BEHDÎNAN – PKK Şehit Aileleri İle Dayanışma Komitesi yaptığı yazılı açıklamada, “Her günü büyük kahramanlıklarla dolu geçen Kürdistan özgürlük mücadelesinin büyük devrimcileri İrfan Güler (Adil Urfa) ve Sait Üçlü (Ferat Pir) yoldaşları devrim romanı yazma çalışmaları kapsamında gittikleri Rojava’da yakalandıkları hastalık nedeniyle şehit verdik” dedi.
İrfan Güler’in 14 Mart 2021’de, Sait Üçlü’nün ise 29 Mart 2021’de şehit düştükleri bildirildi.
Açıklamada devamla şu ifadeler yer aldı:
“Partimizi, her iki yoldaşın değerli ailelerini ve yurtsever halkımızı derinden sarsan bu şehadetler nedeniyle üzüntülüyüz, acılıyız. Değerli Güler ve Üçlü ailelerimiz şahsında tüm yurtsever halkımızın başı sağ olsun. Her iki büyük devrimci yoldaşı büyük emeklerinden dolayı saygı ve minnetle anıyor, mücadele yaşamımızın her anında anılarını yaşatmanın ve tüm yaşamlarını verdikleri özgürlük mücadelesini zafere taşımanın sözünü yineliyoruz.
İrfan ve Sait yoldaşlar yeri doldurulamaz iki büyük devrimciydi. Her iki arkadaş da tüm yaşamlarını Kürt halkının ve insanlığın özgürlük mücadelesine adadılar. Bu uğurda daha grup döneminden itibaren dahil oldukları Kürt özgürlük mücadelesinde büyük izler bıraktılar.
İrfan yoldaş, Apocu hareketin Kürdistan’da örgütlenmeye başladığı yıllarda mücadeleye Siverek’ten katılan ilk militan kadrolardandı. İrfan Yoldaş, partimiz PKK’nin kurulmasından sonra Siverek’te oluşturulan ilk PKK Komitesi’nde Sekreterlik görevini üstlenerek başarıyla yerine getirmiştir. İşbirlikçi ağa ve silahlı çetelerine karşı yürütülen mücadelede en ön saflarda yer almıştır. 1980 yılına kadar bu alanda üstlendiği yöneticilik görevini başarıyla yürüttükten sonra, aynı yıl içinde, Hilvan’da ortaya çıkan yakalanmalar neticesinde Partimiz tarafından Hilvan’a alan sorumlusu göreviyle atanmıştır.
Devrimci görevlerinin başındayken esir düşerek girdiği zindanda 12 Eylül vahşet döneminde her türlü zulüm ve en ağır işkencelere karşı büyük bir direniş göstermiş ve uzun esaret yılları boyunca bir taraftan üstlendiği tüm devrimci görev ve sorumlulukları başarıyla yerine getirirken öte yandan zindanı hem kendisi hem de yoldaşları için bir okula dönüştürerek partileşmede büyük bir derinlik sağlamıştır. Zindandan çıktığı 2000 yılından sonra ise bir süre siyasal-toplumsal alanda çalışma yürüttükten sonra dağ zeminine geçmiştir.
Ömrünü Kürt özgürlük mücadelesine adayan Sait yoldaşımız ise özgürlük devriminin canlı bir kütüphanesi, partimizin yaşayan bir arşivi ve 43 yıllık özgürlük mücadelesinin tecrübesi ve birikimini yaşayan bir yoldaşımızdı. Sait Yoldaş daha 1977 yılında Antep’te okurken Özgürlük Hareketi’ne sempati duymuş ve sonrasında İzmir’de yüksekokula gittiği sırada Partimize katılım yapmıştır. Bir grup arkadaşla birlikte ilk İzmir PKK Komitesi’ni oluşturup resmi çalışmalara başlamıştır. 12 Eylül dönemine kadar metropolde faaliyet yürütürken, 12 Eylül faşist darbesinin ardından dönemin devrimci görevlerini yerine getirmek üzere Partimiz tarafından Hilvan’a sorumlu olarak atanmıştır. Devrimci görevlerinin başındayken 12 Eylül askeri faşist rejime esir düşmüş ve yirmi yıl kaldığı zindanda diğer yoldaşları gibi her türlü işkenceye karşı devrimci tavrın sahibi olmuş ve direnmiştir.
