BEHDÎNAN – Türk ordusu 23 Nisan tarihinde Medya Savunma Alanları’na yönelik işgal harekattı başlattı.
Ne teknik imkanları ne de karadan saldırılarıyla başarı elde edemeyen Türk ordusu işgalin başından beri ağır kayıplar verdi.
Metina, Avaşin ve Zap alanlarında gerilla direnişi karşısında yenilgiye uğradı. Paramiliter ve çete güçlerini de operasyonlarda kullanan Türk ordusu aldığı ağır darbelerden dolayı alanda bulunan güçlerini sık sık değiştirmek zorunda kaldı. Buna rağmen gerilla karşısında tutunamıyor.
İşgal saldırılarının başından bu yana Türk ordusunun kayıpları da gizleniyor. Türk ordusunun her gün kayıpları var, ancak kamuoyu tek bir kayıptan dahi haberdar edilmiyor.
Türk devleti özel savaş medyasını kullanarak kendisini başarılı göstermeye çalışsa da sahadaki durum Türk ordusunun yenilgisini ve barbar yüzünü bir kez daha ortaya koyuyor. Son günlerde özellikle bir firar olayı, bu durumu özetliyor.
HPG Basın İrtibat Merkezi, 10 Eylül tarihinde Zap’taki çatışmalar sırasında firar etmek isteyen bir askeri, Türk ordusu tarafından katledildiğini bildirdi.
Açıklamada şu ifadeler dikkat çekti:
“10 Eylül günü Zap bölgesine bağlı Şamkê alanında bir grup işgalci güçlerimiz tarafından denetim altına alınmıştır. Bu işgalci grubu denetim altına alındığını fark edince, Türk ordusundaki bir asker teslim olmak için bu gruptan firar ederek güçlerimize doğru gelmek istemiştir. Gerilla güçlerimiz bu askeri sağlam bir biçimde yanına almaya çalışırken, işgalciler ferdi ve orta otomatik silahlarla bu askeri hedefleyerek yoğun ateş açmıştır. Bu askerin sağ kurtulabilmesi için güçlerimiz işgalciler ile yoğun bir çatışmaya girmiş ve bunun sonucunda bir yoldaşımız yaralanmıştır. Daha sonra işgalci Türk ordusu gerillaya teslim olmak isteyen askerin bulunduğu alanı obüslerle yoğun bir şekilde bombalamıştır. Firar eden ve teslim olmak isteyen asker, Türk ordusunun açtığı ateş ve yaptığı yoğun bombardıman sonucunda gerilla güçlerimize ulaşamadan vurularak yere düşmüştür. Arkadaşlarımız çatışma ve bombardıman esnasında bu yaralı askeri almak için yanına gittiklerinde öldüğünü görmüşlerdir.”
ANF’den Roni Deştelani ve Egid Sirwan’ın yaptığı habere göre; Özel savaş medyası ile Türk devlet yetkilileri kayıplarını her zaman kamuoyundan sakladı. HPG’nin katledilen askerin ismini de açıkladı ancak henüz devlet yetkililerinden ses yok.
SEZAİ GÜNGÖR VAN’LI BİR KÜRT
Gerillanın eline geçen belgelere göre Sezai Güngör 29 Mart 1993 yılında Van’ın Gürpınar ilçesinde doğdu. Anne adı Nurten, baba adı Sıddık, 15383923150 numaralı Türkiye vatandaşlığına kayıtlı. Ancak Sezai Güngör’ün ailesi uzun senedir Sakarya’nın Karasu ilçesinde ikamet ediyor. Belgelerden Sezai Güngör’ün Vanlı bir Kürt olduğu anlaşılıyor.
2015’TEN BERİ PARALI ASKER
Sezai Güngör’ün askeri kimliği de 2015 yılından bu yana paralı asker olarak Türk ordusunda bulunduğunu kanıtlıyor. Türk ordusu içinde çavuş düzeyinde yer alıyor. Türk ordusuna 2015-5496 numarayla kaydedilmiş.
Sezai Güngör gerçekliği şunu da ortaya koyuyor: Bir Kürt düşmanına askerlik dahi yaparsa düşman tarafından affedilmez. Bir gün dahi verdikleri emre göre hareket etmediğinde yaşam hakkı ortadan kaldırılıyor. Sezai Güngör’ün katledilmesi Türk devleti ile işbirliği yapan tüm Kürtlerin akıbetini gözler önüne seriyor.