AMED – Halklar Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komplonun ardından onlarca Kürt çocuğu 20 yıl önce birer mektup kaleme aldı. Çocuklar, mektuplarında Halklar Önderi Abdullah Öcalan’a duydukları sevgiyi, özlemi ve verdikleri sözleri dile getirdi.
Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın uluslararası komplo ile Türkiye’ye getirilişinin üzerinden 22 yıl geçti. Tutuklandığı ve İmralı’ya götürüldüğü günden bu yana tüm Kürtler, Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü ile birlikte Kürt sorunun çözülebileceğini belirtiyor. 15 Şubat 1999 yılında ve daha sonra dünyanın her yerinde yaşayan Kürtler Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye getirilişine tepki gösterdi.
O dönemden hafızalarda kalanlardan biri de çocukların Halklar Önderi için yazdığı mektuplardı. Türkiye’de, Kuzey ve Doğu Suriye’de, Maxmur’da, Rusya’da, Yunanistan’da ve dünyanın daha birçok yerinde yaşayan Kürt çocuklar, mektuplarında duygularını, özlemlerini dile getirip özgürleştirme sözü verdi.
“Mektuplar kitaplaştırıldı”
1999-2000 yıllarında yazılan mektuplar aynı dönem Mem yayınları tarafından toplanıp kitap olarak basıldı. Kitap, çocukların mektubunda yer alan “Sayın başkanımız Abdullah Öcalan seni çok seviyoruz” adıyla çıktı. Kapağında zafer işareti yapan ve elinde Abdullah Öcalan’ın fotoğrafı bulunan 3-4 yaşlarında bir çocuk, hemen yanında ise çocukların çizdiği bir resim bulunuyor. Resimde bir sandalla İmralı’ya giden çocuklar ve onları İmralı’da karşılayan Abdullah Öcalan’ın tasviri bulunuyor. Kitap yalnızca bir kez ve sınırlı sayıda basıldı. Çocuklar mektuplarında Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye getirilmesinden dolayı duydukları üzüntüyü, özlemi, sevgiyi dile getiriyor.
Yanı sıra barış için mücadele edeceklerini ve özgürlüğü için ellerinden geleni yapacaklarını belirten çocuklar Abdullah Öcalan’a “Seni Amed’de görmek istiyoruz” diyor.
“4 yaşında mektup yazdı, bugün özgürlüğü için açlık grevinde”
Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Mehmet Kırık bu çocuklardan biri. Aile Mehmet’e Hebun diye hitap ediyor. Açlık grevi eylemine katılan Mehmet’in ailesiyle açlık grevi üzerine aldığımız röportajın ardından kitabı incelediğimiz sırada Hebun’un adıyla karşılaşıyoruz. O dönem 4 yaşında olan Hebun’un adına aileden birinin mektubu kaleme aldığı anlaşıyor. Hebun’un 21 Ocak 2000 tarihinde yazdığı mektup şöyle: “Ah vara vardım Diyarbakır küçük bir hana. Gardiyanlar beni tutular atılar hapis zindana. Gardiyanlar beni vura vura bir hal ettiler. Diyarbakır’ın bağlarında mezarımı kazdılar. Mezarımın üstüne vatanını seven aşık diye yazdılar. Ağlama anam ağlama anam sen ağlamasan kimler ağlasın gözyaşlarını silmesen kimler silsin. Saygılar. Ramazan bayramınızı kutlar en kısa zamanda aramızda bulunmanızı dilerim. Sayın Abdullah Öcalan. Hebun Kırık 4 yaşında-Silvan.”
Çocukların yazdığı ve kitapta yer alan onlarca mektuptan bazıları şöyle;
‘Senin fikrin Fırat nehri gibi coştu’
“*Sevgili Başkanım,
Ramazan Bayramınız mübarek olsun.
Sen mazlum insanların başkanısın. Sen haklar için bu köprü gibi köprüsün. Bütün mazlumlar senin etrafında birleşmelidir. Ve özgürlüğe yürümelidirler. Senin fikrin Fırat nehri gibi coştu. Coştu ve coşacak. Bizde Kürt çocukları o suyu içeceğiz ve özgürlüğümüze kavuşacağız. Bütün insanlara da yardımcı olacağız. Seni çok seviyorum ve öpmek istiyorum. 10 yaşındayım ismim Newroz ilkokul dörde gidiyorum. Vanlıyım.
