HABER MERKEZİ –
Özgür yaşam ve ilişkilerin yaratılması
Tüm bu kıyamet tablosunun içinde özgürlük tarihine dayanarak, onun bir neferi olarak mücadele etmemiz çok önemli olmaktadır. Özgürlüğün bir neferi olmak, her insanın yapabileceklerinin azamisini gerçekleştirmesidir. Bunu yapmak başkalarından ziyade en önce kişinin kendisinin onurlu, dürüst yaşaması için gereklidir. Yalancı, sahtekâr ve bireyci bir yaşamdan, maneviyat ve mutluluk aramak, boşunadır. Özgürlük mücadelesine katılım sağlamadan, bir duruş göstermeden insan ne arkadaşının, ne eşinin, ne de çocuklarının ve halkının yüzüne asla bakamaz. İnsanca yaşayamaz. Önemli olan herkesin milliyet, din, mezhep, cins ayrımı yapmadan anlamlı bir yaşam için mücadele etmesidir.
Reber Apo’nun Kürdistan’daki özgürlük çıkışı, sadece Kürt halkının özgürleşmesini değil, baştan itibaren özgür yaşam ve ilişkilerin yaratılması temelinde evrensel bir çıkıştır. Bu evrensel amaç bütünlüğünde sürekli bir derinleşme yaşanmıştır. Örgütlenmeye ağırlık verilmiştir. Kürtlerin ulus olma hakkı, özgür insan, özgür kadın ve özgür toplumu tüm bölge halkları, inançları ile birlikte örgütlenme temelinde ele alınmıştır. Bu nedenle Kürdistan’ın hangi parçasından, dünyanın hangi ülkesinden, inancından olursa olsun en önce sistemin yarattığı yaşam ve kişilik sorunları alınmış, alternatif yeni yaşam ve ilişkiler bunun üzerinden çözümlenerek geliştirilmeye çalışılmıştır. Dolayısıyla Önder Apo’nun, PKK’nin esas aldığı ilişki ve yaşam biçimi evrensel değerler ve ilkeleri kapsamaktadır. Toplumun, özgür ilişkiler temelinde dönüşümü hedeflenmektedir. Reber Apo’nun temel amacı toplumsal dönüşümü özgürlük ilkeleri doğrultusunda sağlayabilmektir. Kadınların ve halkımızın önderliğimize büyük bağlılığının temel nedeni de budur.
Önder Apo’ya inanmak onun gibi yaşamaktır. Onun yarattığı değerlere sahip çıkmak ve kendi kişiliğinde uygulamaya çalışmaktır. Bu temelde halkımız, halklarımız, kadınlar böyle bir yürüyüşü esas alarak büyümeyi, güçlenmeyi ve irade olmayı başarmıştır.
PKK; özgür kadın, özgür insan, özgür toplumu yaratma amaçları üzerinden kuruldu. Dolayısıyla PKK’nin kuruluşu, “Özgür Kürdistan’da özgür yaşam” şiarına dayanır. Özgürleşen Ortadoğu da, özgürleşen halklar ve kadınlarla birlikte bir yaşam hedefi vardır. Yani baştan itibaren TC’ye karşı yürütülen gerilla savaşı; kendini koruma, yeniden yaratmanın bir aracı olarak ele alınmıştır. Bunun en somut ifadesini Kadın ordulaşması çözümlemelerinde görebiliriz.
Kadın ordulaşması kadınların ve toplumun özgürleşmesi için stratejik bir yöntem olarak ele alınıyordu. Geleneksel erkek egemen toplumun kadına bakışı ordulaşma çalışmalarıyla paramparça edildi. Geleneksel olarak kadına bakış tamamı ile değiştirildi. Kadın ordulaşması sadece teknik bir askerlik, silah kullanma, eylem yapma değildir. Kadın ordulaşması ile kadının özgürlük ideolojisi, kadının bin yıllardır bastırılmış potansiyeli, yaratıcılığı, yaşam enerjisi yeniden açığa çıkarılmıştır. Kadının kendisini tanımasına, öz güvenine yol açmıştır. Bu da Kürt halkının kadınlar şahsında cesaret kazanmasını, irade haline gelerek güçlenmesini sağlamıştır.
