuğunuzu biliyoruz.
Korkuyorsunuz çünkü, Gezi’de, Suruç’ta, Ankara’da, üniversitelerde, sokaklarda, meydanlarda gençleri katlettiniz. Geçinemeyen öğrenciyi, iş bulamayan genci, parası olmayan liseliyi ölüme mahkûm ettiniz. Öldüremediklerinizi tutukladınız, tutuklayamadıklarınıza saldırdınız. Kendi korkularınızı saklayabilmek için gençliği korkutmaya çalıştınız.
Korkmakta haklısınız, çünkü siz kirli savaşlarınızın, kanınızın, pisliğinizin bedelini gençlere ödetmeye çalıştınız. Katil, barbar, tacizci-tecavüzcü çeteleri besleyip okullarımıza, meydanlarımıza, yaşam alanlarımıza saldınız.
Eğitimi anti-bilimsel ve niteliksiz kılan da sizdiniz, kayyum rektörlerle kampüsleri abluka altına alan da. Sonra bu ablukaya karşı özgürlük isteyen gençlere saldıran, öğrencileri okuldan atan, uzaklaştıran, gözaltına alan, tutuklayan da sizdiniz.
Yemekhane fiyatlarına zam yapıp parası olmayanı aç bırakan; yurt fiyatlarına zam yapıp parası olmayanı sokağa atan da sizdiniz. Milyonlarca gencin hayallerini, umutlarını, bugünlerini, geleceğini çaldınız. Yetmedi cebindeki üç kuruşluk burslara göz diktiniz. Ucuza çalıştırıp emeğini sömürdünüz; mezun edip işsiz bıraktınız.
Bu kadar zenginliğin, gücün, ihtişamın, iktidarın, zorun, baskının sahibi olmanıza rağmen korkuyorsunuz çünkü sahip olduğunuz her şeyi bizden çaldığınızı siz de biliyorsunuz.
Ve biz de biliyoruz, tüm korkularınızı derinleştirip sonunuzu getirecek olan güce, bizden çaldığınız her şeyi boynunuza dolayıp ipini çekecek cesarete sahibiz. Bu güç ve cesareti dayandırdığımız nokta dün Sarıgazi’de bugün Kadıköy’de korkunuzu dışa vurarak saldırdığınız birlikteliğimizdir, birlikte mücadelemizdir. Karşınızda tarihimizden aldığımız cüretimizle dikilerek birleşik mücadele ruhunu hayatın her alanına taşımaya, birleşik mücadele hattının inşacısı olmaya, çağrıcısı olmaya devam edeceğiz. Bu çağrı yalnızca bize ait değildir. Bu çağrı, bugün fotoğraflarından dahi korktuğunuz Mahir’in, Deniz’in, Mazlum’un, İbrahim’in çağrısıdır. Bu çağrı, yemek kartında parası olmadığı için intihar eden Sibel’in, staj yaptığı gemide ihmaller sonucu ölen Mustafa’nın, bir geleceği olmadığını düşünerek yaşamına son veren Furkan’ın, aylardır bulunamayan Gülistan’ın, okul çıkışında reddettiği erkek tarafından öldürülen Helin’in, polis tarafından öldürülen Kemal’in çağrısıdır. Bu çağrı bugün Kadıköy’de devletin polisinin saldırdığı yüzlerce yoldaşımızın, gözaltında insanlık dışı işkenceye, çıplak aramaya maruz kalan 60 yoldaşımızın çağrısıdır.
Gençliği bu çağrıya ortak olmaya davet ediyoruz!
Onların korkularını derinleştirmek, sonlarını getirmek, bu düzeni değiştirmek bizim elimizde. Özgürlüğümüz ve kurtuluşumuz birleşik mücadele, yaşamlarımızı ve geleceğimizi birlikte örgütlemekte.
Birleşerek geliyoruz, Özgürlüğe birlikte yürüyoruz!