*Sevgili canım başkanım…
Kalemi aldım elime, söyle dedim dilime, dilim dedi ben yazdım. Saygıdeğer başkanım. Saygılar sevgiler Zinarin-Lavrion- Yunanistan.
*Sayın başkanım…
Biz senin yetiştirdiğin çocuklarız. Biz size daima bağlı kalacağız. Saygılarımı sunarım. Yeni yılını kutlar ellerinizden öperiz. Amed Bilgin 11 yaşındayım. Almanya.
*Sayın Öcalan…
Ben 15 yaşındayım. Özellikle sosyal bilimlere ilgi duyuyorum. Siz şerefli bir yaşam için o modern zindandasınız. Siz bize zindanda bile neler yapılabileceğini kanıtladınız. Bize yeni ufuklar açıyor, onları genişletiyorsunuz. Kitaplarınız elime geçtikçe okuyorum. Sizin kadar geniş perspektifli bir insanı bir daha görebileceğime inanmıyorum. Bu yüzden yazdığınız her cümleyi tekrar tekrar okuyorum. Yeni yılın hepimize barış, mutluluk getirmesini diliyor saygılarımı sunuyorum. Serdar-Adana
*Ben Siirt Eruh Payamlı’dan katılıyorum. Ben özellikle yeni yılını ve bayramını içten kutlarım ve bir barış için başarılar dilerim sayın başkan. Avrupa’nın da yeni yılını ve bayramını kutluyoruz. Özellikle İtalya’yı tebrik ediyoruz ve bize destek verdikleri için.
*Sayın Öcalan…
Ben Ankara’da doğdum ve burada büyüyorum. Benim Adım Fırat. İlkokul 1’e gidiyorum. Size kalbimi söküp güvercinlerle İmralı’ya gönderiyorum. Umarım bu kalbimi sever ve içindeki güzellikleri beğenirsiniz. Çünkü bu kalbimin içinde birbirinden güzel hayaller var. Bu hayallerimin içinde Kürdistanım, okulum ve dilim ve törelerim, geleneklerim göreneklerim var. Ne dersin sayın başkanım? Kalbimin içindeki hayaller güzel mi? Ben senin öğrencin olmak istiyorum. Vallahi Biz seni özledik. Fırat Arslan/Ankara
*Barış’a
Barış dolu duygularla
Işıldayan gözlerle
Parlayan yüzlerle
Özgürlük umuduyla
Merhaba…
Merhaba ‘Abdullah Öcalan’ 15 yaşında varlığınızdan habersiz. 16 yaşında ise size gerçekten inanan yaptıklarınıza saygı duyan mücadelenize katılmaya emek verip kazanmaya sizinle beraber özgürlüğe,
Sizin bizim hepimiz için bir şey yapmak isteyen küçük bir kızım. Umutlarımızın gerçekleşmesi dileğiyle iyi geceler. Şehriban Sal-İstanbul
*Canım başkanım
Ben sizi çok seviyorum. Sizin cezaevinden kalmanızı istemiyorum. Ben sizin Siirt’e gelmenizi ve sizi görmek istiyorum. Ben köyüme dönmek istiyorum. Köyümde oynamak istiyorum. Kürtçe şarkı söylemek ve yazı yazmak istiyorum. Ben Türkleri de seviyorum ama onlar köyümüzü yakmasınlar. Ben savaş olmasını istemiyorum. Ben seni görmek istiyorum. Ben istiyorum biz Kürtler ve Türkler kardeşçe yaşayalım. Biz de Türk çocukları gibi güzel oyuncaklarla oynayalım. Sizin cezaevinden çıkıp bizleri selamlayacağınız günleri hayal ediyorum. Ben 10 yaşındayım. Ellerinizden öper kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum. Evin Kortum-Siirt.
