HABER MERKEZİ – 27 Kasım 1978’de Amed’in Fis köyünde yazılacak destansı tarihin ilk adımları atılır. PKK, 27 Kasım günü “Kürdistan burada meftundur” diyenlere inat Kürt halkının kefeni parçalayıp yeniden dirilmesinin tarihi olmuştur. PKK 44 yılda sadece Kürt halkının değil Ortadoğu ve Dünya halklarının özgürlük umudu haline gelmiştir.
PKK, olağanüstü koşullarda büyük devrimciliklerle ortaya çıkmış ve bugünlere şehitlerin emek ve fedakarlıkları ile gelmiştir. Halklar Önderi Abdullah Öcalan, PKK için “PKK şehitler partisidir” diyerek bu hakikati ortaya koymuştur.
Bizlerde Nûçe Ciwan Ajansı olarak PKK’nin 44’üncü yıldönümü vesilesiyle şehit ailelerinden duygu ve düşüncelerini aldık.
Yaptığımız röportajların tamamı şöyle:
“PKK’nin yıldönümü başta Önder Apo olmak üzere, Kürdistan’ın dört parçası ve bütün özgürlük gerillasına kutlu olsun.” diyerek sözlerine başlayan Şehit annesi Azê Azad gençlerimize ve çocuklarımıza sesleniyorum diyerek şöyle devam etti:
“Vatanımıza, Önderliğimize ve topraklarımıza sahip çıkmalıyız. Elimizden ne geliyorsa yapmamız gerekiyor. Baştan söyleyelim; biz topraklarımızı bırakmıyoruz. Topraklarımız kutsaldır, şehitlerin kanlarıyla kurulmuş ve bugünlere kadar gelmiştir. Gençlerimizden isteğimiz elimizden ne geliyorsa yapalım, katılım sağlayalım. Çalışmalarımızı daha da büyütelim. Önderliğimiz 23 yıldır zindanda ve biz Önder Apo’ya borçluyuz. Ben gerilla annesi olarak kızımı şehit verdim ama hâlâ Önder Apo’ya borçlu olduğumu biliyorum. Çünkü biz daha Önder Apo için birşey yapmadık. O bizim için canını, ruhunu, hayatını bize adadı ve bizim de elimizden her ne geliyorsa yapmamız gerekiyor. Evlattan daha tatlısı yoktur ama biz hâlâ da ona borçluyuz.”
Çağrım bütün anneler içindir, bütün gerilla annelerine! Önderliğimize sahip çıkmamız gerekiyor. Eylem olsun, iş ve emek olsun elimizden her ne geliyorsa yapmamız gerekiyor. Son olarak bir daha söylüyorum! Gençlerimiz topraklarına sahip çıksın, katılımlarını daha da arttırsınlar. Ama eğer ki gençlerimiz katılım sağladığında anneler “yok biz kabul etmiyoruz” ya da “olmaz” derlerse ben de onlara sorarım; “eğer biz vermezsek kim verecek, eğer biz çocuklarımızı vermeyeceksek niye bu toprakların davasını yapıyoruz?” Elimizden her ne geliyorsa, “yapabiliriz” dememiz gerekiyor! Bir gerilla annesi olarak tekrar söylüyorum, çağrım bütün anne ve babalar içindir; çocuklarınızın önünü kapatmayın. Topraklarımıza sahip çıkmamız gerekiyor, topraklarımızı bırakmamalıyız. Selam ve saygılarım Kürt halkı, önder Apo, gerillalar, Kürdistan’ın dört parçası ve bize kulak veren Kürt halkı içindir. Özellikle şehid olan ve savaşan gerillaların anne ve babalarının ellerinden öpüyorum. Şehitlerimiz yüreklerimizde saklı ve onlarla gurur duyuyoruz.
