BEHDİNAN – Komalên Jinên Ciwan Koordinasyon üyesi Ronahi Ararat ajansımıza verdiği röportajda genç kadınların 2020 yılındaki rol ve misyonlarını değerlendirerek 2021 yılında sürece nasıl cevap olmaları konusunda açıklamalarda bulundu.
Ronahi Ararat Faşist AKP- MHP rejiminin 2020 yılı erkek-devlet aklının kadına karşı birçok politikalarının uyguladığı bir yıl olduğunu belirterek genç kadınların 2021 yılında Önder APO‘nun fiziki özgürlüğü sağlanana kadar içerisinde bulundukları tüm alanlarda zafere odaklanmsı, her mekân ve her an mücadele ile geçirmesi gerektiğini vurguladı.
Komalên Jinên Ciwan Koordinasyon üyesi Ronahi Ararat’ın ajansımıza verdiği röportajın birinci bölümünü sizlerle paylaşıyoruz;
- 2020 yılını ardımızda bıraktığımız bugünlerde örgüt ve yönetimleriniz 2020 yılını genel olarak değerlendirdi. 2020 yılı genç kadınların tacize, tecavüze, şiddete, katliam ve ajanlaştırmaya maruz kaldıkları bir yıl oldu. Aynı zamanda bir yılın hemen hemen tümünü pandemi süreci ve “Evde Kal” gibi bir durumla geçirdiler. Genel olarak 2020 yılında genç kadınların rollerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
2020 yılı tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüsün cenderesi altında yaşandı. Tüm dünyayı etkisi altına alan bu salgın Kürdistanı da etkiledi. Bir kapitalizm hastalığı olan korona 2020 yılında toplumsal ve psikolojik birçok travmanın da yaşanmasına yol açtı. Kapitalizm uygarlığın krizi olarak tanımlanıyor. Kapitalizm kriz kaos dönemini yaşıyor. Aynı zamanda kapitalizm günümüzde mahşeri yaşamaktadır. Bunu en fazla korona sürecinde gördük.
“Genç kadınlar şiddetin ve erkek terörünün insafına bırakıldılar”
Kaotik süreci yaşayan kapitalist sistem bir çıkış yolu bulamadığı için farklı arayışların içerisine girmiştir. Bundan kaynaklı tüm insanlığı, hatta tüm evreni etkilemek için her türlü uygulamaya başvurmaktadır. Şüphesiz bu süreçte en çok etkilenen kesim toplumdaki genç kadınlar oldu. Genç kadınlar baba, abi, kardeş tarafından aileden başlayarak toplumun her kesimi tarafından şiddet ve benzeri uygulamalara maruz kalmaktadır. Toplumsal çalışma alanların hepsinde bu uygulamalar en fazla genç kadınlar üzerinden hayata geçiriliyor. Örneğin iş, ekonomi ve daha birçok alanda mağdur bırakılan kadındır. Bu saldırılar sadece fiziki değil ruhsal anlamda da büyük bir şiddet içeriyor.
Normal zamanlarda yaşanan erkek terörü, aile içi şiddet, taciz, tecavüz ve her türlü uygulamayla doğal haktan mahrum bırakılmaya çalışılan kadınlar bu süreci daha yoğun yaşadılar. Özellikle pandemi ile beraber eve daha fazla sıkıştırılmaya çalışılan genç kadınlar adeta şiddetin ve erkek terörünün insafına bırakıldı. Korona salgınıyla beraber kadına karşı uygulanan ev içi şiddet artmıştır. Bu durum dışarda da çalışan kadınları fiziksel, psikolojik bir baskı altında tutmaktadır.
“Toplumun dinamiklerini koruyacak olan genç kadınlardır”
Evde kalma, hem toplumsal cinsiyetçiliğin artmasını hem de şiddetin her türlüsünü arttırmaktadır. Özellikle Bakurê Kürdistan ve Türkiyede neredeyse yıl boyunca kadın katliamları gündemden düşmedi. Kadına karşı yapılan bu pervasızca saldırıların temelinde uygulanan devlet politikaları önemli bir yer edinmiştir. Pandemi süreciyle beraber AKP-MHP faşizmi adeta çözümü evde kal gibi politikalarla kendi sistem krizlerini saklamanın derdine düştü. Özellikle Türkiye’de uygulanan infaz yasasıyla erkekleri mükafatlandıran düzenlemelerle yaşanan kadın cinayetleri önemli oranda artış göstermiştir. Uygulanan birçok özel politika ile kadına karşı şiddet erkek ve devlet eliyle sistematik olarak devam etmiştir. Hatta öyle bir aşamaya gelmiş ki kadın cinayetleri ve öldürmeler adeta olağan bir haber gibi servis edilmektedir.
