HABER MERKEZİ –
“Bütün dünyayı yok etmeye gücümüz olsa bile saldırmayacağız ama bütün dünya bir olup üzerimize de gelse direneceğiz”
Rêber Apo
Halk olarak zorlu bir süreçten geçiyoruz. Bu savaşın hep olduğu düşünülebilir. Aslında doğru. Kırk yıldır savaş içerisinde yaşıyoruz. Savaş gerçekliği içinde hakikatin izinde bir özgürlük savaşı yürütülüyor. Ama şuan içerisinde olduğumuz sürecin, diğer bütün süreçlerden daha zorlu olduğunun görülmesi gerekir.
Kürdistan’ın dört parçasında bölgesel ve küresel güçler tarafından bütün ulusal ve kültürel değerlerimize büyük bir saldırı var. Yani genel olarak diyebiliriz ki tarihte olmadığı kadar varlığımıza karşı büyük bir saldırı var. Sürece iyi bakıldığında, Kürdistan üzerinde ne kadar kirli politikaların yürütüldüğü görülecektir. O yüzden Önderliğin, yazının başında belirtiğimiz sözü en açık bir şekilde halk olarak içinde yaşadığımız gerçekliği tarif ediyor. Birbirleriyle büyük sorunlar yaşayan bölgesel ve küresel güçler, konu Kürtler ve Özgürlük Mücadeleleri olunca karşısında bir oluyorlar. En son NATO grup toplantısında bu açık bir şekilde görüldü. O yüzden özgür Kürtler olarak artık varlığımızın farkında olmalıyız. Artık bizi, bizden başka kimsenin korumayacağını bilmemiz gerekiyor.
Doğduğumuzda, her türlü faşist saldırıyı gözlerimizle gördük ve yaşadık. Anne ve babalarımızın faşist Türk korucularından yediği dayak hala gözlerimizin önünde. Düşmanın gözünde bile korkuya yol açan ve ailelerine verilmeyen şehitlerimizin cenazeleri hala hafızalarımızda. Çoğumuz faşizmin bize yaşattığı büyük acıları kendi gözlerimizle gördük. Ama buna rağmen şuan yaşanan sessizlik ne anlama geliyor? Ne zamana kadar topraklarımıza yönelik gelişen saldırılara sessiz kalıp izleyeceğiz?
Biz zorlu bir gerçeklik içerisinde yaşıyoruz. Oda budur ki nasıl Agirî’de Agirî direnişi bastırıldığında dağlarımıza ‘Hayali Kürdistan burada meftundur’ yazıldı, şimdi de PKK’nin, küllerinden tekrar doğan Kürt halkı ve bütün özgürlük isteyen halklar için başlattığı yüzyılların intikamı, başkaldırışı ve direnişi de özgür dağlarda bastırılmak ve Kürt ve Kürdistan halkının hayalleri bitirilmek isteniyor. Ama Önder Apo PKK’yi tanımladığında ‘ben PKK’yi iyi tanıyorum, yenilmezdir’ diyor. Dünyada, PKK’nin Önder Apo’nun felsefesi ve ideolojisiyle oluşturulan çelikten iradesini, kararlılığını, şehitlere olan bağlılığını yenecek hiçbir güç yok. PKK gücünü haklılığından alıyor. Bundan dolayı şuan özgür dağlarda direnen gerillalar asla yıkılmayacak ve azalmayacak bir ruh ve bilinçle eşsiz bir mücadele yürütüyorlar. Bu mücadelede faşizmin bize dayattığı yok olmaya karşın varlık ve özgürlük savaşıdır.
Şuan Kürdistan özgürlük gerillaları tarihte Kürtlerin hep sırtını yasladığı özgür dağlarda ve kutsal topraklarda büyük bir direniş içerisindeler. İşgale ve faşizme karşı var olma savaşını yürütüyorlar. Bu direnişleri ile bir halkın savunmasını, bir halkın onurunu savunuyorlar. Ama özellikle bu süreçte gerillanın direnişi yalnız bırakılmamalı. Gerillalar özgür dağlarda direniyorlar ve her zaman direnecekler. Ama kesin bir gerçeklik de var, bizi başarıya götürecek şey kesinlikle Devrimci Halk Savaşıdır. Sadece Devrimci Halk Savaşının görevlerini yerine getirerek ve uygulayarak, tarihi görevimizin sorumluluklarını yerine getirebiliriz. Bu bilinç ve inanç ile kesinlikle zafer kadının ve özgürlükçü halkların olacak.
Sarya Roj/PAJK Online