MUĞLA – Jinnews’den Melike Aydın’ın haberine göre; Muğla Milas’ta 4 Mart 2020’de sosyal medya üzerinden gördüğü iş ilanına yaptığı başvuru sonrasında kendisiyle iletişime geçen Mutlu Erbey adlı erkek tarafından tecavüze maruz kalan, işkence gören ve fuhşa sürüklenmeye çalışılan S.F.Y.’nin hukuk mücadelesi devam ediyor. Ses kaydı, kamera kayıtları, doku örnekleri gibi birçok delili zorluklarla dosyaya ekleyen ve bu süreçte defalarca polis şiddetine ve tehditlere maruz kalan, dijital materyallerine el konan S.F.Y. dosyada suça adı karışan P.Y., A.G., A.L.’nin isimleri geçse de çetenin çok daha geniş, içinde yargı ve kolluğun da olduğu şehirler arası bir örgüt olduğunu iddia ediyor.
‘Suçlu benmişim gibi bir muamele gördüm’
Failler tarafından işkence edilen S.F.Y.’nin sağ kolunda kalıcı hasar oluşurken, sağ göğsü için plastik cerrahideki tedavisi ve saç ekim tedavisi devam ediyor. Yaşadıklarının psikolojik etkisinin daha ağır olduğunu söyleyen S.F.Y. fail tarafından tecavüz videolarının sosyal medyada yayılması ile tehdit edildiğini belirtti. Olayın yaşandığı gün failin suçunu itiraf ettiği ses kaydını da aldığını dile getiren S.F.Y. “Karakola gittim ve dava ettim. Olay gecesi suçlu benmişim gibi muameleye maruz kaldım. Karakol komutanı kot pantolonla geldi. Odasına aldı onu, sonra bana bir daha tırnak kesme, alkol kontrolü yapıldı. Sıfır promil… Fail içerde, avukat içerde, karakol komutanı içerde, ben aile üyelerim ise bekleme odasında. 23.30’da karakola sığındım, sabah 7.30’da çıktık. Kendime yediremedim. Ne olduğunu aileme söyleyemedim. Evde cenaze varmış gibi ağlıyorum, babam kardeşlerim bir yandan ağlıyor” şeklinde konuştu.
Deliller dosyaya konmadı
Yaşadıklarının ardından kekemelik başladığını ve intihar girişiminde bulunduğunu anlatan S.F.Y., ailesinin desteği ile psikiyatrik tedavi görerek yaşadıkları ile baş etmeye çalıştığını dile getirdi. Gördüğü tedavinin ardından dava dosyası ile ilgilenmeye ancak başlayabildiğini kaydeden S.F.Y. “Dosyam bomboştu. Milas Merkez Jandarma Karakoluna gittim. Neden dosyam boş dedim. Delil yok araştırma yok, kamera kaydı yok, doktor raporu yok. Savcı ve jandarma arasındaki klasik rutin yazışmalar var sadece. O zaman anladım ki bu bir çete ve korunuyordu. Dosyam ağır cezaya gitti ve Milas’a geri gönderildi, bomboş olduğu için. Savcılığa gittim. Dosyanın bir örneğini aldım. Doktor raporlarını koydum, kamera kayıtları için benzin istasyonuna gittim. Tanıkları araştırdım. Dosyama çalışmaya delil toplamaya başladım” dedi.
Ölüm tehditleri aldı
Tanıkları ve delilleri dosyaya sunduğunu ve kolluk hakkında suç duyurusunda bulunduğunu ifade eden S.F.Y., sonraki süreci şöyle anlattı: “Avukat Eren Keskin’e ulaşmaya çalıştım. Ölüm tehditleri geldi telefonuma. Kadın erkek karışık. Dosya Ağır Ceza Mahkemesi’ne gitti. Delilleri dosyaya koymamışlar, ben dosyamı yüklememe rağmen. Fezleke de ben suçluymuşum gibi yazılmış. CİMER’e de yüklemiştim, Adalet Bakanlığı’na yazı yazmıştım. Derken Ağır Ceza geri gönderdi. ‘Mağdurun bahsettiği diğer sanıklar neden yok’ dedi. Dosya Milas’a geri geldi. O arada başka bir avukatla anlaştım. CİMER başvurularına cevaplar geldi ama üstünkörü cevaplar veriliyordu. Kadın dernekleri ve HDP’liler beni Eren Keskin’e ulaştırdı. Ölüm tehditleri de sıklaştı.”