Sait yoldaş da tıpkı İrfan yoldaş gibi zindanı bir okul olarak değerlendiren yoldaşlardan oldu. Durmadan okudu, yazdı, kalemiyle karanlık zindanları aydınlatan oldu; pek çok yazı, makale ve kitap yazdı. 2001 yılında zindandan çıkmasının ardından hemen devrimci görevlerine sarıldı ve siyasal-toplumsal alanda üzerine düşen görev ve sorumlulukları başarıyla yerine getirdi. Bir süre sonra ise dağ zeminine geçerek İrfan yoldaş ile birlikte Partimizin büyük önem verdiği PKK romanını yazmayı üstlenen grupta yer aldı.
Rêber Apo, binlerce şehidin destansı mücadelesinin, Kürt halkının fedakârlıklarının, özgür yaşamın sanata ve edebiyata yansıtılmasını hep istedi. Bunu Partimizin önüne yerine getirilmesi gereken en temel görevlerden biri olarak koydu. İşte İrfan ve Sait yoldaşlar Önder Apo’nun önümüze koyduğu bu çok önemli görevi üstlendiler. Büyük bir emek verdiler, irade ve sabır gösterdiler, kafa yordular ve yazdılar. Kısa zamanda tarihi sonuçlar elde ederek hiç kimsenin yapamadığını yaptılar. Zaten şehadetleri de parti romanı çalışması kapsamında belge toplamak üzere gittikleri Rojava’da anlamlı ve kutsal bir çalışmayı yürütürlerken yakalandıkları hastalık nedeniyle gerçekleşti.
Sait Yoldaş “Güneş Ülkesinde Diriliş” adlı Parti Romanı serisinin ilk kitabı olan “Amara”yı ve aynı serinin beşinci kitabı olan “Özgürlük Arayışı”nı üçer cilt halinde yazarken; İrfan Yoldaş ise serinin üçüncü kitabı olan “Özgürlüğe Doğuş”u üç cilt halinde kaleme aldı. İrfan Yoldaş “Diz Çökmeyenler” isimli, 3 ciltlik tarihi Cizre öz yönetim direnişini anlatan kitabı tamamlarken, Sait arkadaş ise görkemli Kobanê direnişini romanlaştırmak üzere çalışmaktaydı.
Şehit Şilan Baki Edebiyat Okulu’nun en verimli iki üyesi ve partimizin mütevazi, yaşam sevinciyle dolup taşan, aldıkları tüm görevleri büyük bir sorumluluk bilinciyle başaran militanları olan İrfan ve Sait arkadaşlar büyük emek ve çabayla ortaya çıkardıkları bu büyük edebi eserlerle Önder APO’nun ve Şehitlerimizin özgürlük çizgisini bütün yönleriyle toplumun tüm kesimlerine ve Kürt gençlerine sunarak Kürt toplumunun bilinçlenmesinde ve devrime akmasında önemli katkı sundular. Şehadetleriyle ölümsüzleştiler, Partimizin ideolojik duruşunu ve devrim değerlerini romanlaştırarak devrimi de kalıcılaştırdılar.
Devrime onurla, başarı ve büyük bir bağlılıkla son anlarına kadar hizmet eden, Kürdistan özgürlük devriminin emekçileri, hafızaları ve bir nevi arşivleri olan İrfan ve Sait yoldaşları saygı ve minnetle anıyor, değerli ailelerine, yurtsever halkımıza ve dostlarımıza bir kez daha başsağlığı diliyoruz.
Kürdistan özgürlük devrimimizin bu iki zengin kaynağını birden ve ansızın kaybetmenin acısını ve üzüntüsünü derinden yaşıyoruz. Üzüntümüzü devrimi ve özgürlük mücadelemizi başarı ve zafere taşımanın duygusu ve bilincine dönüştüreceğimizin; bıraktıkları devrimci edebiyat mirasına sahip çıkarak yarıda kalmış eserlerini tamamlayacağımızın, bu büyük devrimcilerin anısına bağlı kalma temelinde Kürdistan özgürlük devrimini mutlaka gerçekleştireceğimizin sözünü bir kez daha yineliyoruz.”