HABER MERKEZİ –
İnsan yaşamında bazı anlar vardır ki, kendisi için en önemli kararları alır ve ileriye dönük bir adım atar. Bu adım sıradan değildir ve öylesine bir yoğunlaşmanın sonucu olarak alınan bir kararın sonrasında atılan bir adım da değildir.
Belki de bu adım kişinin yaşamının bir anda tamamen değişmesine sebep olacak kritik bir adım olur. Yavaş yavaş anlam dünyasından uzaklaştığımız bir yüzyılda yaşıyoruz. Bırakalım evreni, dünyayı ve toplumu kendimize yabancılaşmayı en üst düzeyde yaşadığımız bir yüzyılın içindeyiz. İyi, doğru ve güzel olanı bulmak öylesine zor bir hal alıyor ki, insan bunlara dair olduğunu düşündüğü her şeye sıkı sıkı, hiç bırakmamacasına sarılmak istiyor. Bu kavramaların hala yaşadığını, tarihin kıyısında, köşesinde kalmadığını kanıtlamak istiyor. İşte Avaşîn yoldaş da böylesi bir gerçekliği yaşarken PKK hakikati ile tanışıp kendisini bir bütün olarak bu yaşama adıyor.
Üç çocuklu bir Anadolu ailesinin en küçük çocuğu olarak dünyaya gelen Avaşîn yoldaş, bir yandan Anadolu insanın mütevaziliği ve hoşgörüsü ile diğer yandan da mevcut sistemin halkları birbirine kırdırma ve uzaklaştırma politikalarının etkisiyle büyür. Bu iki durum onda her zaman bir sıkışmayı yaratır. Çünkü o da birçok Türk genci gibi kendi ülkesinde yaşanan olaylardan bihaber olarak yaşıyor. Anadolu insanın yaşam öğretisinde insan sevgisi, hoşgörü ve misafirperverlik vardır. Ama kendi aile çevresinde bu durumun Kürtlere karşı hiçbir zaman bu şekilde yaşanmadığını fark eder. Kürtler ve Kürt Özgürlük Hareketi öylesine karalanmış ve ötekileştirilmiştir ki, içine girdiği bu farkındalık düşünce dünyasında çok fazla etkili olmaz. Onun düşünce dünyasında da Kürtler uzak durulması gerekilen bir halk ve Kürt Özgürlük Hareketi de ülkeyi bölmeye, parçalamaya çalışan bir örgüttür. Sıradan bir yaşam içerisinde görmediği o kadar çok şey vardır ki; yaşı ilerleyip anlam dünyasının kapılarını araladığı zaman adeta sarsılır. Doğumundan geçlik yıllarına kadar her zaman başkalarının inandıkları, başkalarının düşündüklerine hatta başkalarının hissettiklerine entegre olan ve istemese de kendisini birçok şeye kapatan heval Avaşîn’in arayışları geliştiğinde yaşam ona daha anlamlı gelmeye başlar. İçinde yaşadığı toplumun Kürtlere ve Özgürlük Hareketi’ne olan ön yargısı yıllarca onun da üzerinde büyük etkiler yapmış ve hiçbir zaman tanımak için çaba göstermemiştir. Bu yüzden de etrafında Kürt ve Kürtlüğe dair ne varsa hep mesafeli yaklaşmıştır. Ta ki üniversiteyi kazanıp Bitlis’e gidene kadar.
Artık hiç tanımadığı bir coğrafyaya ve kendisini sürekli olarak uzak tutmaya çalıştığı bir halkın arasına adım atmıştır. İlk önce Kürdistan’ın coğrafyasından etkilenir. Yaşadığı Anadolu topraklarına çokça benzese de heybetli dağlarından ve yeşilliğinden gözlerini alamaz. Kürt, Türk, Türkmen ve Ermeni halkların yaşadığı Bitlis kentinin kültür yapılanması da ona kendi topraklarını anımsatmaktadır. İçine girdikçe, yaşadıkça ve ilişki kurdukça Kürt halkını tanır. Hiçbir şey ona çocukluğunda anlatıldığı gibi değildir. Oldukça farklı özelliklere sahip olan yöre halkı, misafirperverliği ile de Avaşîn yoldaş üzerinde etki yaratır. Artık zihnindeki kalıplar yavaş yavaş kırılmaya başlamıştır. Hiçbir şey onun düşündüğü gibi daha doğrusu ona anlatıldığı gibi değildir.
