HABER MERKEZİ –
Erkek tarafının özgür kadın partisinin özgünlüğünü, farkını görmesi gerekir. Erkek gittikçe tepki gösterecek. Egemenliklerinden kolayca vazgeçmeyeceklerdir.
Kendilerini yere atacaklardır. Erkek tarafının hiç konuşmaması lazım. Yapacağı bir yardım varsa pratikte yapsınlar. Kadın için emniyet tedbirlerini alabilirler. Ama beyinsel tedbirler olmaz. Güçleri varsa kendilerini değiştirip, dönüştürmeye uğraşsınlar. Bu böyle gelişecektir. Ben olsam hiç konuşmam. Dinlerlerse dinlerler. Erkek ağırlıklı bir biçim vermek, tepki, öfke yaratır. Serbest bırakılmalı. Eleştiriler yapılabilir. Yoksa reel sosyalizm gibi bir şey olur. Bu, biraz benim yürüttüğüm çalışmaydı. Tümüyle ret biçiminde gelişecek. Erkeğin kurallarına tepki olarak patlamadır. Bin yıllık erkeğin eliyle gelişmiş yaşam tarzına tepkidir. Uzun sürebilir.
Bu işin özünde cins çelişkisi var
Cins, kinini öfkesini ortaya çıkarır. Çelişkiyi tanımak gerekir. Onun kuvvetini tanımak gerekir. Ne sanıyorlar çelişkiyi? Konu hayli karmaşık. Cins şeyi o kadar önemli değil demek doğru değildir. O kadar basit değil. Bu savaşın cins savaşımı, özgünlüğü var. Konunun muazzam karmaşıklığı var. Kişisel tatmine, cinselliğe indirgememek gerekir. Cinsellik bambaşka bir tahlili gerektirir.
Bu çelişki üzerinde çözüm projesi geliştirmek gerekir. Sağlıklı gelişmesi gerekir. Şimdiye kadar doğru-dürüst başarılamayışı; feminist anlayıştan ya da kaba erkek taklitçiliğinden kaynaklanmıştır. Fedakârlık gerekir, çalışmak gerekir, erkeğin himayesini kabul etmemek gerekir. Bağımsız, ilkeli yaklaşmamız gerekir. Erkek egemenlikli geleneksel şeylerden ziyade; ruhi, fiziki gelişimleri önemlidir. Kadın için en temel şeydir. Evlilik için en derin kölelik deniliyor. Kadının bundan kurtulması önemlidir. Bu şekilde eski klasik aile ilişkileri kaybeder belki.
Kadınların derin, anlamlı ve yüce duygu dolu yüklenimle bağlılıklarına değer biçmemek zordur. Bu benim için son yılların en zor çalışmasıydı. Konu hassastı, ağır duygu yüklüydü. Bin yıllık sorunların kördüğüm olmuş acımasız savaş kurallarından ve derslerden tutalım, güzellik, eşitlik ve emek yüklü yeni yaklaşım ve yaşama tarzını açıklığa kavuşturmak, bunu da öz güçlerine dayalı kılmak biçiminde bir yol tuttum. Çok az cesaret edilen ama klasik olmayan, üstünlük ve hâkimiyete yer vermeyen bir yaklaşım olacaksa böyle olmalıydı. Cins, sosyalleşme ve siyaset arasındaki bağ doğru kavranmalıydı. Ayrıca kadınla ancak güzel yaşanılabilirdi. Bunun öz ve biçim sorunlarına cevap gereklidir. Önemli aşamalar kat edilmesine rağmen, bana göre eksik kalmıştı. Ayrıca benim etrafımda kendini aşırı feda edecek, patlatacak bir duygu atmosferi çok zorlayıcıydı. Son dönemde bu daha da artmıştı.
