HABER MERKEZİ –
“28 Mart Amed Serhildanları, Amed’in direniş tarihinde yer etmiş, Amed’in isyankar ruhunu bir kez daha bizlere gösteriyordu. 28 Mart 2006 tarihinde, 14 HPG Gerillasının Şenyayla’da kimyasal silahla şehit edilmesi sonrasında başlayan serhildan, 4 HPG gerillasının cenazesinin Amed’e getirilmesi hız kazanmıştır. Amed’in her sokağında ‘Amed Şehitler Sana Emanet!’ sloganları yankılanırken, intikam ruhu tüm şehri sarmıştı.
Kürt halkının en büyük serhildanlarından biri olarak değerlendiren 28 Mart serhildanları, 24 Mart günü Şenyayla’da 14 gerillanın kimyasal silah kullanarak katledilmesi ile başlamıştı. Aileler cenazeleri almak için, Malatya adli tıp kurumuna gitmiş yanmış cenazelerin verilmesi üzerine serhildanların ateşi fitillenmişti. Cenazelerini alan aileler Amed’e geldiğinde kentte derin bir sessizlik ve öfke hakimdi. Esnaf kepenk kapatırken, Medine Bulvarı’nda bulunan caminin önünde kitle her geçen dakika daha da artmaktaydı. 4 HPG gerillasının cenazeleri sarı, kırmızı, yeşil bayraklar ve PKK bayrağı ile örtüldükten sonra cenazeleri omuzlayan halk Yeniköy Mezarlığı’na doğru yürüyüşe geçti. Cenaze sırasında F16 savaş uçakları halkın üzerinde alçak uçuşlar yapıyordu buna rağmen kitle her geçen saniye daha da büyüyor, şehitlere Amed halkı tarafından sahip çıkılıyordu. Cenazeden sonra Bağlar’a doğru yürüyeşe geçen halka 10 Nisan Polis Karakolu önünde, panzerler ve zırhlı araçlarla yolu kapatan işgalci polis saldırdı. İşgalci polisin saldırısına, molotof ve taşlarla cevap veren Amed halkı, 28 Mart Serhildanı’nı başlatmıştı. Direnişin büyümesi ile Bağlar başta olmak üzere Amed’in bir çok yerinde halk sokaklara akın etti. Bu direnişte onlarca kişi yaralanmış, onlarca kişi de işgalci polis tarafından rehin alınmıştı. Serhildan, Amed’in en işlek semtlerinden olan, Ofise geldiğinde 1000 kişilik bir grup barikatlar kurarak, işgalci polise karşı direnişe geçti. Emek caddesi üzerinde yer alan bir işgal karakolu ise taş ve molotoflarla ile vurulmaya başlandı. Kentte adeta her sokak bir eylem alanına dönerken, 7’den 70’e herkes devlet kurumlarına yürüyerek ve sokakları terk etmeyerek, direnişi daha da büyüttü. Devlet kurumları etrafında yoğun güvenlik önlemleri alınırken, polis ve devlet memuru aileleri lojmanlardan çıkarılarak polis merkezi spor sahasına götürüldü. İşgalci Türk polisinin saldırısı sonucu olayların yaşandığı ilk gün 29 kişi yaralanırken 100’ü aşkın kişi de gözaltına alındı. Yaralananlar arasında Mehmet Akbulut isimli bir gençte yer alıyordu. Genç ağır bir şekilde yaralanmış ve hastaneye kaldırılmıştı.
29 Mart günü uyanan halkı, direniş alanına dönmüş sokaklar karşılarken, işgalci polis her sokağı abluka altına almaya ve polis yığını oluşturmaya başlamıştı bile. Hal böyleyken halkın bir kez daha sokaklara çıkmasıyla Amed intikam sloganları ile yankılanmaya başladı. İşgalci polisin gerçek mermilerle halka saldırması sonucu, evinin damında eylemleri izleyen 9 yaşındaki Abdullah Turan yaşamını yitirirken, 20 yaşındaki Mehmet Işıkçı isimli gençte tüm müdahelelere rağmen şehit düşmüştü. Tarık Atakaya isimli genç Bağlar’ın Sağlık Ocağı mahallesinde ağır bir şekilde yaralanırken, Onur Kaya isimli genç ise ensesinden ağır bir şekilde yaralanmıştı. 29 Mart gününün sonunda, 3 şehit ve 106 yaralı vardı.
