HABER MERKEZİ –
“Başlangıçta Eylem vardı” Alman şairi Goethe
“Garê zaferi yürürlükte olan aktif Kürt soykırım konseptinin tüm ayaklarını bir bir deşifre ediyor. Kürt özgürlük tarihinde Garê yeni bir netleşme ve netleştirme aşamasının başlangıcıdır. Türkiye’de faal olan ve dağıtılmaktan çok daha da geliştirilen NATO Gladiosu bileşenleri söylemlerle, tehditlerle ve kirli planlamalarıyla yine devrededir. Türkiye’de iktidarda olan faşizmin triosundan oluşan Ergenekon yapılanması bu tasfiye konseptinin derin taşeronudur. Garê’de en fazla yıpranan ve zayıflayan işte bu ulusalcı faşizmin temsilcisi olan Ergenekon kliğidir.
Gladio ağına entegre olmuş bu yapılanma Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan’a yönelik gerçekleşen uluslararası komplodan tutun, Olof Palme suikastine kadar bir çok olayda büyük rol oynamıştır. Sayın Öcalan’ı idamla yargılayanlar ve bu kararın tarihini Şeyh Said idamıyla aynı güne getirenlerle Garê “müjdesini” 15 Şubat’a denk getirmek isteyenler de yine aynı kliktir. Kürt halkına ve özgürlük özlemlerine soykırım, komplo ve idam tarihiyle göndermede bulunanlar, yarattıkları tahribatlarla yüzleşeceklerine ve bundan dersler çıkaracaklarına tam tersine bu barbarlık ve soykırım tarihini idealleştirerek her saniye Kürt halkının gözüne sokmaktadırlar.
Önder Öcalan’a uygulanan komplonun bir çok bilinmeyen denklemi de aslında yavaş yavaş günyüzüne çıkıyor. Kürt özgürlük mücadelesi meğer dünyaya kafa tutmuş ve 50 yıldır emsalsiz bedellerle yenilmediği gibi karşısında gizli ve açık olarak savaşan güçlerin paradigmalarını iflas ettirmiştir. Bununla kalmamış kendi özgürlük paradigmasını ise yenilmez kılmayı başarmıştır. Garê’de bu hakikat tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır. Güney Kürdistan’da TC’nin sansasyonel Garê çıkarmasını uluslararası güçler de saniye saniye takip ettiler. Bu güçlerin onlarca keşif uçakları bu operasyonu yakından izledi ve muhtemelen de kayıt altına aldı. Bundan dolayı TC’nin yaratmaya çalıştığı provokasyon ve manipülasyonlara pek itibar edilmedi ve mesafeli yaklaşıldı.
Kürt tasfiye konseptinin liberal misyoneri Hasan Cemal ile sahte Kürtçülük ideologu İsmail Beşikçi
PKK’nin yenilmez mücadelesi karşısında adeta çıldırmış durumdalar. Panik büyük; Garê zaferi her türlü işbirlikçiliğin maskesini düşürüyor, onları teşhir ediyor ve açıklığa kavuşturuyor. Biliniyor, amaca kilitlenmiş eylem düşmana yarayan ard niyetli söylemin tuzaklarına kolay kolay düşmez. Ahmet Zeki Okçuoğlu’ndan, Dr. Ali Kemal Özcan’a kadar bu tasfiye konseptinde kimler kendisini denemedi ki. Hepsi büyük kayıp ettiler. Önderlik kurumu ve paradigması öncülüğünde Kürt özgürlük adanmışlığı tarihsel bir sıçramanın müjdesini insanlığa Garê’den verdi. Türk komploculuğu özgür Kürt aklının teminatı ve öncüsü Kürt özgürlük hareketinin ve Önderlik paradigmasının karşısında çökmüştür. Artık Türk ortaçağ aklı Kürt özgürlük aklı karşısında tutunamaz. Özgür Kürdün duygusal ve analitik zeka uyumu ahlaki politik toplumsallık yolunda hızlıca mesafe katediyor.
Türk ırk ideolojisinin kaotik ve anti demokratik üst aklı Kürt halkına karşı kendisini tasfiye ve soykırım konseptindeki rolüyle net olarak ele veriyor. Ilkel sömürgeci Türk aklının bilgi üretimi çağdışı kodlara takılıp kalmıştır. Artık Kürt halkı ve Kürdistan için bu sorunlu zihniyetin kısmi etkileri devam etse de tedavülden kalkmıştır. Özgür Kürde ve onu yeniden yaratan demokratik zihniyete olan düşmanlık Türk entelektüellerde Garê sendromundan sonra tavan yapmış durumda. Faşizm bir yandan HDP’nin kapatılması üzerinden oyununu kurarken, diğer yanda herkesi Kürt tabanını talan etme telaşı sarmış. “Kıyamet trenine binmeyelim” diyenler meçhule uğurlanıyor. Faşizm ikliminde ruhsal ikirlikçilik cehennemi…
Öte yanda Papa Francis’in Irak ve Kürdistan Bölgesi ziyaret hazırlıklarının dikkat çekici zamanlaması ve ABD’nin “Kürdistan müttefikimizdir” açıklamasındaki derin “imalar”; yine gaflette inat eden bilindik işbirlikçi “simalar”. Güneyde durum buyken Kuzey Kürdistan’da aşı ayrımcılığına maruz kalmalar ve Corona tedbirlerinde kapsam dışı bırakılmalar. Bununla amaçlanan ve tezgahlanan ölümcül komplolar kendisini görünür kılıyor. S.S’in Kürtlerde doğum oranını önemli ölçüde önleyeceğiz
Tarihin misillemesi de kendi diyalektiğinde işlemeye devam ediyor. Kemal Pir’in devlete çaktık dediği kazık öyle kolay kolay çıkarılacak cinsten değil. Tarih onu Garê’de bir kez daha doğruladı. PKK ve Kürt halkına “soykırıma boyun eğin” diyenlere, yani sürü psikolojisi etkisiyle zihnen güdülenlere Kürdün tufani sessizliği şöyle cevap veriyor: “PKK mücadelesinin Kürt halkına ve ilerici insanlığa öğrettiği hakikat, ‘teslimiyet ihanete direniş zafere götürür’ gerçeğidir. Yine tesl
Serdem Amed