HABER MERKEZİ –
“Beyni ve yüreği kazanılmışlar, Gelecekte kendilerini yetiştirmiş olanlara sadık kalmasını bilecektir.” Şehit Kasım ENGİN
İnsanların depolitizasyonunu amaçlayan faşizmin manipülasyon yasaları toplumsal hakikati dört bir yandan kuşatmış durumda. Buna karşı duruşumuz zihniyetimizi ve toplumsal yükümlülükler konusundaki tavrımızı gösterir. Radikal dinci ve ırkçı siyasi tufanda boğulan bir Türkiye’de özgür yaşam kurtuluşu için toplumsal bir yükümlülük olan demokratik devrim örgütlülüğünü yaratmak gerekiyor. Kamusal alanın taban çeşitliliğini sosyo-politik talep farklılıklarını birleştirecek tek çıkış yolu devrim yükümlülüğüne pratikte sahip çıkmaktan geçiyor.Toplumsal üretkenliğin dip yaptığı bu süreçte yaşamın her anını devrimcileştirmek gerekiyor. Teorik bölünmüşlük ezberciliğini pratik eylemci tavırda birleştirmek faşizm koşullarında mümkün. Devrim öncülerine biçilen roller artık toplumsal çeşitliliğin birliğini yaratma temelinde yükümlülükler getirmiştir. Devrime somut destek pratik eylemselliklerde doğar. Toplumsal mücadele süreci zaferle taçlandırılacaksa toplumun özverisi bunda belirleyici bir misyona sahip olacaktır.
Faşizme direnen toplumsal hareketlerin çoğulcu yapısı devrim konusunda mutabakat sağlayacaklar için ortak eylem platformları yaratırlar. Bunun için politik fırsatlar fazlasıyla karşılarına çıkar. Devrime inanmış örgütlü bir çoğulcu yapı korku ve şiddetle kendisini ifade eden faşizmin tüm yönelimlerini boşa çıkarabilir. Kronik siyasal açmazları açacak kilit görevi görürler.
Örgütlü bir halkçı radikal demokrasi aktivizmi iç çelişkiler ve farklılıkları bir yana bırakıp faşizmin kendisine odaklanır ve ona kararlıca yönelir. Devrim düzene muhalif iç dinamiklerin bir araya gelmesiyle olur. Dışsal destek arayışlarına tümden bel bağlamak büyük hayal kırıklıkları yaratır. Herşeyden önce demokratik devrime inanmak gerekir. Zorluklar ve olumsuzluklara inat dayanışma ruhunu en yüksek seviyede tutmak aynı zamanda görkemli bir irade beyanıdır.
Özgürlük ve değişim dinamikleri içsel bir toplumsal gereklilikten beslenir, dış kurtarıcıların vaadlerine iş kalırsa sonu gelmez bekleyişlerle fırsatlar heba oluverir. Radikal demokratik eylemde toplumsal güveni inşa etmek zorunlu bir gereksinimdir. Güncel toplumsal gerçekliliği çözümleyebilen mücadeleci bir siyasi duruş hareketliliğine ihtiyaç vardır. Kent sosyolojisini Gezi‘de ve öz savunma direnişlerinde açığa çıkan sinerjiyle yeniden okumak, bizi faydalı sonuçlara götürür. Giderek küresel bir karakter kazanan gençlikteki değişim ve dönüşüm talep momentini yakalamak onu faşizmle bir hesaplaşmaya yönlendirmek enteresan sonuçlar yaratır. Değişim ve direnişin iç içe geçen diyalektiğini toplumsal dokuda doğru kurmak önemli bir politik meziyet işidir.
Soklardan kentsel öz yönetime giden direniş örgütlülüğünü yaratmak vicdani bir yükümlülüktür. Gelinen aşama şunu gösterdi bizlere politik öngörü feraset işi. Zamanında sokak gücünü konsilide eden ve bunu daha da örgütleyen bir radikal demokratik siyaset faşizme kök söktürür. Fakat halkın ve zamanın ruhunun gerisinde kalan popülist yaklaşımlar felakete davetiyeler çıkarır. Kürt siyasetinin acilen öz savunmayı önceleyen bir taktik ve stratejiyi her yerde hayata geçirmesi gerekiyor.
Halkın yaşam-mekan öz yönetimlerini yeniden tanımlayacak olan yaşanılan mekanlarını devrimcileştirme cesaretleridir. Öz yaşamları ve mekanları üzerindeki kararlarda fiili bir ortak insiyatif alma iradesi faşizme meydan okur. Farklı düşünen ve gözlem yapan yaratıcı bir toplumsal refleks öngörülemez isyanları tutuşturabilir. Toplumsal hoşnutsuzluğu anlamlandırabilecek yerel bir direniş ruhunu açığa çıkarmanın kendisine has meziyetleri vardır. Devrimci bir seferberlik ruhuyla faşizme yüklenmek toplumsal yaşamı özgürleştirmeye giden yolu açar. Tabandan güçlü bir devrimci intifada yaratma koşulları fazlasıyla oluşmuştur. Aşağıdan yukarıya doğru dipten gelen kızıl bir devrimci dalga Tusunami etkisi yaratır. Dişli bir sokak mücadelesi öz savunmaya dayalı çoğulcu halk siyasetini yaratır. Halkların kamusal özgünlüğünü tümden kapsayan bir siyasi örgütlülük yeşil faşizmi marjinalleştirerek tümden işlevsiz bırakır. Küresel siyaseti de olumlu yönden etkiler. Günümüzdeki anayasal düzlemi esas alan klasik siyasi partiler söylemde farklılıklar yaratsalar bile pratikte büyük ölçüde sokak mücadele seferberliğinde eksik kalıyor. Hayata dayanan taleplerin izleri bizi en dipteki taban fay hatlarına götürür; Devrim yakıtının merkezine yani. Yanlış okumalar elitist seçkinliğin çıkmaz sokaklarında oyalar bizleri. Toplumsal taleplere cevap veren canlı bir devrim siyaseti sanılandan çok daha büyük kitle desteğine sahiptir. Ortak duyarlılıklara hitap eden bir devrimci kimlik ve kültür inşası sokaktaki yaşamda güven sorunu yaşamadan devrimci mücadele ağları yaratırlar. Ortak hislerden beslenen yaşam duyarlılıkların iletişim dili somut eylemci reflekslerde olgunluk kazanırlar.
Dinci ve milliyetçi ideolojileri kendi krizlerini üreten ve kendilerini tekrarlayan biçimleriyle yeni devrim yaratabilme güçlerini tümden yitirdiler. Reformist kimi girişimler sadece post-modern ömür uzatma babında bir doyuma evriliyor. Kaos ve kriz sarmalında yığınların nafile debelendiği bir bataklık trajedisini yine ve yeniden izliyoruz. Oysa Kürt özgürlük mücadelesinin açığa çıkardığı demokratik devrim toplumda direnişçi bir hakikat etiği yaratıyor. Toplumsal direnişin sürekliliğini sağlayan bir bellek var. Kitlelerin nabzını doğru tutmak toplumsal dönüşümler için önemlidir. Yapabilme özgürlüğüne sahip olma iradesi kazanmış bir toplumsallık devrim yükümlülüğünü her ne pahasına olursa olsun kendi özgücüyle yaratmayı başarır. Haci Bektaşi Veli’nin de belirttiği gibi; “Hararet nardadır sacda değildir. Keramet baştadır tacda değildir.
Her ne ararsan kendinde ara. Kudüs’te Mekke’de değildir…” Kopuk ve parçalı güncel bakış açısını tümden aşmanın zamanı gelmiştir. Soykırımı önleme direnişidir öz savunma bilinci ve sorumluluğu, ona dört elle sarılalım. Devrim yükümlülüğümüzü aktif bir toplumsal seferberlikle yerine getirelim. Ruhumuzla, duygumuzla ve sarsılmaz inancımızla devrime tereddütsüz bir katılım gösterelim ve zafere inanalım.
Serdem Amed