İZMİR – Halkların Demokratik Partisi (HDP) Gençlik Meclisi, 10 Eylül’de fuhuş, uyuşturucu ve özel savaş politikalarına karşı “Bağımlılığı kıralım, yeni yaşamı kuralım” kampanyası başlattı. Kampanya kapsamında birçok ilde eylem ve etkinlikler düzenledi. Gençlerin üzerinde durduğu devletin özel savaş politikası ve uyuşturucu kullanımı sadece bölge illerinde değil, baskıcı politikalar sonucu göç etmek zorunda bırakılan Kürt gençleri üzerinde yürütülüyor.
Mezopotamya Ajansı’ndan Hakan Yalçın’ın yaptığı habere göre, Colemerg’de baskı politikaları sonucunda 2007’de ailesiyle birlikte İzmir Konak ilçesi Kadifekale Mahallesi’ne göç etmek zorunda kalan Rıdvan da (24), geçmişte uyuşturucu kullanan gençlerden biri. Güvenliği nedeniyle kendisini Rıdvan olarak adlandırdığımız genç, Kürt gençlerinin nasıl ve hangi nedenlerle uyuşturucu kullanmak zorunda bırakıldıklarını anlattı.
İzmir’de 6 yıl uyuşturucu kullandığını söyleyen Rıdvan, 2 yıldır bıraktığını aktardı. Bir fırında çalışan Rıdvan, “Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı Kadifekale’de uyuşturucu, fuhuş devletin eliyle yürütülüyor. Arkadaş çevresiyle birlikte uyuşturucuyu heves ve merakla kullanmaya başladım. Madde bağımlılığım 6 yıl sürdü. Genellikle kullandığım maddeler, esrar, eroin, bali ve kokaindi” diye konuştu.
‘SORUGULAMAYA GİRDİM’
Metropol şehirlerde yaşayan Kürt gençlerinin devletin eliyle zehirlendiğini farkına vardıktan sonra uyuşturucuyu bıraktığını söyleyen Rıdvan, “2 yıldır uyuşturucuyu bıraktım. Her hangi bir sağlık kurumuna başvurmadım. Kendi irademle bıraktım. Kürtlerle ilgili bir yazı okudum. Okuduğum yazının başlığı, ‘Kürt gençleri üzerinde özel savaş politikası’ydı çok etkilenmiştim. Yaşadıklarımı anlatıyordu. Sonra kendimi tanımak için kim olduğumu, ne olduğumu, Kürtler kimdir? Üzerine kitaplar ve araştırmalarda bulundum. Sorgulama arayışına girdim. İsteyerek veya istemeyerek kimlere hizmet ediyorum? Bu bilinçle biraz daha odaklanınca her şeyin farkına vardım ve uyuşturucuyu bıraktım. Kürt kimliğini tanımak için kültürel film, dergi ve günlük gazeteleri takip ediyorum. Lisede okuldan atıldım. Tekrar sınavları girdim açıktan okula devam ediyorum. Gerçekten devletin istemediği o Kürt kimliğini ve kültürünü tekrardan yakalamak için bir değişim yaratmaya çalışıyorum” ifadelerini kullandı.
‘POLİSİN İŞ BİRLİĞİ’
Rıdvan, uyuşturucu kullandığı dönemde çok rahat bir şekilde ulaşabildiğini anımsatarak, polislerin kendi elleriyle uyuşturucuyu verdiklerini aktardı. Rıdvan, uyuşturucu kullandığı dönemde polis ile olan bir diyaloğunu şöyle anlattı: “Uyuşturucuyu çok rahatlıkla peynir, ekmek, gibi polisin göz önünde satıcıdan (torbacı) alıyordum. Bazen satıcının kapısında polis vardı. Sorduğumda , ‘sorun olmaz onlar bizden merak etme’ diyordu. Çoğu polis satıcılarla işbirliği yapıyordu. Bazen polis ve satıcı şu şekilde planlar yapıyordu. Satıcıdan uyuşturucu alan kişiyi satıcı polise ihbar ediyordu. Polis alıcıyı yakalıyordu, aldığı uyuşturucuyu tekrar satıcıya verip para alıyordu. Bir ara Çimentepe Mahallesi’nde satıcıdan uyuşturucu almaya giderken, polis önümü kesti ‘nereye gidiyorsun, uyuşturucuyu kimden alıyorsun?’ diye sordu. Satıcının ismini söyleyince beni bıraktı.”
UYUŞTURUCU KULLANIMI YAYGIN
Rıdvan, İzmir’de Kürtlerin yaşadığı mahallelerde uyuşturucunun çok yaygın olduğunu belirterek, “Buca, Konak, Kadifekale, Karabağlar, Menemen, Karşıyaka ve Bayraklı ilçesine Onur Mahallesi hepsi Kürt nüfusunun olduğu mahalleler ve hepsinde uyuşturucu kullanımı ve satışı çok yaygın” diye belirtti.
ÖZDEN KOPUŞ
Devletin özel savaş politikasını Kürt gençleri üzerinde sistematik olarak sürdürmeye çalıştığını ifade eden Rıdvan, “Devlet mantığı Kürtler uyuşturucu kullansın, hırsızlık yapsın. Ailesiyle sürekli kavga etsin. Kürdün sicilini bozmak istiyor. Hem de kendine bağlı kılarak. Devlet Kürt gençlerini özünden koparmak için elinden gelen her şeyi yapmaya çalışıyor” diye konuştu.