Sevginin ve güzelliğin kadını olmak gerekir
Dolayısıyla bu kazanılan derinlikli duygu ve düşünce güçlerini, dünyada da kendini gösteren, kadını obje olmaktan çıkarıp subje haline getirmek, öz kimliklerine dayalı bilinç ve irade güçleri haline gelmelerini sağlamak somut gerçekliğimizde büyük önem taşıyor. Partileşme bunun iddialı bir adımıdır. Bununla şüphesiz bin yılların erkek egemenlikli toplum dünyası yerine, kadının özgün ve özgür irade ve bilincine, doğru bir toplum paylaşımına, bu temelde alt ve üstyapıyı yeniden şekillendirmede yerlerini belirlemeye ve sahip çıkmaya çağıracaktır. Program, örgüt ve yaşam tarzıyla kendilerini yeniden gerçekleştirmeye, bu temelde ilkeli yürüyeceklerdir. Bunun gereğine derinden inanıyorum. Buna yaşamlarını adamalarına büyük saygı gösteriyorum. Onların daha doğmadan erkeklerin karıları olmak yerine, öncelikle halkın, sevginin ve güzelliğin kadını olmaları gerekir. Barış dönemlerinde bu soylu erdemleri daha çok geliştireceklerine, kölece bağımlılığın değil özgürlüğün güzelce sürükleyici gücü olacaklarına, bunun belki de 21. yüzyılın en sürükleyici bir devrimci çalışması olacağına ve başarmalarına çok değer vermek kadar başarılı olacaklarına inanıyorum. Büyük fedakârlık ve cesaret güçlerini yeni dönemin her çalışma alanında istedikleri, inandıkları ve başardıkları oranda kullanmalarını diliyorum.
Kadın kendini meta olmaktan çıkarsın
Özgür kadın iradesi doğru. Erkek fazla karışmamalı. Anlaşmak için özgür olmak gerekir. Benim felsefeme göre, özgür kadın yaratılmalıdır. Özgür iradeye saygılı olmak gerekir. Başarılı olursa yücedir, selamlarız. Ben bir erkek olarak harem kurabilirdim, çoluk çocuk sahibi olabilirdim. Ancak ben özgür kadın çalışmasını yaptım.
Kadına şunu öneriyorum; kendini meta olmaktan çıkarsın. Bütün pozisyonumda bu, benim için felsefik özgürlük yaklaşımıdır. Bu yaklaşımı halen de sürdürüyorum. En derin, en etkin, ince, kapsamlı, insanın egemenlik konusu olmuş, mal olmuştur. En eski sınıf, en eski metalaşma öğesi olmuş. Duygularının kölesi kadın öyle bir olay ki, para gibi bir şey, mal ve kadın, para ve kadın arasında sıkı bir ilişki var. Kadın ile barış arasında, özgürlük arasında sıkı bir ilişki var. Ticaret ve devlet daha çok erkek işi, kadının toplumdan dıştalanmasını getirir. Bu erkeğin işine geliyor. Biraz klasik anlamda erkeğin öldürülüşü ile anlaşılabilinir. Ben biraz aştım, iddia ettim. Buna gücünüz var mı? Özgürlüğü ne kadar istiyorsunuz? Ne kadar gücünüz var? Özgürlük istiyor musunuz? Birçok kızımız kendini yaktı. Çok üzüldüm. Bu yaklaşım özgürlükle ilgili, bu yüzden oldu. Yine de bana göre bu özgürlüğe saygı duymak gerek. Özgürlük aktüalite haline gelmiştir.