Polis evini bastı delillere el koydu
Davası için mücadele ederken, Milas Emniyeti’ndeki polisler tarafından darp edildiğini, evine baskın yapılarak bilgisayar kasası ve cep telefonunun alındığını vurgulayan S.F.Y., gerekçe gösterilmeksizin sivil polisler tarafından gözaltına alındığını, ayrıca polis ve jandarma tarafından tehdit edildiğini belirtti. S.F.Y., “Onları da dava ettim. Ses donesi koydum, beni katletmekten bahsediyordu. O sırada Eren Keskin de dosyama yüklendi. ‘Bu adam nasıl serbest gezer, kamuoyu ile paylaşacağız’ dedi. Dosyam Ağır Ceza’ya gitti, bir daha geri gönderdik. Dosya yarı doldurulmuştu Adalet Bakanlığı’na dilekçe yazdım. Hepsinin bu suçu örtbas etmeye çalıştığını fark ettim. Sonra sattığı kızların haberi ulaştı. Hala beni ölümle tehdit ediyorlar. Zerre korkmuyorum” ifadelerini kullandı.
‘Hastane raporu kayboldu’ iddiası
Nihayet 15 Nisan’da gerçekleşen duruşmada Mutlu Erbey’in üç farklı ifade verdiğini ve sevgili olduklarını iddia ettiğini söyleyen S.F.Y., duruşmada Milas Merkez Jandarma Karakolu’nun dosyaya olay günü alınan DNA örneklerine dair raporun sunulmaması nedeniyle yeniden Kate Raporu istendiğini dile getirdi. S.F.Y., duruşmanın uzun sürmesi nedeniyle tanıkların dinlenmesi için ertelendiğini kaydetti.
Farklı kadınlar da ulaştı
Çetenin uyuşturucu kaçakçılığı faaliyetlerinin de içinde olduğunu belirten S. Mutlu Erbey’in tecavüze maruz bıraktığı kadınların ifade vermek isteğiyle kendisine ulaştığını belirtti. Kadınların kendilerini zorlukla kurtardığını söyleyen S. “Benimki biraz daha organize. Olay gerçekleşince aileden yardım isteyen var ama aile olayın üstünü örtüyor. Çünkü aileler de çevreden korkuyor. Ama benim ailem ‘sen utanacak bir şey yapmadın’ diyerek kirlenmişlik hissini yendirdi, yanımda durdu. Çok büyük bir hukuk savaşı açtık. 13 ayrı davam var. Ama ana dava bu dava. Soruşturma genişletildi. Başka kadınların başına gelsin istemiyorum” şeklinde ifade etti.
‘Demek ki büyük bir iş ve çok büyük kar var’
Çetenin fuhşa sürüklediği kadınların da bulunduğunu ifade eden S.F.Y., Mutlu Erbey’in işlediği suçun 4-5 kişi ile sınırlı olmadığını, geniş bir çete örgütlenmesine tekabül ettiğini iddia etti. S.F.Y. şunları belirtti: “Bodrum Kadın Dayanışması, ŞÖNİM, Mor Dayanışma destek oldu. HDP en baştan beri destekledi ama davam basına yayıldıktan sonra bütün kadın örgütleri bana ulaştı. ‘Biz sustuk ama bundan sonra susmak istemiyoruz’ diyen kadınlar oldu. Çok tanığım var ama birinci duruşmaya yetiştiremedik. Dosya çok büyüyecek. Delilleri savcılıktan kimler yok etti? Bu ille de sınırlı değil. Şehirlerarası çalışıyorlar. O gece ben kaçmasaydım beni kime satmışlardı? Buradakileri başka yerlere başka yerdekini buraya getiriyorlar. Muğla’nın diğer ilçelerinde de çok örgütlü bir yapı var.”
‘Herkes biliyor ama susuyor’
Yaşanan bu tür olayların kadınlarda iş bulma konusunda korku yarattığının, çetelerin kadınların ekonomik sıkıntılarını fırsat olarak gördüğünün altını çizen S.F.Y., “Sosyal medyadan internetten iş bulamam. İş görüşmelerinde kadınlar da olduğu için güveniyorsun. Oysa o da bu işten pay alıyor. Milas’a geldiğimde ‘Şuraya gitme fuhuş yapılıyor’ derlerdi. Ne gariptir ki o uyarıların yapıldığı insanlar yargılanıyor. Yani herkes biliyor ama susuyor” dedi.
Bedel ödemeyi göze aldığına dikkat çeken S.F.Y., “Emniyette bana şiddet uyguladıklarında ben zerre kadar korktuğumu hatırlamıyorum. Eren Keskin’le görüşmüştüm. Emniyetten çıkarken ‘Ne yani korkacağımı mı sanıyorsunuz’ dedim. 8 kişiye tek kişiydim ve o gün de kolumdan ameliyat geçirmiştim. Umarım diğer kızlar da kurtarılır” şeklinde konuştu.
‘Bunlar kadının suçu değil’
Kadınların yaşadıkları karşısında ses çıkarmaları, hakları için alanlarda olmaları çağrısında bulunan S.F.Y., şu çağrıda bulundu: “Kadınlar beden dokunulmazlığını ihlal edeni ifşa etsinler. Bu kadının suçu değil. İstanbul Sözleşmesine sahip çıksınlar. Aileler kız çocuklarını korkutmasınlar. Namus olgusunu kız çocuklarının üzerine yüklerlerse maruz kaldıkları şeyler de ailesine söylemezler, çocuklarının başına çok şey gelebilir.”