Faşist AKP- MHP rejiminin 2020 yılı erkek-devlet aklının kadına karşı birçok politikalarının uyguladığı bir yıl oldu. Sadece Türkiye ve Kürdistan’ da değil dünyanın dört bir tarafında kadınlar baskı ve şiddet altında yaşamaktalar. Fiziksel şiddetle beraber psikolojik şiddetin dozajı da evde kal politikalarının sonucunda kadınlara karşı arttırılarak yoğun uygulanmıştır. Genç kadınlar bu kadar baskı ve zorbalığa rağmen direnmiş ve hep bir arayışın sahibi olmuştur. 2020 yılı boyunca genç kadınlar toplumun dinamizmini oluşturdu. Yoğun bir potansiyel ve değişim- dönüşüm gücü genç kadında birleştiğinden saldırılara daha fazla maruz kalmaktadır. Genç kadın rolü böyle bir gerçekliği ifade ettiğinden büyük bir potansiyele sahiptir. Var olan bu potansiyelinden dolayı başta erkek egemenlikçi sistem olmak üzere toplumun birçok alanında fiziki ve psikolojik saldırılarda yaşamaktadır.
Mücadeleci ve öncü rolünden kaynaklı genç kadınların temel sorumlulukları iradesine sahip çıkmaktır. Sistemin yok etmeye politikalarına karşı toplumun dinamiklerini koruyacak olan genç kadınlardır. Genç kadınlar duygusunu, ruhunu, düşüncesini ve özgürlük iddiasını hiçbir zaman sisteme teslim etmemelidir. Bu bilinçle toplumsal rolünün önemini korumalıdır.
- İmralı işkence sisteminde Önder APO üzerindeki tecrit ağırlaştırılmış bir şekilde devam etmektedir. Genç kadınlar tecride karşı sürekli bir mücadele içerisindeydi. Önder APO’nun bulunduğu tecrit ve işkence sistemini ile genç kadınların tecrite karşı mücadelesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Önderliğimiz üzerinde uygulanan işkence sistemi ağırlaştırılarak devam etmektedir. Kürdistan ve yurt dışında yaşayan birçok genç kadın tecride karşı direniş içerisinde oldular. 2020 yılı boyunca birçok ülkede Önderliğe karşı uygulanan bu sistematik, faşizan uygulamalara karşı mücadele gelişti. Bir insanlık suçu olan tecrit derinleştirilerek devam etmektedir. Bir işkence sistemi olarak İmralı’da uygulanan tecrit özel savaş konsepti dahilinde yürütülmektedir.
“Önder APO‘ya karşı uygulanan bu faşizm genç kadınlara uygulanan bir tecrittir”
Önderliğimizin toplumun tüm kesimlerini etkileyen büyük ve etkili mücadelesi yıl boyunca da devam etmiştir. Kürdistan’ın hemen hemen tüm parçalarında büyük bir tepki ile bu sistematik işkence sistemine karşı bir duruş açığa çıkmıştır. Özgür kadın iradesinden korkan faşist sistem tecridi derinleştirmektedir. İmralı zindanında uygulanan sistematik savaş özünde tüm topluma uygulanan tecrittir. Kadın özgürlük mücadelesinin yaratıcısı olan Önder APO‘ya karşı uygulanan bu faşizm aynı zamanda kadınlara ve genç kadınlara karşı uygulanan bir tecrittir. Genç kadınların Önderlik etrafında kenetlenmesi, sahiplenmesi oldukça önemlidir. Bundan kaynaklı genç kadınların direnişini ve bu çıkışlarını anlamlı buluyoruz.
Genç kadınlar toplumun öncüleridirler toplumu doğru temelde örgütleme ve mücadele zeminini güçlendirme rolleri bulunmaktadır. İmralı’daki ağırlaştırılmış tecrit bir soykırım saldırısı olduğundan buna karşı genç kadınlar bunun bilinciyle direnişte olmalılar. Tecrit ile amaçlanan bu soykırım ve eritme aynı zamanda entegre politikalarıyla yakından alakalıdır. Çünkü Önderliğimiz birçok kez Kürtler soykırım kıskacında tutulmak isteniyor diye dile getirdi. Bunu da toplumun en dinamik kesimi olan genç kadınlar üzerinden yapmaktadır. Tecride karşı mücadele genç kadının özgürlük mücadelesidir. Bu sebeple genç kadınlar açısından da bu komployu boşa çıkaran bir mücadelenin sahibi olmak gerekir. Bundan kaynaklı tecride karşı mücadele Öndeliğimizin mücadelesi gibi soluksuz devam etmelidir.
