HABER MERKEZİ – Dünya hepsi Corona Virüs salgınına karşı tedbirleri tartışır, önleyici politikalar geliştirirken, iki güç Corona Virüsü istismar ederek bununla mücadeleyi de mülkiyetçi, ırkçı ve şoven politikalarla kendi iktidar çıkarları uğruna ciddi istismar ederek halkı aldatmaya çalıştı. Bu güçlerin ilki TC’yi yöneten AKP-MHP faşist bloğu, ikinci güç ise Başurê Kurdistan bölgesini yöneten KDP dar milliyetçi, işbirlikçi gücü olmaktadır.
TC adına AKP-MHP faşist iktidarı bir yıldır ortaya çıkan Corona Virüs koşullarında neredeyse saldırmadığı Kürt coğrafyası kalmadı. Bununla da yetinmeyerek Libya çöllerinde, Karabağ Kafkasyasına kadar yarattığı paralı çetelerle savaş ve saldırgan politikalarda ısrar etti.
KDP’de adeta AKP-MHP faşizminin politik bir versiyonu olarak Mart 2020 de Zini Werte’ye mevzilenme ile provakasyon başlattı. Bunun ile son bir yılda adım adım TC faşist rejiminin teşvikiyle Bradost, Xakurke, Xinere, Metina, Zap, Heftanin ve Gare coğrafyalarını güneyden kuşatan mevzilenmelere girişti. Kürtler açısından tüm kazanımların yok olacağı, işbirlikçi-hanedancı bir siyaset izleyerek çatışma aşamasına getirdi.
Başur’da iktidar YNK, Goran ve KDP tarafından paylaşılmış durumda. Kdp’nin tüm bu hayırsız ve işgalcilere çanak tutan politikalarına diğer Kürt güçleri resmi örgütleri adına neden bu tehlikeli gidişata tavır koyan açıklamalar yapmıyor? Sadece kimi parlementerler dışında resmi partiler adına şuana kadar KDP’nin düşmanca tutumlarını açıktan eleştirmiş değiller.
YNK, Goran ve diğer Kürt partileri arasında kişiler düzeyinde net ve açık tutum koyan kişler oluyor. Yine bir çok duyarlı, geçmişte yöneticilik yapmış kişiler çok önemli ve sorumlu açıklamaları şüphesiz yapıyorlar. Örneğin kurumsal anlamda kdp’nin hiçbir uygulamasına karşı YNK Eşbaşkanlığı kamuoyuna dönük şuana kadar açıklamada bulunmamıştır. Yine Goran Hareketi Yönetimi adına böyle bir beyan basına yansımamıştır. Acaba gerçekten bu güçlerin Kürt Özgürlük Hareketine karşı gizli bir ajandaları mı var?
Amerika, İran, Türkiye vb. Güçlerden bağımsız olarak Başur Hükümeti ve partileri politikayı ne zaman yapacaklardır? İşte bu sorular düşünüldüğünde kdp’nin tarihsel ve şimdi dahil sömürgeci işgalci ulus devletlerle işbirlikçi politikalarını her açıdan teşhir ettirmek, karşısında durmak gerekiyor.
Adeta bir ihanet damarı gibi Kürtlere ve Kürdistan tarihine kazınmış olan kdp’nin hanedancılık, ailecilik, dar aşiretçi-milliyetçilik kültürü ve anlayışı tüm yönleri ile teşhir edilmeli, zihniyette, fikir ve eylemde gerçek yurtseverliğin rolü açığa çıkartılarak doğru yurtsever ve demokrat olmanın yol, yöntem ve mücadele tarzının yaratılması gerekir.
Bunun dışında diyalektik olarak baskı altına alınıp, kuşatılmaya çalışılan her kim olursa olsun zor karşısında meşru savunma hakkı vardır. Bu hak kutsaldır. Gerillaya daha fazla zor ve şiddetle yaklaşacak kim olursa olsun sonu hüsran olacaktır. Gerilla mücadelesi bunun örnekleriyle doludur.
Mesrur Barzani önderliğindeki Gulan ve Roj peşmergeleri paralı asker yapılanmasıdır. Bunlarla savaşı devşirmek, provakasyonlar yaratmak ne Mesrur Barzani’ye ne de Başur Hükümetine başarı getirmeyecektir. Aksine bunda ısrar edilirse KDP’nin başta Kürtler olmak üzere halklar nezdinde politik prestiji sıfıra düşecektir. Onun için kim adına ve hangi grup olursa olsun an önce gerillayı kuşatan güçler geri karargahlarına dönmelidirler. Aksine bu tutumlarında ısrar ederlerse Kürdistan’daki tüm kazanımları sömürgeci ve işgalcilere yem edeceklerdir.
KDP’nin işbirlikçi, hain politikaları başarısız olursa Ulusal Birliğin yolu açılacaktır.
Hasan Çarçella