WAN – İmralı’da 22 yıldır süren tecrit, Türkiye ve bölge cezaevlerinde de hak ihlalleri olarak karşılık buluyor. İnsan hakları ve sivil toplum örgütlerinin rapor haline getirdiği ihlallerin başında sürgün, çıplak arama, temel ihtiyaçların giderilmemesi, koğuş baskınları, süngerli oda işkencesi, tedavi hakkının engellenmesi ve kamuoyunda “infaz yakma” olarak bilinen uygulamalar geliyor. Wan F Tipi ve Patnos L Tipi cezaevlerinde bulunan tutsakların ailelerinin son dönemde başvurularının arttığını söyleyen Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma (TUHAY-DER) Wan Şube Eşbaşkanı Kudret Temel, cezaevlerinin tecrit alanlarına dönüştüğünü vurguladı.
‘Uygulamaları kabul etmeyen tutsaklar darp ediliyor’
Tutsakların maruz kaldığı ihlallere ilişkin derneklerine son dönemde yapılan başvuruların arttığını söyleyen Kudret Temel, cezaevlerinde tutsaklara yönelik hukuksuzluğun her alanda sürdüğünü belirti. Tutsakların temel hak ve özgürlüklerinin cezaevi idaresi tarafından “keyfi bir şekilde” engellendiğine dikkat çeken Kudret Temel, “Temel ihtiyaçlarından tutalım, sosyal aktivitelerine dahi müdahale söz konusu. Hiçbir yasal dayanağı olmayan uygulamaları kabul etmeyen tutsaklar darp edilmeyle, sürgün edilmeyle karşı karşıya bırakılıyor” ifadelerini kullandı.
‘İhlallerin hiçbir yasal dayanağı yok’
Pandeminin bahane edilerek tutsakların tecrit edildiğini vurgulayan Kudret Temel, idarenin ve görevlilerin mevcut yasaları uygulamadığını dile getirdi. Kudret, “Birçok tutsağa ağırlaştırılmış ceza verilmiş durumda. Dört duvar içinde bir yaşam sürdürmek zorunda olan tutsakların kitap, dergi ve gazeteye erişim gibi en temel hakları dahi engelleniyor. Verilen mevcut ceza söz konusu uygulamalarla daha da ağırlaştırılarak sürdürülüyor. Bunun uluslararası yasalarda, Türkiye yasalarında hiçbir hukuki karşılığı yok” dedi.
‘İçme suyu kanalizasyon suyu’
“Patnos L Tipi Cezaevi’nde içme suyu olarak tutsaklara kanalizasyon suyunun verildiğini, tek kişilik yemeğin dört tutsak arasında bölüştürüldüğünü” aktaran Kudret, “Cezaevinde hiçbir hijyen kuralına dikkat edilmiyor. Mevcut tutsak sayısı kapasiteyi aşmış durumda. Kantinde bulunan temel ihtiyaçlar tutsaklara pahalı veriliyor. Bu insanlık dışı muameleden bir an önce vazgeçilmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.
‘İçeride tutsaklar dışarıda aileleri mağdur ediliyor’
Ekonomik kriz ve yoksulluğun giderek artması nedeniyle ailelerin, tutsakların ihtiyaçlarını karşılayamadığını söyleyen Kudret, şöyle devam etti: “Tutsaklar ailelerinden kilometrelerce uzaklıkta. Ekonomik nedenlerden kaynaklı tutsak yakınları görüşlere gidemiyor. Çoğu ailenin hiçbir geliri yok, tutsak için kıyafet alamıyor. Temel ihtiyacını karşılayamayan birçok yakın bizlere başvurarak destek istiyor. İçeride dışarıda insanlar mağdur ediliyor” sözlerine dikkat çekti.
‘Tecrit son bulmadan ihlaller de son bulmaz’
Artan baskının yaşamı da tecrit altına aldığını vurgulayan Kudret Temel, mevcut sorunların temelinde Halklar Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin geldiğini söyledi. “İmralı’daki tecrit sonlandırılmadan ihlaller son bulmaz” diyen Kudret Temel, şunları dile getirdi:
“İmralı Cezaevi’nde 22 yıldır ailesi, avukatları ile görüştürülmeyen PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yıllar sonra ‘volta attığı’ için ceza verildiğini duyuyoruz. Anayasada böyle bir ceza yok. Ancak başta İmralı Cezaevi olmak üzere tüm cezaevlerinde keyfi uygulamalar söz konusu. Dışarıdan buna tepki göstermek isteyen yurttaşlar bastırılıyor. Müdahale ediliyor. İhlalin temel nedeni tecrittir. Tecridin de bir an önce son bulması gerekir.”