Yaşamınızdaki küçük bir şeyi dahi oturup düşünün. Yaşamda en basit maddi bir ihtiyacı giderdikten sonra, oturup nasıl bir kimlik sahibi olacağınızı düşünün. Kendinizi nasıl kimlik sahibi kılacağınızı düşünün. Kimlik sahibi olmak gerek ama ilgi duyulmuyor. Özgürlük; ruhun ve aklın gıdasıdır. Özgürlük gıdası ile insan insan olur. Ama cefası çoktur. Tarihte değişik biçimlerde gelişir. Bu yüzyılda da böyle oldu. Kadınla benim kurduğum arkadaşlık güzel bir şey. Çok iyi bir diyalog kurmuştum ama yarım kaldı. Zeki olan devam ettirebilir. Ne demek istediğimi anlayabilirsiniz. Cins çok çirkinleştirildi. Kadınlık manevi işkence haline getirildi. Bu konudaki yanlış yaklaşımlar, yani sadece cinsi yaklaşım çok çirkin. Bu konu ile mücadele ettik, aşmak istedik. Aşmak çok önemli. Klasik evlilik ve aile üzerinde durduk. Bu dipsiz kuyu gibi çözülmeden sorun çözülmez. Ekmekten, sudan daha çok özgürlüğe ihtiyaç var. Kadın erkeksiz olmaz, erkek kadınsız olmaz. Benim için ise olur. Kendi kendinizle mücadele etmeniz gerekir. Kendinizi tepeden tırnağa yenileyeceksiniz. Fiziki olarak bunu söylemiyorum. Kadının bu düzeyde erkekle olması cinayettir. Cinselliği ve namus kavramını derinden işlersen, ‘başkasına yar etmem, başkası göz koyarsa ezerim, malımdır, namusumdur’ bunun altını eşelerseniz sınırsız egemenlik ve mallaşma düzeyi ortaya çıkar. Kendisinin değil, birileri ona sonsuz sahip, aşkını yerle bir eder, bir çocuk bile annesine bunu yapar. İki yüzlülük etmemek lazım. Kadınsılığınızı yenmelisiniz. Erkekleşmiş kadınların durumunu da değerlendirmek lazım. Kendi kimliğinizi yenmelisiniz. Kendi kendinizi yenmeniz gerek. Erkek kadına karşı acımasız, kadın kendine karşı daha acımasız.
Erkek ve kadına karşı nasıl savaş vereceksiniz? Uyanık, akıllı, dikkatli ve büyük bir mücadele gerekir. Bu tamamen demokratik bir mücadeledir. Düşünce eylemidir. Özgürlük, barış militanlığı gerekir. Ama zorbalığa karşı kendilerini donatmalı, güçsüzlüğünü aşmaya çalışmalıdır. Güçsüzlüğünden ötürü bu anlayışı ortadan kaldıramıyor. Kızlar bunu fark ettiler ama güçsüzlüklerinden vazgeçmiyorlar. Herhalde özgürlük kocadan daha değerli ve iyidir. Çocuklardan da daha iyi ve önemlidir.
Savaş önce kadına karşı gelişmiştir
Namusu burada doğru bir anlayışa oturtmak gerekir. Asıl namus burada başlar. Benim için namus özgürlüktür. Erkek çok kurnaz, kadın da bu süreç içerisinde kurnazlaşmıştır ama erkek hâkim. Bunu aşmak irade ve güç ister. Bunun için demokratik çalışma yapılabilinir. Siyasi partilerde vb. platformlarda çalışmak ve mücadele etmek gerekir. Demokratik savaş vermek gerekir. Önce kendiniz olmalısınız. Onlara karşı olan duygularımı sözlerle ifade edemem, hem kafamda hem de yaşamda bir arkadaş olmaya çalıştım. Düşüncemle, irademle arkadaş olmayı doğru ortaya koydum. Benimki, ancak arkadaşlık olur. Bu konumda başka bir şey olmaz. Bu çektikleri acılar en güzel yaşamı hak ettiriyor. Barış çabalarım onların özlemlerine yanıttır, onların özlemlerine cevap vermek için çalışıyorum.