Amed’in ardından direniş Êlih’e kadar uzamış, gün geçtikçe direnişler tüm Bakûrê Kurdistan’da etkisini göstermeye başlamıştı. Sonraki gün HPG gerillalarından Abdullah Rük’ün cenaze töreninde binlerce kişi Êlih sokaklarına akarken, Sêrt’te HPG gerillası Kenan Demir’in cenazesi ise binler tarafından karşılanmış, kepenkler açılmamıştı. Cenaze töreni sırasında 16 yaşındaki Muhlis Efe isimli genç işgalci Türk askeri tarafından vurulmuştu. Êlih’de büyüyen direnişde Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın posterleri açılırken, gün sonunda 20 yaralı ve 40’ı aşkın rehin alınma vardı. Sırasıyla, Şırnex, Riha, Mêrdîn ve ilçelerinde de halk sokaklara akarak direnişe sahip çıktı.
3’üncü günde ise Amed’de şehit düşen, Abdullah Turan, Mehmet Işıkçı ve Tarık Atakaya’nın cenaze törerine katılmak üzere binlerce kişi toplandı. KCK ve Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın resminin olduğu bayrakları alan kitle yürüyüşe geçti. Cenazeleri defnetmek için mezarlığa doğru yürüyüşe geçen kitlenin önünü 10 Nisan işgal karakolu önünde kesen, işgalci polis halka gerçek mermiler ile ateş açtı. Kaldırımın üstünde eylemleri izleyen 7 yaşındaki Enes Ata sırtından aldığı kurşunla yaşamını yitirdi. İşgalci polis kadın ve çocuklara saldırırken, cenazeleri taşıyan kitle, intikam sloganları ile Yeniköy Mezarlığı’na ulaştı. Cenazelerin defnedilmesinin ardından aralarında siyasetçi ve belediye başkanlarınında bulunduğu kitle, taziye evine doğru yürüyüşe geçti. Kitlenin 10 Nisan Polis Karakolu’na yetişmesinin ardından işgalci polis vahşice kitleye saldırmaya başladı. Eylemlerin tekrardan başlamasının ardından kısa sürede eylemler Amed’in bir çok semtine yayıldı. Çatışmaların yoğun yaşandığı ve polisin giremediği yerlerde kitlenin üzerine helikopterden gaz bombaları atıldı. Eylemler sırasında Dicle Haber Ajansı muhabiri, Şakir Uygar ayağından yaralanırken, İsmail Erkek ve Mustafa Eryılmaz’da ağır bir şekilde yaralandı. Yaralananların otopsi raporları açıklandığında, özellikle göğüs ve kafa gibi öldürücü yerlerin hedef alındığına dikkat çekildi. Rehin alınanların sayısı yüzlerle açıklanamazken, çoğunluğu çocukların oluşturduğu 40’ı aşkın kişi tutuklandı. Eylemler gece saatlerine kadar devam ederken, şehit edilen, Enes Ata, İsmail Erkek, Halit Söğüt, Mehmet Akbulut, Emrah Fidan’ın ailelerine baskı yapılarak, cenaze törenine izin verilmedi. Yaşananlara ilişkin açıklama yapan faşist şef’in ‘Kadında olsa, çocukta olsa güvenlik güçlerimiz gerekeni yapacaktır’ açıklamasının ardından işgalci polis ve askerlerin şiddeti gittikçe hız kazandı.
31 Mart günü kent merkezinde azalan eylemler, Bismil, Farqin, Piran ve Ergani ilçelerine yayıldı. Eylemlerde işgalci polisin saldırıları devam ederken, halk kepenk kapatarak alanlara indi. İşgalci polis kent merkezi ve ilçelerde esnafa zorla kepenk açtırmaya çalışarak, direnişi kırmaya çalıştı.