Özsavunma ve alternatif yaşam
Kadın ordulaşması, özgür kadın kişiliğinin yaratımı, kadının kendisini tanıması ve tanımlaması sonucunda bir cinsin, halkın, insanlığın kurtuluşuna endekslenmesidir. “Bir gerilla insanlığın özgürlük istemlerinin temsilini yapmaktadır. O zaman ona göre yaşamalıdır”, denilmiştir. Gerillada; insan sevgisi, eşitlik ve özgürlüğe tutku temel ilkedir. Hele bu bir kadın gerilla ise ilkenin geçerliliği iki katına çıkar.
Gerillanın ordulaşması özgür yaşamın ve özgür toplumun bir prototipi olarak gelişmek zorundadır. İmralı savunmalarından sonra devlet, iktidar, savaş anlayışımızda yeni ve güçlü değişimler oldu. Burada savaş olgusu devlet ve iktidarları yıkıp kendi iktidarını, devletini kurmak değil, meşru savunma temelinde kaybedilen hakların geri alınmasına, halkların, kadınların özyönetimlerine dayanmaktadır. Bizim savaşımız meşru savunmayı ve özgür yaşamın yeniden inşasını gerçekleştirmeyi esas almaktadır.
PKK’nin, devrim içinde devrim olarak adlandırdığı kadın devrimi, son derece tarihsel bir çalışmadır. Devletlerin ve iktidarların bu denli azgınlaştığı, kendini hegemonik küresel bir sistem haline getirdiği bir çağda insanlığa bu temelde alternatif bir çözümü önermektedir. Bu çok değerlidir. Zaten insanlığın en fazla ihtiyaç duyduğu budur. Alternatif bir yaşamın nasıl pratikleşeceği sorusudur. En fazla örgütlenmeye, özsavunmaya ihtiyacı olan kesim kadınlar ve çocuklardır. Kadın devrimimiz bir özsavunma ve özgür yaşamı inşa etme devrimi olarak, dünyanın gündemindedir. Dolayısıyla PKK-PAJK çizgisinin savaş anlayışı ve tarzı özsavunmaya, öz gücün ortaya çıkarılmasına, özyönetime yani bir kadın devriminin gerçekleştirilmesine dayanmaktadır. Kadın devrimimiz PAJK’ın ideolojik, politik çizgisi temelinde somut ifadeye dönüşmektedir. Kadın devrimi ve öz savunması büyük özgürlük bilincinin, ideolojisinin, iradeye, örgütlenmeye, sisteme dönüşmesidir. Yaşamın iyi, güzel, doğru bir biçimde yaratılmasıdır. Özsavunma savaşı en başta kadına, çocuklara dönük şiddete karşı gelişmektedir. Ancak bununla yetinmeyerek yeni ve özgür bir yaşamın inşa edilmesine dayanmaktadır. Kadınların özsavunma anlayışı, biçimi ve içeriği ilk kez bu şekilde dünyanın gündemine girmiştir. Yaşanılan ülkenin işgalci güçlere karşı savunulması kadar, kendi toplumu içindeki egemen erkeğin, şiddet yüklü politikalarına karşı durma anlamına da gelmektedir. Kadınların özsavunmasına, örgütlenmesine dayalı gelişen bu savaş özgür ve eşit bir toplumun yaratılmasının vazgeçilmez mücadele biçimleri olmaktadır.
Kendi özsavunmasını ve özyönetimin kuramayan halklar, kadınlar, inançlar ve gruplar asla özgürleşemez. Var oluşunu anlamlı kılamaz. Bu temelde tüm Kürdistan da, yurtdışında büyük bir kadın bilinçlenmesi, örgütlülüğü gelişmiştir. Kadın kazanımlarımız tarihsel bir birikime ve kültüre dönüşmüştür. Özgür kadın duruşumuz, örgütlenmelerimiz, özsavunma araçlarımız, eş başkanlık ve eşit temsiliyetin gelişimi temelinde çok görkemli bir kadın tecrübesi ve birikimi oluşmuştur. Bu kadın kazanımları ve tecrübesi tüm Ortadoğu ve dünya kadınlarına öncülük etmektedir. Zaten 9 Ekim 2019 da TC devletinin Rojava ve Kuzey-Doğu Suriye halklarına, kadınlarına karşı saldırısının temelinde yatan sebep de ideolojiktir. Halkların, kadınların özgürlük kazanımları bitirilmek isteniyor. Amaç budur.
Bu nedenden dolayı da kadınlar, Kürt halkı ve halklar olarak anlam gücümüzümü daha fazla genişletip, vicdanımızın sesini yükseltmeliyiz. Bütünlüklü bir düşünce biçimini, bilimlerin her türlüsünü anlam gücümüze katarak bunu yapabiliriz. Yeni yaşamın inşasını bu temelde geliştirebiliriz.
