HABER MERKEZİ – Bakûrê Kürdistan ve Türkiye zindanlarında Halklar Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecrite karşı 27 Kasım’da başlatılan açlık grevi eylemlerine ilişkin tutsak kardeşi Melek Başkale ajansımıza verdiği röportajda tecritin hem toplum hem de gençlik üzerinde ahlaki politik yapıyı, düzeni dağıtarak itibarsızlaştırma üzerinden yürütülen bir süreç olduğunu belirtti.
Bakırköy kadın kapalı cezaevinde kalan tutsak Esma Başkale’nin kardeşi Melek Başkale 1999’dan bu yana uzun süreye yayılan ve daha da derinleştirilen tecrit ile karşı karşıya olduklarını dile getirerek Halklar Önderine yapılan bu tecrit genel halka, topluma, kültüre, dile, ahlaki politik yapıya uygulanan, bir hipotek altına alma, kırdırma, sosyal, kültürel yapıyı etkisizleştiren yaşam politikası olduğunu vurguladı. Ağırlaştırılmış tecrit ile birlikte sorunun çözüme gelmeyen daha çok yok etmek ile uğraşan bir sistem içerisinde bulunduğuna dikkat çeken Melek Başkale ”Tecrit hem toplum hem de gençlik üzerinde ahlaki politik yapıyı, düzeni dağıtarak itibarsızlaştırma üzerinden yürütülen bir süreç olarak açığa çıkıyor. Bununla birlikte kadına yönelik şiddetin, fuhuşun, tacizin, tecavüzün her geçen gün artması genç kadın intiharlarının gelişmesini tecritten kopuk ele alamayız.” dedi.
Özelde Türkiye ve Kürdistan şehirlerinde her türlü şiddetin yoğun yaşanması Halklar Önderi’nin paradigmasına karşı yürütülen bir özel savaş politikası olduğunu ifade eden Melek Başkale konuşmasına şöyle devam etti;
”Gençliği, genç kadını korkutarak, sindirerek, kendi kültüründen alıkoyarak madde bağımlısı yapma, ölüme terk ederek yalnızlaştıran, melankolik kapitalist modernitenin hizmetine sunan bir sanal gençlik yaratılmak isteniyor. Bunun için son süreçte uzman çavuşların Kürdistan şehirlerinde cirit atması ve bu şekilde tacizi, tecavüzü meşrulaştıran var olan toplumsal değerlerin, ahlaki yapının içini boşaltan, toplumla karşı karşıya bırakan bir tutum söz konusudur. Faşizm tecriti ağırlaştırarak toplumu ve gençliği dinamizminden, ruhundan alıkoyarak imha etmek istemektedir. Tecritin ağırlaştırılmasının gençlikte genç kadında açığa çıkan boyutu bu şekildedir.”
”Tutsak yakını olarak söylemek istediğim 27 Kasım’dan bu yana PKK ve PAJK’lı tutsakların başlatmış olduğu eylem, Halklar Önderi üzerindeki mutlak tecritin tamamen ortadan kalkması, Önderimizin fiziki özgülüğüne kavuşması içindir. Önderlik üzerindeki tecrit kalkmayana kadar asla grevlerini sonlandırmayacaklardır. Böylesi bir süreçte tutsaklarında daha önce belirtiği gibi geçen yılda bu direniş ve fedai ruhla eyleme başladılar bu yılda o inanç ve mücadele ile devam ediyorlar. Bütün siyasi tutsaklar eyleme başlamadan belirtikleri gibi; her hafta İmralı’ya sevk istediklerini ama sevklerin kabul etmediklerini ve bu yüzden önderlik için aynı ruhla greve başladıklarını duyurmuşlardı.”
Tutsak Esma Başkale’nin kardeşi Melek Başkale tecriti bütün tutsaklar üzerinde derinleştirmeye çalışmaları, yapılan koğuş baskınları, kitaplara el konulması, iletişim haklarının ellerinden alınması ve avukat görüşlerinin yasaklanması ile çok net bir şekilde ortada olduğunun altını çizerek bu eylemi sahiplenmek, sadece Kürt halkının talebi olmadığını bütün halkların, aydın kesimlerin hep birlikte ses olup, daha örgütlü bir şekilde başarıya ulaşmasını sağlayarak gerçekleştirilebileceğini belirtti.
Melek Başkale konuşmasının sonunda Halklar Önderi Abdullah Öcalan ve tüm tutsaklar üzerindeki tecriti, baskıyı hep birlikte mücadele ederek, ses olarak, alanlara çıkararak kırılabileceğini dile getirerek şöyle devam etti;
”Covid-19 salgın hastalığı yüzünden, sevdiklerimizden uzaklşatrıldık ve daha da kötüsü bütün haklarımız gasp edildi. Salgın bahane edilerek bin bir yasak getirildi. Biz bunların hiç birini kabul etmiyoruz. Biz topluma ve kürtlere yapılan haksızlıkları zulümleri kabul etmedik ve asla da kabul etmeyeceğiz. Sonuçu ne olursa olsun, mücadele etmekten, direnmekten vazgeçmeyeceğiz ve tecriti kıracağız.
Son olarak da öndeliğimiz ve yoldaşlarımız üzerindeki tecriti yıkana kadar direneceğimizi, 2021 yılına da önderlik ile özgürlük yılı olarak tarihe imza atacağız. Zindan direnişçilerini selamlıyor, direnişlerinde başarılar diliyorum.”