Amed’de yaşananların ardından dönemin faşist İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksoy ile işbirlikçi Tarım Bakanı Mehdi Eker Amed’e gelerek incelemelerde bulundu. Faşist bakanlardan Mehdi Eker, “Güvenlik güçlerimiz huzur ve asayişin sağlanması için her türlü tedbiri almıştır ve almaya devam edecektir” dedi. Faşist İçişleri Bakanı ise yaşananların bilançosunu verirken, 7 yaşındaki Enes Ata ve 9 yaşındaki Abdullah Turan’ın katledilmesine değinmedi bile. Amed’de 28 Mart’ta başlayan serhildanlar 1 Nisan’dan itibaren başta, Êlih, Qoser, Nisêbîn, Şırnex, Dersim, Wan, Sêrt, Riha, Serê Kanî (Ceylanpınar), Wêranşar gibi bir çok yere tesir ederek halkı sokaklara döktü.
Ortaya çıkan otopsi raporları ise sorumluların kim olduğunu açıkça ortaya koyuyordu. Amed’deki eylemlerde şehit düşen Tarık Atakaya, Abdullah Duran, Enes Ata, İsmail Erkek, Mehmet Akbulut, Mustafa Eryılmaz, Emrah Fidan, Mahsun Mızrak, İlyas Aktaş vücutlarının çeşitli yerlerinden aldıkları kurşun ve gaz bombaları sonucu şehit düşmüştü. 78 yaşındaki Halit Söğüt’te işgalci polisin vahşice darp etmesi sonucu şehit düşmüştü. Êlih’de 3 yaşındaki Fatih Tekin, Mêrdîn’in Qoser ilçesinde Ahmet Garaç, Mehmet Sıddık Önder ise ateşli silah sonucu şehit düşmüştü.
Amed’de başlayıp çevre illere yayılan serhildanlarda 13 yurttaş şehit düştü, 300’e yakın kişi yaralandı, 500’e yakın kişi rehin alındı. Rehin alınanlardan 199’u 18 yaşının altında çocuklardan oluşurken, bu çocuklardan 91’i tutuklandı.
Amed’de başlayan ve tüm Bakûrê Kurdistan’a yayılan serhildanlarda, Amed öncülüj rolünü yaparken, Bakûrê Kurdistan serhildan tarihinde 28 Mart serhildanları köklü bir direniş olarak değelendirilmekte ve Devrimci Halk Savaşı örneği oluşturmaktadır. Kürt halkı her zaman olduğu gibi kendisi için kırmızı çizgi olarak gördüğü şehitleri ve Önderliği için neler yapabileceğini 2006 tarihinde bir kez daha göstermiştir. O zamandan bu zamana Kürt halkı her dönem gerekli tavrı takınmayı bilmiştir. Şu an içerisinde olduğumuz süreçte, herhangi bir siyasi ve demokratik haktan bahsetmek mümkün değildir. Buna bağlı olarak özelde Amed genelde Bakûrê Kurdistan halkının gerekli tavrı takınması şarttır. Bugün adliye önünde tek başına oturan Emine anne yine çocuklarının cansız bedenini kaldırım altında bulan analarımız, kargo paketlerinde gönderilen cenazelerimiz, 28 Mart’ta gerçekleşen serhildanların gerekliliğini bizlere bir kez daha kanıtlamıştır. Bu gereklilikte, 28 Mart günü Amed’de yankılanan intikam ve ‘Amed Şehitler Sana Emanet’ sloganları yine tüm Bakûrê Kurdistan’da yankılanmalı, Önderliksiz bir Kurdistan ve şehitlerimize yönelik gerçekleştirilen saldırılar kabul edilmemelidir. Özgürlüğün zamanı gelmiştir ve özgür Kurdistan ancak Devrimci Halk Savaşı ile yaratılacaktır.”
NC//Avzem Munzur