Kürt gerçekliğini tanıma noktasında üniversite ortamı da oldukça etkili olmuştur. Okuldan arkadaşlık geliştirdiği Hilvan’lı bir arkadaşının sayesinde artık Kürt halkının yaşadıklarını görmeye başlar. Bu arkadaşı ve ailesi devlet tarafından büyük işkencelere ve baskılara maruz kalmıştır. Onların yaşadıklarını dinledikçe adeta sarsılır. Onun için önemli kurumların başında olan devlet kurumu artık yavaş yavaş yerle bir olmaya başlar. Bildiği her şey, inandığı ya da inandığını düşündüğü değerlerin kendi inancından dolayı değil de bir dayatmanın sonucu açığa çıktığını kavramaya başlar. Tanık olduğu bu durumlar artık onu önünü alamadığı bir arayışın içine doğru sürüklemeye başlar. Attığı her adımda, hem kendi gerçekliğini, hem toplumsal gerçekliği hem de sistem gerçekliğini daha somut bir şekilde görmeye başlar. Yurtsever gençlik ile de ilişkiye girmesi ve bu ortamdan etkilenmesi çok uzun bir zamanı almaz. Yaşam tercihleri, paylaşımları, sistem karşısındaki duruşları ile bu ortam Avaşîn yoldaşı müthiş etkiler. Bu ortam sayesinde partiye yakınlık duyar. Parti hakkında, Önderlik hakkında bilmediği ne varsa öğrenmeye çalışır. Şimdiye kadar sürekli olumsuz tarafından baktığı tüm olaylara daha olumlu bir pencereden bakmaya başlar. Bir süre sonra gerillaya ilgisi gelişir ve yurtsever ortamda bulunan arkadaşlarına durmadan gerillaya dair sorular sormaya başlar. En sonunda bu ortamda bulunan arkadaşlarıyla birlikte arkadaşları ziyaret etmeye karar verip Garzan Eyaleti’nde bulunan arkadaşların yanına giderler. Geri dönüşlerinde Bitlis’te bulunan Şehit Mîzgin Şehitliği’ni ziyaret ederler. Burada 1994 yılında şehit düşen arkadaşlar için mezarlar yapılmıştır ama düşman bu şehitliğe bile saygı duymamış en vahşi şekilde şehitliğe saldırmıştır. Tanık olduğu bu durum onu öylesine derinden etkilemiştir ki, artık bir karar vermesi gerektiğini düşünmeye başlar. Kısa bir süre sonra da yaşamının en önemli kararlarından biri olan gerillaya katılım kararı alır.
“Nefes aldığım her dakika bu mücadelenin içinde olacağım”
Ekim 2014 yılında aldığı kararı uygular ve gerillaya yani özgürlük mekanlarına doğru yol alır. Buradaki yaşam, ilişkiler, yaşama bakış açısı şimdiye kadar bildiği birçok şeyi bertaraf eder. Yavaş yavaş yaşadığı çelişkilerin cevabını bulmuş, anlama daha çok yakınlaşmıştır. Arkadaşlarla yaptığı bir söyleşide bunu şu şekilde ifade eder: “Burada, bu mekanlarda birçok şey öğrendim. Özellikle ideolojik eğitim gördüğüm zaman yıllarca sistemin okullarında boş yere okuduğumu anladım. İçinde yaşadığımız sistem öze dair ne varsa bertaraf etmiş, yok etmiştir. Binlerce yıl birbiriyle ortak yaşam süren halkları, kültürleri, dilleri birbirine düşman yapmış, birbirinden uzaklaştırmıştır. Burada tarihe dair gerçekleri öğrendiğimde anladım ki, sözde bizi koruyan, kollayan devlet bize yani insanlığa en büyük zararı veren kurummuş. Tarihte Kürtlerin, Türkmenlerin, Ermenilerin ve diğer birçok halkın yaşadığı katliamları öğrendiğimde bu hakikat ağır bir tokat gibi yüzüme indi. Şimdi de tarihtekine benzer durumlar yaşanıyor. İnsanlar, halklar, diller, kültürler çok bilinçli bir şekilde katliamlara uğruyor. Şengal, Kobanê, Cizîr, Sur bu hakikate verilebilinecek en somut örneklerdir. Adı ister DAIŞ, ister JİTEM isterse başka bir şey olsun. Yaşananlar aynı zihniyetin yarattığı sonuçlardır. Bunları bilmek, bilince çıkarmak benim için ağır bir süreç oldu. Bu anlamda PKK, benim hakikat dünyama aralanan kapı olmuştur. Ben PKK’de kendime dair gerçekliklerle, halkıma ve sisteme dair gerçekliklerle tanıştım. Şimdi de bu mücadele içerisindeyim ve nefes aldığım her dakikada da bu mücadelenin içerisinde olacağım.”
PKK içerisinden Avaşîn yoldaşı etkileyen bir diğer durum ise; kadına olan yaklaşım olmuştur. Sistemin meta haline getirdiği, feodal toplumun ise görmezden geldiği kadın gerçekliliği PKK’de yaşamın ana eksenidir. Düşünce, teori, ideoloji, paradigma ve en önemlisi de yaşam kadın bilinci etrafında şekillenmekteydi. Önderlik, kadını adeta küllerinden yeniden yaratmıştır. Ona bilinç, ruh ve estetik özellikler kazandırmıştır. Bunu görmezden gelmek, bilince çıkartmamak bir kadının kendisine yapacağı en büyük kötülük olurdu. İşte Avaşîn yoldaş da bu gerçekliği gören yoldaşlardan bir tanesi olmuştur. Yaşam içerisinde de arayışçı ve sorgulayıcı özelliğini yitirmemiştir. Gittiği her yerde yaşadığı çelişkileri dile getirip tartışarak, konuşarak yaşadığı çelişkileri aşmayı esas almıştır.
O, koyulduğu anlam arayışı yolculuğunda birçok şeye tanık oldu, birçok şeyi kendi gözleri ile gördü. Anlam arayışı içerisine girmenin ve peşine düşmenin büyük bir kararlılık ve irade gerektirdiğini bilince çıkarttı. Yüreğini ve bilincini yekleştirerek anlam bütünlüğüne doğru yol aldı. Bu yol alış onu daha bir güzelleştirdi. Böylesi bir güzelliği tanımak, ona yoldaş olmak bizim için en büyük gurur kaynağıdır. Ve biliyoruz ki bu gururu da ancak onlara iyi bir yoldaş ve ardıl olursak yaşayabiliriz.
Mücadele arkadaşları