Analar ve kadınlar daha çok barış insanıdır. Zaten savaş önce kadına karşı geliştirilmiştir ve erkek işidir. Kadınlar barış insanıdır ve sosyal insandır. Kadının amacı güneş kadar net ise yöntemini bulur. Özgürlük tutkusu güçlü ise, her yol ve yöntem bulunur. Özgürlük konusunda lafazancı olmamak lazım. Kafanızın içinde erkek egemen düşünceler varsa şeytan olursunuz. “Nasıl yapacağız, önümüzü tıkıyorlar” yakınmasına çok kızıyorum. “Önümü açın” diyenlerden nefret ediyorum. Bunu diyerek erkekten yardım istiyorsunuz. Kocasına sığınan kadından ne farkın kaldı. Başkalarından yardım istemeyin. Önce sen Kaf dağını aş, beynini, yüreğini geliştir. En büyük yoldaşın, özgürlük tutkusudur. Beyin ve yüreğini çalıştır ama iyi yoldaşlar gerek. Akılla kendinizi yaşatın, geliştirin. Unutmayın benden daha tehlikeli bir çarmıhtasınız. Kendisini özgür sananlar hiçbir şey olamaz. Çarmıhta olduğunuzu anlarsanız, özgürlüğün iğne ucu kadar da olsa değerini bilirsiniz. “Devlet, baba, koca, bana bir şeyler versin” demeyin, bu çaresizliğin ifadesidir. Özgürlüğü çok istiyorsan, kendini yetiştir. Gücün varsa, bunun gereklerini yerine getir. Gücün sınırlıysa, bu güç kadar sınırlı çalış. Gücün kadar iş yap. O zaman iddialı olmayın. Bu konuda açık olun. Tabii ki gücün oranında kaldır, şunu bunu her şeyi yap, haddini, ölçünü iyi bileceksin. Kendi kaderinizi, durumunuzu tartışın, kendi kendini iyi kullanmayı bileceksin, iyi kullanmazsan bitersin.
Biz insanlık savaşı veriyoruz
“Kürt Aşkı” kitabını özgürlük üzerine yazmıştım. Liberal özgürlük düşünceleri gelişiyor. Günümüz Türkiye’sinde de bu işleniyor. Basında bu konuda güzel yazılar var, okuyorum. Kadın hareketi barış için rolünü oynayabilir. Çok düşünürseniz kalan eksikliği görüp tamamlayabilirsiniz. Bu, insanlık kavgasıdır. Biz insanlık savaşı veriyoruz. Bu kadını daha çok ilgilendiriyor. İşin özünden ileri geliyor. Ezilen halklar ve insanlarla özdeşleşmişlerdir.
Kadının özgürlüğü ile ilgili “Kürt Aşkı” kitabındaki değerlendirmeler çok kapsayıcı ve anlamlıdır. Yeni toplumun oluşumunda bu düşüncenin taşırılması gerekir. Erkekler için bilinen klasik anlayıştan uzaklaşsınlar. Hiçbir ilişki, himaye temelleri üzerinden olmasın. Şikâyet yerine kadınlar hak almasını bilmeliler. Fakat erkekler babalık yapmasın. Kadınları himaye etmesin. Erkek bir sistemdir. Sen de özgürlük mücadeleni vereceksin. Kendilerine yüklensinler. Kimseden de yardım beklemesinler. Sosyalizm gelir, devlet kurar gibi dini anlayışlar yanlıştır. Kadınlara, kızlara, analara tek tek iyi bir sevgi geliştirdim. Kadınlara, kızlara, analara iyi bir saygı geliştirdim. Bunu sunuyorum. Kadına en büyük armağanım bu çalışmalarımdır.
‘Ben bu çağın erkeği olmayacağım’ diyorum. Ben bunun için de kendime büyük eziyet ediyorum. Ben dağdakilere söylüyordum, benim yanımda olan, beni anlayan kızlarla kolay başa çıkamazsınız. Beni anlayan kızları kandıramazsınız. Eğer benden bir şey anlamışlarsa, sıradan yaklaşamazsınız. Onun dışında köle kadındır, mevcut kadını veri alır. Kabul edersen, ilkesiz ilişkiye girersen bu, erkeği de yüzde doksan bitirir. Ben kadınlara hizmet ettim. Özgürlük gerekli dedim. İnandım, savaştım.