HABER MERKEZİ –
Soğuğun tenimizi tırmalayacağı bir mevsime doğru ilerliyoruz. Mevsimlerden sonbahar, aylardan kasım.
Kasım ayının sonlarına doğru geldi haberin. Sadece tenimizi değil, yüreklerimizi de tırmaladı dağ doruklarından eşkıya bir rüzgarla gelen soğuk. Şimdi neresinden tutmaya çalışsam, bir karanlık karşılar beni. Ronahi’m, aydınlığım, ışığım, yıldızım, dolunayım…
Özgürlük dağlarında farklı geçer kışlar. Özgür yaşam gerillası özlem ve sevgiyle büyüttüğü umutlarının sıcaklığında ısıtırlar yüreklerini. Ama henüz kışa girmeden yüreklerimizi tırmaladı soğuklar. Kara kışın ürpertici bakışları karşıladı apansız, zamansız, hiç beklenmedik anda. Yüksek tepelerin zirvelerine henüz düşmüş karlar var, bu kışın ne kadar zorlu geçeceğinin haberini verircesine tebessümler fırlatan.
Bir göçün haberi yankılandı bu topraklarda. Esmer gülüşlü, kara gözlü yoldaşım bir hoşça kal bile demeden, usul usul, bu sonbahar mevsiminin kasım ayında gitti. Gitti de arkasında nice anı, özlem ve birikmiş sevda sözleri bırakarak.
Şimdi çocukluğumdan bir zaman dilimine gidiyorum. Durmadan koştuğum, nefes nefese kaldığım. Susadığım, karşılaştığım ilk çeşmeden kana kana su içtiğim. Şimdi durmaksızın koşan bir çocuk bıraktın arkanda. Nefes nefese kalmış ve olabildiğincede susamış. Bakışlarında susuzluğumu gidermek isterdim. Hissediyorum, dilim damağım kurumuş. Sen de bilirsin ki, yoldaşa olan özlemdir beni susatan. Sana olan hasretimdir beni koşturan, nefessiz bırakan.
Soğuk buz gibi etrafımda dolanıyor. Bedenimi sarmalıyor ilk. Hafif hafif yüreğimin derinliklerine işliyor. Bu gece de olabildiğince ayrıksı. Bir sonbahar gecesi, dolunayda ararken gülüşünü, yıldızlar kötünün habercisi. Henüz söylenmemiş nice sözüm vardı zulamda taşıdığım. İlk fırsatta bir bir dökeceğim dediğim. Ama ha bire yüzüme çarpıyor soğuk rüzgarlar. Oysa karın yağışını severim. Severim dağların beyaza bürünmesini. Gelinliğini giymiş taze bir gelin gibi durur karşımızda, biraz utangaç ama hayranlık uyandıracak derecede güzel.
Yangın yeri bir zaman dilimi ama havada soğuk var. Dağların zirvesinde ise birikmiş, bir süredir yağmur boşaltan bulutların döktüğü mevsimin ilk karı. Suskunluğunu sorgulamıyorum bu gecenin. Ne de sonraki zaman aralığının… Kendimden biliyorum. Ronahi’siz bir kış geçirecek yürekler.
Bir kamyonun kasasında, sonbahar mevsimin kasım ayında, dolunaylı bir zaman diliminde beraber çıktığımız yolculuk gelir aklıma. Nedendir bilmem, dolunayın yüzüne dokunuşu belirir gözlerimin önünde. Havada soğuk vardı. Ama senin her dalgınlığında her birimizin bakışlarında sıcak tebessümler çoğalırdı. Anlayamamıştık, anlamak için çok çaba sarf etmemiştik. Dolunayla olan bağını hissedememiştik. Şimdi bir dolunaylı zaman dilimine doğru ilerliyoruz. Havada soğuk esintiler var. Dudaklarımızı çatlatan, gözlerimizden sebepsiz yaşlar akıtan.
Bir şiir diziyorum dolunayla taranmış saçlarına;
Henüz celladımın soğuk suretiyle karşılaşmadan
Gülüşünle büyütüyorum inancımı
Gözlerindeki ışıkla koyulurum yola
Bir yolun henüz başındayken karşılaştığım seni
Çocukluğumun koşturan zamanlarına sığdırırım
Güneşe, aya, yıldızlara, ışığa
Sunarım özlemimi, senli sevdamı
Henüz böylesine üşümemişken
Anlasınlar diye tüm sevinçlerimi…
Dolunaylı zamanları saysam
Ömrümün yarıdan fazlası olur
Dolunaylı bir zaman dilimine doğru giderken
Dolunayla taranmış saçlarını alırım avuçlarıma
Ve
Teninin kokusunu salarım rüzgarlara
Götürsün diye sana hasret her bir diyara…
Soğuk rüzgarlar dolanır etrafımızda. Mevsimlerden ise sonbahar. Sararan yaprakların düşüşüne şahitlik ederim her gün. Rüzgarlar nicedir cellada oynuyor. Aylardan kasım ve kasımın son demleri. Kış yüzünü gösteremeye başladı bile. Dağ doruklarında düşen karlar var yüreğimi ürperten.
Bir kış mevsimine doğru ilerlerken geldi haberin. Haberinle soğuklar bir başka baskın çıktı. Üşüyen bedenim değildi. Yüreğimde bir yerlerde, sana olan özlemlerimdi tir tir titreyen. Seni özlemek yaşamın kendisiydi. Şimdi daha iyi anlıyorum. Ama henüz son sözümü söylemedim. Senin de bilmeni isterim ki, koşturan o çocuk, şimdi sana ulaşmanın sabırsızlığı içerisinde. Şimdiden heyecanı kaplamış yüreğimi. Tüm telaşlarımı bertaraf edip, sana olan susuzluğumu gidermeye geliyorum.
Diren Ronahi