Ş. Apê Elî DIRÊJ ve Ş. Amargî CÛDÎ’nin amcası İdris Elî İbrahim’de PKK’nin 44’üncü yılını başta Önder Apo olmak üzere, şehit aileleri ve Kürt halkına kutlayarak başladığı konuşmasına şöyle devam etti:
“Normal ya da basit bir yıldönümü değil bir yaşamın patlamasıydı. 27 Kasım 1978’de Kürt halkı içinde bir patlama oldu bir parti kuruldu. İlk defa böyle bir hareket gerçekleşti. Düşünceleri ve fikirleri uygulamaya koymak tabii ki araştırma istiyor. Çünkü düşmanımız, vahşi bir düşmandı ve Kürt halkının tüm ayaklanmasını acımasız ve vahşi bir şekilde ezebilir ve halkı öldürebilirdi. Kürt halkının kuru bir ağaç gibi olduğu söyleniyordu. Kürt halkının devrimini yerin 7 kat altına gömdük diyorlardı. Kürt halkı artık başını kaldıramaz diyorlardı. Kürt halkını ve devrimcileri ele geçirmek için Türkiye’de askeri darbe yapıldı. Bunun önemine dönecek olursak, siyasi olarak Kürt halkının hakları ciddi şekilde ihlal edildi ve Kürt olduklarını söylemekten korktular. İnkâr ediyorlardı dillerini, şarkılarını, hatta kıyafetlerini bile. Reber APO’ya diyorlardı ki, “sen kayayı iğne ile kazıyorsun. Kürt halkının varlığı, bir kayaya tohum atmak gibidir.”
Kürt halkının dirilişinin emek istediğini ve şehitlerin bu emeği verdiğine vurgu yapan İdris Elî İbrahim şöyle devam etti:
“PKK’nin 44’üncü yılını değerlendirirsek, saat, gün, ay hatta yılarda yetmez. Her adımını, her bir kurşunu saatlerce, günlerce hatta yıllarca konuşabilir ve değerlendirebiliriz. Yoldaş Mazlum Doğan, XEYRÎ DURMUŞ, Halil Çavgun, Ferhat Kurtay ve işkence görmüş yüzlerce arkadaşımız, onları bir an bile olsa göz önüne getirmeyiz ve anlayamayız. Başta Başkan APO ve yoldaşlarına teşekkür etmek istiyorum. Devrim savaşçılarına ve özgürlük şehitlerine teşekkür etmek istiyorum.
PKK’nin kuruluş yıl dönümünü tüm Kürt halkı ve özgürlük isteyen dünya halklarına kutluyorum. Önümüzdeki yıllarda daha başarılı adımlar atılacaktır. Kürt halkının problemi çözülmezse, Ortadoğu’da her zaman bu krizi yaşayacak ve her zaman çatışma olacaktır.”
“Parti kuruluş yıl dönümünü Önder Apo ve şehitlere kutluyorum. 43’üncü yılımızı bitirdik, 44’üncü yılımıza giriyoruz.” vurgusu yapan Ş. Sipan Şahin’in annesi Bedia Mistefa PKK’den önce yüzlerce parti kuruluğunu ama hepsinin tasvfiye edildiğine dikkat çekerek şöyle devam etti:
“Önderliğin düşünceleri, yine Kemal Pir, Mazlum Doğan, M.Hayri Durmuş gibi yoldaşlar ve onları destekleyenler olması binlerce kadın ve erkeğin özgür dağlarda toplanmasını sağlamıştır. Köylerde ve şehirlerde onların izlerini takip edip, onların düşüncelerini benimseyerek yola düştüler. Onlar 44 yıldır dağlarda mücadele ediyorlar, kendilerinden fazlalaştırıp eksiltmediler. Bugünde burada, düşman Önder Apo’nun düşüncelerinin Rojava’da yaşatılmasına karşı çıkıyor. Bundan dolayı da yeniliyorlar ve yenileceklerde. Dağlarda direnen gençlerimiz olduğundan dolayı çoğalırız ancak azalmayacağız. Bizim çocuklarımızı koruyan dağlardır, ellerindeki silahlar ve etrafında olan yoldaşlarıdır.
