HABER MERKEZİ –
“Yaşamın kötü yanlarının çok, iyi yanlarının ise kötüleri bastırmayacak denli az olduğu durumda bile hayat direnerek yaşanmaya değerdir.” Thomas Nagel
“Yapay Türk ulusunu yaratma projesinin enkazında onlarca halkın soykırım talanı vardır. Faşizm zamanı dondurma gündemleri ile öz yaşam canlılığını ve çeşitliliğini ortadan kaldırır çoğunlukla. Kurbanlar enflasyonunda sorgulama ve buna isyan etme istisnadır. Faşizm zamanı estetize edip bununla toplumu zehirleme de mahirdir. Önce canlı olan zamanı dondurur ondan sonra özgürlüğe dair toplumsal duygu ve düşünceyi esir alır. Ahlak ve vicdandan kendisini soyutlamış yozlaşmış dindarlık tarafından Kürt halkı Ortadoğu faşistleri eliyle yargısız bir infaza her gün tabi tutuluyor. Kürt halkı Golgota tepesinde çarmıha gerilen İsa’dır. Kerbela da Hasan ve Hüseyin’dir. Kötücül siyasi faşizm her türden riyakar maskeler taksada insanın en nefret ettiği tiksintisidir. Halklar Önderi Öcalanın insana ve adalete olan bağlılığı sınırsız bir hakikat inancından beslenir. Kürt halkı yeni bir ilkesel devrimci başlangıç adına çok ciddi bir tarihsel kırılma anından geçiyor. Kürt çağı hakikat fırtınaları estiren bir karaktere sahiptir. Zamanı devrimcileştirir insanda Apoist çağ. Ölümlerden hayata dönüş yapan bir halkın kılavuzluğu’dur egemen tarihi ters yüz eden. Apocu devrimci sevginin harından geçmek yeni özgür insanın kök salmasıdır. Yorumun yorumcu toyluğu daima orijine laldır. Faşizmin kıskacında kıvranan Türk toplumu etik bir bilinç alanından yoksun olduğu için “Adil” çözümleri bir yöntem olarak benimsemez. Sevgi ve merhametten yoksun çarpık bir toplumsallık zalim putlara kurtarıcı diye tapar. Apoist politik etik çoktandır ahlaki üstünlüğünü faşizm körü toplumsal militarizme kurmuş durumdadır.
Kötülük ve iyilik uzlaşmaz çelişkilerdir. Faşizmi idealize eden siyasi oportünizm masum söylemlerle masum kurbanı parçalayan bir cellat rolündedir. Toplu kurbanlar tehdidiyle baş başa toplum. Faşizmin kuklalar tiyatrosunda figüran olanların çokluğu umut şafaklarını keskin bir zifiri karanlığa sürükler. İnsani kıtlık maddi yoksulluğun asıl nedenidir. Sömürülen sömürenin gölgesinden korkar. İmralı da insanlık tarihinin en cani cinayetine tüm suskunlar suç ortağıdır. Kavramsal tuzaklar labirentinde tüm eleştirel söylem yolları katile yarar.
TC hastalıklı zihniyetine marazi tapınmalar cinneti Kürt safarisinde sefa sürüyor. Bu kibirli güç zehirlenmesi Kürt halkını kurban etmek istiyor. Onur savaşına hissiz yaklaşan nedensiz yılgınlığın işlediği günahların ceremesini kim bilir hangi yiğitler ödeyecek yine. Özgür yaşamı sıradan bir ölüme takasa yanaşmayan bilge yiğitliğin tarih yazımıdır Kürdistan da yazılan. İnsan etiğine tekrardan dönüşüşün Şeyh Bedrettin’ce müjdesidir verilen. İnsanın değer duygusu körelmiş ise yaşayan bir ölü kadavradan farksızdır. An duygu değeri devrimci oluşların anlamlı çıkışlarına işaret eder.
PKK ve Önderliği Ortadoğu’da ne mi kazandı? Yarım asırdır TC karşısında yenilgi yaşamamış tek güç PKK’dir. En büyük direniş cephesi de İmralıdır. Hiç bir siyasi seçimi ve askeri savaşı Kürt özgürlük mücadelesi ve politik tabanı kayıp etmedi bilakis her sefer zaferle çıktı. TC ve destekçisi NATO güçleri PKK ve Önderliğine karşı yenilgi üstünde yenilgi yaşadılar. Rojava devriminde olduğu gibi Apoist devrim tohumları hiç sökülmeyecek bir şekilde Ortadoğu kadim topraklarının derinliklerine kök saldı. Gelecek yüzyılın devrim tohumu aykırısı ihanet otlarını ve faşizm sürü yığınsallığının kökünü Kürdistan’dan kazıyacak.
Düşman Kürt toplumsal kimliğini onarılmaz bir şekilde tahrip ediyor. ”Ulusal onur duygusuna sahip olmak.” Düşman gerçekliliğini bilince çıkarmakla mümkündür. Kendi varlığını tüm düşman yönelimlerinden özgürleştirmeyi başarmak küçümsenmeyecek bir başarıdır. Kimliğine, değerlerine yönelen olay ve olguların anlamını kavramak ve buna karşı etkin bir tutumun sahibi olmak bu anlamı kavramak ile ilişkilidir. Anlamlandırma yetisi ulusal onur duygusuna sahip olmakla mümkündür. Buda insanın kendisini özgürlük eylemine dönüştürme bilinç ve vicdan gücüne bağlıdır. Adil bir toplum yaratma idealiyle yaşamını toplumsal özgürlüğe katık yapan erdemli yiğitlere minnetle.”
Serdem Amed