“Genç kadınlar 2021 yılında zafere odaklanmalıdır”
Önderliğimizin fiziki özgürlüğüne kavuşturma açısından 2020 yılında da önemli bir direniş yaşandı. Önder APO genç kadınların yeniden irade kazanmasını sağlamıştır. Genç kadınlar olarak Önderliğimize karşı tarihi rollerimizi yerini getirmek amacıyla direniş yaşanmaktadır. Bu bilinçle bu işkence sistemi devam ettikçe ısrarlı ve kararlı bir şekilde Önderlik etrafında kenetlenmek gerekiyor. Tecridin artık insanlık, hukuk ve vicdan dışı bir uygulama olduğu görülmüştür. Artık tecrit sürdürülemez, savunulamaz. Tam da böyle bir ortamda Önderliği özgürleştirme zamanıdır. Özellikle 2020 yılında başlatılan ‘Özgürlüğü sağlama zamanı’ hamlesiyle genç kadınlarda bulundukları her yerde artık tecride son vermek için haykırmaktalar. Genç kadınlar 2021 yılında Önder APO‘nun fiziki özgürlüğü sağlanana kadar içerisinde bulundukları tüm alanlarda zafere odaklanmalıdır. Bunun için her mekân ve her an mücadele ile geçmelidir.
- 2020 yılında Kürdistan ve dünyanın dört bir yanında genç kadınların hep alanlarda olduğu bir yıl oldu. Özellikle kadının yaşadığı sorunlara karşı hep bir duyarlılıkla hareket ettiler. Genç kadınların 2020 yılı eylemlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kadın özgürlük bilinci geliştikçe mücadele etme dinamizminde de gelişmeler yaşanmaktadır. 2020 yılı kadınlar açısından yine direniş yılı oldu. Tüm dünyada yaşanan kadın katliamları, erkek ve devlet şiddeti, taciz, tecavüz, ajanlaştırma gibi birçok konuda bir araya gelip mücadele halinde oldular. Bu da gösteriyor ki kadınlar 21. yüzyılı kadınların yılı olarak değerlendirmekte ve tek bir adım bile geri atmayacaklardır. AKP – MHP rejiminin tüm uygulamaları psikolojik özel savaş kapsamındadır. Bu politikalarla faşist rejim ayakta tutulmak isteniyor. Özellikle Kürdistan ve Türkiye’de kadın ve çocuklara yönelik taciz, tecavüz saldırıları devam etmiştir. AKP- MHP faşist iktidarının bu saldırılarla Kürt toplumsallığını ortadan kaldırmak istediği, çocuk ve kadın şahsında Kürdün varlık değerlerini soykırıma tabi tutmaya çalıştığı görülmektedir.
“Kadın mücadelesi küresel bir mücadeledir”
Dünyanın birçok ülkesinde kadın dayanışması güçlendirir, kadınlar birlikte güçlü gibi birçok platform da direnişi güçlendirmiştir. Kadın mücadelesi küresel bir mücadele olarak devam etmektedir. Toplumun öncüsü olan genç kadınlar da yıl boyunca mücadele içerisinde olmuş ve kadın sorunlarına karşı duyarlılığın gelişmesi için hep bir arayışın sahibi olmuşlardır. Birçok ülkede kadınları yok etmeye çalışan özel ve psikolojik savaşlara karşı kadınlar cephesinden güçlü bir refleks açığa çıkmıştır. Yaşanan toplumsal sorunlarda kadınların bir araya gelmesi toplumun güçlü dinamiği olan kadın mücadelesi ile sağlanmaktadır.
“Genç kadınlar mücadele etme gücünü açığa çıkarmıştır”
2020 yılında yapılan büyük hamleler ve çıkışlar için genç kadınların çözüm endeksli yaptıkları çalışmaları önemli görüyor daha fazla geliştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Toplumsal statü ya da herhangi bir kimlik kadın için dayanışmanın önünü almamalıdır. 2020 yılı güçlü kadın eylem yılı olmasından kaynaklı toplumu değiştirme ve dönüştürme iddiası olan genç kadınların eylem, etkinlik, eğitim ve her türlü refleksi erkek egemen zihniyete ve devlet politikalarına en anlamlı cevaptır. Genç kadınlar özellikle Kürdistan’da başlatılan ‘Biz Hayır Diyoruz’ kampanyasıyla güçlü bir çıkışı sağlamışlardır. Genç kadınların bu hamle çerçevesinde yürüttükleri tüm çalışmalar toplumda güçlü bir sorgulama ve mücadele etmenin yollarını ve sorunlar karşısındaki çözüm gücünü bir kez daha açığa çıkarmıştır. Genel olarak yapılan tüm çalışmalar tutum belirlemedir. Kürdistan ve tüm dünyayı etkilemeye çalışan sistematik yok etme ve soykırıma tabii tutulan kadınların direnişi bu tarz hamlelerle güçlü sahiplenilmiştir. Ülkesi, yurdu, sosyal ve siyasal kimliği ne olursa olsun kadınlar birçok insanlık dışı muameleyle karşı karşıya kalmaktalar. Bundan kaynaklı 2020 yılı boyunca genç kadınlar kadınların çığlığı olabilmek için bir çabanın sahibi oldular. Erkek egemen zihniyetin tüm baskı, tutuklama, şiddetine karşı yine direnen genç kadınlar olmuştur.
Devam Edecek…