Kadınların Demokratik Konfederal örgütlenmesi
Elbette insanlığın bilgelikle dolu birikimi, savaşçılığı, özgürlük arayışçılarının kahramanlık eylemleri, özgürlük tarihi bizim yolumuzun kılavuzudur. Ancak insanlığın görkemli ayaklanma ve direnişlerine rağmen, alternatif yaşamı halen inşa edememe durumu vardır. Alternatif yaşamın inşası nasıl geliştirilecek? Egemen erkek akıl, vicdansızlık, ahlaksızlık nasıl alt edilecek sorusu esas gündemimizdir.
Kadın özgürlük hareketleri olarak, erkek aklın ürettiği bu savaşa karşı tüm dünyadaki kadınların, küresel bir örgütlenme yaratarak, Kadınların Demokratik Konfederal örgütlülüğünü, mücadelesini yürüterek, özgürlük mücadelesini geliştirmesi gerekmektedir. Bu örgütlülük en alt birimlerden, şehirlerden, köylerden, başlanarak geliştirilse başarılabilinecektir. Her şeyden önce kadınların en küçük birimden başlayarak bu sistem dışında devletlere ve erkeğe muhtaç olmadan yaşamımızı nasıl idame edebiliriz sorusuna, cevaplar aramalı ve buna ilişkin pratikler geliştirilmelidir. Kadınlar, ekonomik olarak, sosyal, siyasi olarak, kendi bağımsız toplumsallıklarını oluşturmalıdırlar. Büyük kadın tecrübeleri, iradesi bunları başarabilir. Egemen erkek sistemin, kadına yaptıkları, kadına yönelik şiddetin ve savaşların sebepleri artık önemli oranda anlaşılmıştır. Eksik olan alternatifini yaratma çalışmasıdır. Bunun için öncelikle bilinçlenmeyi, zihniyeti özgürlük temelinde geliştirmek gerekiyor. Kadın özgürlük çizgisinin güçlü kavranışı ile kadın devriminin pratikleşmesi için çalışmak gerekiyor.
Bu nedenle kadınlar cesaretli bir şekilde kendi bağımsızlıklarını sağlamanın, çabası içinde olmalıdırlar. Bunu da ortak kadın akademileri, kooperatifleri, işyerleri açarak gerçekleştirebilirler. İnsanlık, ücret köleliğine karşı başlangıçta çok büyük mücadeleler yürüttü. İnsanlık devlete, kadınlar erkeğe muhtaç edildi. Bunu aşabilecek çalışmaların yapılması için bilinç, irade, direniş, örgütlülük ve çalışma gerekmektedir.
Dünyanın bir çok yerinde kadın devrimlerinin zeminlerini küçükten büyüğe hedeflemek ve bunu yaratmak, artık imkan dahilindedir. Özgürlük ve demokrasi güçlerinin tecrübelerinden, doğru dersler çıkarılarak, inatla yürümesini bilmek gerekiyor. Eksiklikler, hatalar bizleri yıldırmamalıdır. Umutsuzluğa düşürmemelidir. Yapılması ge*reken bu hatalardan doğru sonuçlar çıkarmak ve yeniden yürüme kararlılığına ulaşmaktır. Bu anlamda çok önemli avantajlarımız var. Önderliğimizin ideolojisi, örgütlülükleri var. Kaybedişlerimiz, Önderliğimizi anlamamaktan, uygulamamaktan ileri geliyor. Bu anlamı ile Önderlik öğretilerini doğru kavramak ve uygulamak başarının altın anahtarıdır.
Bu temelde bu yıl ki 25 Kasım 2019 Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’nü, “Rojava Devrimi bir kadın devrimidir” şiarı ile karşılıyoruz. Rojava Kadın Devrimi’ni, insanlık devrimini milyonlarca dostumuz, yoldaşımız ile birlikte korumanın mücadelesi içindeyiz.
Reber Apo öncülüğünde gelişen PKK ve PAJK’ın özgürlük savaşımı, şehitlerimizin yarattığı özgürlük ve direniş değerleriyle birlikte zorlukları olsa da, bedeller verilse de, ilmek ilmek büyümektedir. Bunun kıymetini çok iyi bilelim. Kadınların tüm insanlığın öncü gücü olduğunu hiç unutmadan çalışalım ve kazanalım!..
Besê Erzîncan