HABER MERKEZİ –
Gençlik yıllardır Ortadoğu coğrafyasında devam eden kapitalist eğitim politikalarının neticesi olarak kendi öz kültüründen uzaklaşmış durumdadır. Bu konu üzerine yazı yazmanın gerekliliği ise Kürdistan coğrafyasında devam eden yozlaşmanın varlığıdır.
Bu konu birkaç başlık altında incelenebilinir;
Eğitim her alanda her zaman için önemli bir konudur. Bu alanlar gerek özel savaş alanı olsun gerek bizlerin haklı savaşı olsun eğitim boşluğa yer verilebilecek bir konu değildir. Devlet olgusu tarih boyunca var olduğu gibi eğitim olgusu da var olmuştur. Bu birlikteliğin temelinde Devlet kendi belirlediği eğitim politikaları ile toplumun en dinamik gücü olan gençliği ehlileştirmeyi amaçlamıştır. Unutmamak gerekir ki eğitim ile insanlar yetiştirilir ve yönetilir. Bir insanın nasıl yaşayacağı, hangi değerleri benimseyeceği ve hangi değerler uğruna savaşacağı özüne ancak iyi bir eğitimle yerleştirilir.
Bu sebepten Batılı kapitalist devletler Afrika’da, Kuzey Amerika’da yerli halkların çocuklarına karşı asimilasyon politikaları temelinde ele aldıkları eğitim sistemleri ile fiziken yerli halklara ait çocukların yetiştiklerinde kendi halkından uzak, utanan ve efendilerine itaat eden varlıklar haline getirebilmiştir. İngilizlerin Hindistan’ı işgalinden sonra kendi okullarını açmalarından, Abdülhamid’in aşiret mekteplerine kadar bunun birçok örneğini görmek mümkündür.
Mezopotamya’nın tarihinde var olan Kürt halkının efsanelerinin ya da tarihi başarılarının bugün bilinmeyişi halkımızın varoluşunun kabullenilmeyişi, tarihinden uzaklığından ve emperyalist eğitimin Kürt halkına karşı uyguladığı politikaların bir başarısıdır.
Anadilde eğitim hakkı tüm halkların temel hakkı iken Suriye, İran ve Türkiye’de yaşayan Kürt halkı bu hakkından mahrum yaşamakta ve baskılanmaktadır. Bugün Halep’te ENKS(Suriye Kürtleri Ulusal Konseyi) Şam hükümetinin eğitim sistemine dönülmesi talebiyle insanların karşısına çıkarken gerçek Kürt eğitimcileri buna karşı çıkmış ve eğitim sisteminin anadilde devam etmesini istemekte ve bunun için direnmektedir. Gerçek Kürt eğitimcileri Önderliğin bizler için çizmiş olduğu çerçevede gereken mücadeleyi verirken, asimile politikalarının kuklaları haline gelen eğitim bakanlığının Ankara’dan tüm Türkiye’ye bütün şubeleri üzerinden sanki selam yollar gibi gönderdiği eğitim politikaları ile gençlerimizi asimile etmeye yardım etmekte, TC gibi sömürgeci bir devletin Beyaz Soykırım politikalarına destek vermektedir. Türkiye’de yıllardır devam eden bir mücadele zaman zaman başarıya ulaşmakta, geçmişin izlerini yozlaşan gençliğin üzerinden silme çabasındadır. Ancak bu süreç zor bir süreç olacaktır. En basit örneğiyle son süreçte AKP-MHP zihniyetinin devlet üniversitelerinde gençlerimize karşı uyguladığı faşistçe uygulamalar ile birleşen asimile politikalarına karşı direnen gençlerimiz ise özellikle Kürdistan’da istihbarat birimlerinin hukuk dışı uygulamaları ile emniyet tarafından gözaltına alınan ve zorla kaçırılan gençlerimiz ajanlaştırma faaliyetleri ile karşı karşıya gelmektedir.
Bütün bunları nasıl yaptıkları sorusunun birçok cevabı varken en temel cevap özel savaş elemanlarının belirlediği sorgulamayı, düşünmeyi reddeden ezberci eğitim politikalarıdır. Bu politikalar Dersim katliamıyla başladığı gibi bugün halen devam etmektedir. Bu özel savaş şartlarında bizlerinde savaşı anlaması ve algılaması gerekir.
Şu anki süreçte Kobane’de açılan bir üniversitenin varlığı ve Kürdistan’ın kendi eğitim politikalarını belirlemesi baskıcı İran, Suriye, Irak ve Türk devletlerinin yanı sıra kapitalist dünya devletlerine Kürt varlığının mücadelesi için savaşacak gençlerimizin yetişeceğinin bir mesajıdır. Bu gelecekte demokratik bir ulusun anadiliyle yaşayıp, gelişecek bir halkın temelleridir.
NC/Gönüllü Muhabir