HABER MERKEZİ –
Örgütçülüğü, disiplini, dinamik yapısı, ilkeli yaklaşımı, emekçiliği, mütevazı yaşamı, birleştirici yanları ile O, ‘bir çizgi militanı olarak, Apoculuğun havarisi olarak’ işe başladı. Binlerce yıllık Kürdistan tarihinin yarattığı umutsuzluk ortamı karşısında o hep bir umut kaynağı oldu. Ve ayrılıkları değil, birlik yanlarını öne çıkararak bölücülüğe, parçalanmaya karşı amansız bir savaş verdi. Hepsinden önemlisi O, değer tüketen değil, yaratandı.
Büyük yokluklar içinde yeni başlangıçlar yaratan Mazlum Doğan ve Mahsum Korkmaz gibi öncülerin oynadıkları tarihi rol; bugün başta Amed olmak üzere milyonları bulan görkemli Newroz kutlamaları ile sahipleniliyor.
Kürt halkının yaşamında Mart ayının özel bir yeri var. Bir yanı ile direniş, mücadele ve birlik anlamına gelen Newroz, diğer yanı ile asırlardır imhaya, inkara ve baskıya karşı Kürt halkının var olma mücadelesi… Bu mücadeleye öncülük edenlerin fedakarlıkları, kahramanlıkları ve geriye bıraktıkları, bugünün kavga yürütücüleri için büyük bir miras. Öte yandan birike birike harmanlanan ve son 27 yılda somut kazanımları özgürlüklere, kurumlara ve sürekliliğe kavuşan örgütlülük…
Mart ayı Kürtler için geçmişten bugüne sürdürülen mücadelenin önemli kilometre taşlarını hatırlattığı kadar, bu zengin mirasın güncelleştirilerek barış, demokrasi ve özgürlük mücadelesinin ilerletici mayası haline getirilmesi özelliğini de taşıyor.
Özgürlük Hareketini Ordulaşmaya Götürdü
Tarihi kişilikler ve tarihi kahramanlıklar, Kürdistan’ın dört bir yanında ulusal ve ortak değerler mertebesine ulaşırken, bugün on binlere varan Mazlum, Mahsum, Agit isimleri, sahiplenme ve özdeşleşmenin boyutunu gösteriyor. Özcesi; Onların uğruna mücadele ettiği değerler bugün daha büyüyerek ölümsüzleşiyor. Büyük yokluklar içinde yeni başlangıçlar yaratan Mazlum Doğan ve Mahsum Korkmaz gibi öncülerin oynadıkları tarihi rol; Kürt halkının başta Amed olmak üzere Batman, Wan ve diğer illerde gerçekleştirdiği milyonları bulan görkemli Newroz kutlamaları ile sahipleniliyor.
Mahsum Korkmaz, 28 Mart 1986’da ölümsüzler kervanına katıldı. Yaşarken il ve ilçelerden başlayarak köylere kadar komiteler biçiminde örgütlenme planını gerçekleştirmek için uğraştı. Küçük birliklerin giderek ordulaşmaya ulaşması için çalışmanın, eylemliliğin gerekliliğine inandı. Ülkenin her yanında askeri birliklerin oluşması için mücadele etti. Sömürgeciliğe darbe vurmak ve mücadeleyi büyütmek için kesintisiz bir şekilde askeri birlikleri geliştirmeye çalıştı.
Mazlum Doğan Tanıştırdı
O toprağa düştükten sonra bu istemleri bir bir gerçekleşti. Kürdistan halkı aktif olarak mücadelede yerini aldı. Küçük askeri birlikler katlamalı bir artışla, on binlere ulaşan bir katılımla ARGK’yi oluşturdu. Savaş giderek yeni aşamalar kazandı ve bütün Kürt halkını etkileyecek bir boyuta geldi.
Mahsum Korkmaz, (1956 doğumlu) aslen Silvanlıdır. Henüz genç yaşlardayken ailesi Batman’a yerleşmiştir. Agit Yoldaş Batman’da büyümüş, ilk devrimci çalışmalara burada katılmıştır. 1970’lerden sonra, Kürdistan genelinde gelişen aydın-gençlik hareketinden etkilenen Agit Yoldaş, PKK öncü kadrolarından, Amed zindanında direnerek yaşamını yitiren Mazlum Doğan aracılığıyla PKK’yle tanışır. Mahsum Korkmaz o yıllarda Harekete sunduğu raporunda şunları belirtir: “Yurtsever düşüncelerin yaygın olduğu bir yöreden (Silvan) oluşum, Türkiye devrimci hareketinin etkisi, insancıl duygulara sahip olmam ve ilerici aydın-gençlik kesimiyle olan bağım gibi etkenler devrimci olmamda rol oynadı… Devrimci hayata atılmam Hareketimizle başladı. Daha önceleri devrimciliğe karşı sempatim vardı, fakat herhangi bir siyasi hareketle ilişkim olmadı… Hareketimizle ilişkim, 1977 yılında başladı. Dernek etrafında kümelenen aydın-gençlik arasındaki saflaşma sonucu meydana gelen siyasi grup ayrışmalarında Hareketimizin ihtilalci yapısına olan ilgim ve yakın arkadaşlarımın çoğunun ortak düşüncelerde olması, beni diğer reformist ve sosyal-şoven gruplara karşı Hareketimizin yanında yer almaya itti. Daha sonraları bu katılımı araştırmalarım sonucu, bilinçli olarak sürdürdüm.”