Düşman onları yok etmek ve yenilgiye uğratmak istedi ancak gelişen gerilla direnişi ile onlar bizi yok edeceğini sanırken gerilla onları yenilgiye uğrattı. Dağlarda direnen gerilla sayesinde bugün yaşıyor, direniyor ve dünyada tanınıyoruz. Bugün gerillanın bu halk için nasıl çalıştığını herkes görüyor ve biliyor. Gerilla üzerinde kimyasal silahlar, ağır silahlar, yine yasaklı silahlar kullanıyorlar. Ancak gerillanın gösterdiği direniş karşısında düşman ilerleyemiyor. Hangi dağa saldırdıysa orada yenilgiye uğramıştır. Çünkü gerillanın gücü var, ideolojisi ve inancı var. Gerillanın çok ilerlemiş bir teknolojisi veya büyük silahları yoktur. En büyük silahları Önder Apo’nun yaratmış olduğu fikir ve düşüncedir, iradeleri ve Kürdistan’a olan sevgileridir.
Bu fikir ve düşünce ile, bu güç ve irade ile dünyaya karşı çıkmıştır. Sadece bir devlete karşı değil bütün dünyaya karşı çıkmış ve kendini ispat etmiştir ve şunu diyorlar: “Biz Kürtler varız ve biz hiç bir zaman sindirme politikalarınızı kabul etmeyeceğiz. Kanımızın son damlasına kadar direneceğiz ve bu dağları savunacağız.” Gerilla adım adım başarıya ulaşırken düşmanda da kırılmalar yaşanıyor. Çünkü hainler, yüzleri yoktur ve gerilla karşısında direniş gösteremiyorlar. Gerilla topraklarını, dilini ve halkını savunuyor. Sadece Kürtler için değil, nerede bir halk eziliyor ise oraya gidip savaşmış ve şehadete ulaşmıştır. Şengal’de, Kerkük’te, Rojava’da savaşmış ve biz ezilenler için mücadele edeceğiz, onları özgürleştireceğiz.
Kürdistan’ın 4 parçasından olan bütün gençlere çağrımdır: Bugün düşman dağlarda direnen kardeşlerinize saldırıyor ve bunun karşısında gerilla direniyor. Düşman karşısında baş kaldırın, bu direnişe ortak olun, yardım edin. Bugün Kürtlerin varlık ve yokluk zamanıdır. Eğer gerilla güçleri olmasaydı kimse burada ve dört parça Kürdistan’da direnemezdi. Bugün bizi savunanlarda onlardır. Önder Apo “Genç başladık, genç başaracağız” diyor. Eğer gençlik olmasa gerçekten de adımlar atamayız. Bu direnişin arkasında durun, onlar bu halkın evlatlarıdır, bizim çocuklarımızdır ve yüreğimizdeler, biz onları bırakmayız. Bedenimiz de bir damla kan kalsa bile, çocuklarımıza sahip çıkacağız. Düşmana karşı çocuklarımızla birlikte mücadele edeceğiz.
Son olarak PKK’nin kuruluş yıldönümünü gerillaya ve Önderliğimize kutluyorum diyen Ş. Berîtan’ın annesi Silava İbrahim ise şunları belirtti:
“Düşmanın ağır silahları ve saldırıları gerillanın verdiği emek ve direnişle kırmayı başaracağız. Düşmanın yaptığı saldırılar sonuç almadı, alamayacak. Kürdistan dağlarında tarihi ve eşsiz bir direniş sergileniyor. Umudumuz odur ki gençler direnişe sahip çıksın, gerillaya sahip çıksın, gerillamızı yalnız bırakmasın ve şehitlerimizin yolunda ilerlesinler.”