*Devrim güneşine
Selam sana devrim güneşi, kucaklarım seni özlem kokan kollarımla, adeta portakalın suyunu çıkarırcasına. Ve selamlarım seni en güzel arkadaşlık duygularımla. Selam devrim güneşi Abdullah Öcalan. Sıradan bir kağıttı bu, her sayfa gibi. Ama ben bu kağıda hasretimi döktüm. Üstündeki lekeleri gözyaşımla temizledim ve söz verdim. Ardından dörde katladım bir zarfa koydum ki sen göresin diye. Sana tek söyleyeceğim hep olabildiğimiz en iyisi olmaya çalışıyoruz. Her zaman arkandayız ve daima arkanda olacağız. Bir de, sana kendimden bahsetmeyi unutuyordum. 15 yaşında Karadenizliyim. Biraz tombulum. Senin kadar olmasa da kendi çapımda yakışıklıyım. Can Saçık-İstanbul
*Barış Güvercini Abdullah Öcalan
Mektup ben diyorum başkanımız cezaevinden çıksın. Serokemin ben diyorum resminizi her tarafa assınlar. Ben kendimi itfaiye aracı yapacağım hapishaneye geleceğim seni alıp derneğe getireceğim, ondan sonra seni çiyaya götüreceğim.
*Sayın başkanım nasılsınız iyimi siniz? Seni çok seviyorum. Seni çok özlüyorum. Her gece iyi akşamlar söylüyorum. Her gece seninle yatıp kalkıyorum. Sen barıştan yanasın kanımın son damlasına kadar seninleyim. Allah’ım beni görünmez bir melek yap başkanımı oradan kurtarmak istiyorum. Sensiz Kürdistan istemiyorum. Serok ben tek senin sözüne güveniyorum. Aykut.
*To Başkan Apo
Apo sen çok iyi insansın. Merak etme seni kurtaracağım. Seni çok özledik kavuşmak ümidiyle. Love From. Ajwan, Berzan, Berna kardeşler. Londra
*Sayın ulusal önderimiz ve onurumuz size olan sevgimiz ve saygımız sonsuzdur. Ben bir Kürdüm ve idama karşıyım. İdam olmasın. Ben barış istiyorum. Sensiz barış olmaz. Tutsaklığınız bizi derinden vurmuştur. Bize bıraktığınız ışıklı yolda gideceğiz. Özgürlük için canımızla kanımızla seninleyiz. Ben 14 yaşındayım size mektup değil sizi görmek isterdim. Yeni yılınızı kutlarım. Diyar Yılmaz-Mardin.
*Sevgili başkanım
En samimi duygularımla önünüzde saygı ile eğiliyorum. Başkanım bu dünya sizi anlayabilseydi eğer zulüm ve haksızlıklar olmazdı. Onun içindir ki dünyanın size ihtiyacı var. VAN.
*Değerli başkanım
Seni çok özledik. Bazen televizyonda çıkarken o zaman çok sevinirdik. Oysa şimdi hiç sevinmiyoruz. Çünkü artık hiç televizyona çıkmıyorsun. Seni çok seviyoruz. Sadece bizim aile değil, bütün Kürt halkı seni çok seviyor. Seni omzuma alıp Amed’e yürümek istiyorum. Saygılar ve sevgiler. 11 yaşındayım. Hazal Bakan-Van.”
‘Özgürlük kazanacak’
Kitabın arka kapağında ise Abdullah Öcalan’ın çocuklara hitaben söylediği sözler yer alıyor. Abdullah Öcalan’ın çocuklar için söylediği sözler şöyle:
“Çocuklara; en büyük hayallerimden biri gelip sizinle buluşmak olur. Eminim buluşacağımız gün çok çok büyük olur. Size çok fazla bir şey veremedim. Üzgünüm. Size iki bin yılının en büyük armağanını gönderiyorum. Size onurlu bir barış ortamı verilmiştir. Onurlu bir ortamında o topraklarda özgür büyüyeceksiniz. Çok güçlü büyüyeceksiniz. Yaptıklarımızı iyi anlayın, hepsi sizlerin yarınları kimliğinizle, kültürünüzle daha özgür yaşamanız içindir. Dışarıyken dönüşerek geleceğim diyorum. Şimdi de diyorum ki, barış ve özgürlük kazandığında kendimi sizin aranızda bulmuş olacağım. Yine, bize her yerden kutsal emeklerini harcayarak yazan halkımızı, çocuklarımızı, gençlerimizi, kadınlarımızım, yaşlılarımızı ve özgürlük için emek veren herkesi bu temelde selamlıyorum. Umutlarınızı karartmayacağım. Herkesi özgürlük ve barış için emek vermeye çağırıyorum. Özgürlük kazanacak. Halk kazanacak.”
Kitapta ayrıca çocukların çiziği resimler yer alıyor.