15 Ağustos Atılımı
Halk savaşı yolunda daha büyük atılımları gerçekleştirmek için Ocak 1980’de Lübnan’daki Filistin kamplarına giden Mahsum Korkmaz, yedi aylık bir eğitim sürecinin ardından, büyük sorumluluk ve umutlarla Kürdistan’a döner. Bu dönemde PKK önder kadrolarından Kemal Pir ile birlikte Türk ordu güçlerinin pususuna düşer ve bu pusudan ağır yaralı kurtulur. Kemal Pir ise esir alınır.
15 Ağustos arifesinde PKK’nin Merkez Komite üyeliğine seçilen Agit Yoldaş, kurulan Hezên Rizgarîya Kurdistan (HRK)’nin Merkez Konseyi’ne seçilir ve “14 Temmuz Silahlı Propaganda Takımı”, ilk eylemini, 15 Ağustos Atılımı’nın en güçlü eylemi olan Eruh baskınıyla gerçekleştirir…
Rêber Apo Onlar Yıkılmaz Değerler Yaratanlardır
Önder Abdullah Öcalan, Mahsum Korkmaz’ı, mücadele yaşamını ve kişiliğini çeşitli tarihlerde yaptığı değerlendirmelerinde şöyle anlatıyor: “Büyük insanları, seçkin önderleri, halkların kurtuluş umudu olan yaşamı yaratanları anlatmak çok zor. Her biri bir roman kahramanı, yaşamlarının her bir anı destan konusu olan bu seçkin insanları anlatmaya yetmiyor. Çünkü onlar sıradanlığı aşıp doğaüstü güçlerle donanmayı başaran, maddi yaşam içindeki duruşlarıyla yıkılmaz değer yaratanlar, kutsallığa erişmiş insanlar oluyor.”
Örgütçülüğü, disiplini, dinamik yapısı, ilkeli yaklaşımı, emekçiliği, mütevazı yaşamı, birleştirici yanları ile O, ‘bir çizgi militanı olarak, Apoculuğun havarisi olarak’ işe başladı. Binlerce yıllık Kürdistan tarihinin yarattığı umutsuzluk ortamı karşısında o hep bir umut kaynağı oldu. Ve ayrılıkları değil, birlik yanlarını öne çıkararak bölücülüğe, parçalanmaya karşı amansız bir savaş verdi. Hepsinden önemlisi O, değer tüketen değil, yaratandı. Yaratılan değerlere savurganca yaklaşımlar karşısında bir öfke yumağıydı. Hep öğreniyor ve öğrendiklerini paylaşmak için hep öğretiyordu. Yoldaşlarına, dostlarına bu kadar güç, moral veren, karşıtlarına ve ihanetçilere de elbetteki korku salar. Onun için hep karşıtlarınca izlenen ve etkisizleştirilmek için çaba harcanan bir hedefti. Bin yılların tarihini bugünle buluşturup gelecekle köprüsünü kuran bu eşsiz insan, en verimli çağında, yani halkımız/halklarımız için en yararlı çalışmaları üreteceği bir dönemde, 28 Mart 1986’da Şirnex’ın Gabar (Küpeli) dağı kırsalında haince bir komplo sonucu ölümsüzler kervanına katılırken; geride bir korku, kaygı değil; müthiş bir kararlılık ve kazanma hırsı bıraktı.
Layık olmak, bizleri tarihle buluşturanları tarihin sonsuzluğu içinde yaşatmak, tarihi, kutsal bir görev olarak karşımızda duruyor. Büyük örgütçü, büyük mücadele adamı, 15 Ağustos Atılımı’nın büyük komutanı, büyük insanlık militanı Mahsum Korkmaz’ı anmak, anısını yaşatmak; ancak sarsılmaz bir inançla geleceği yaratma mücadelesinde, O’na layık bir yaşamla dimdik ayakta durmakla mümkündür.
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi