ANKARA – Tutuklu Mehtap Kıyar hakkında, Halklar Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevine girdiği gerekçesiyle “örgüt üyeliği” iddiasıyla açılan davanın 3’üncü duruşması, Ankara 32’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Kıyar, duruşmaya Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanırken, avukatı Çiğdem Kozan duruşma salonunda hazır bulundu.
‘HUKUKSUZLUĞA TEPKİ GÖSTERDİM’
Kimlik tespitinin ardından savunmasını Kürtçe yapan Mehtap Kıyar için tercüman da salonda hazır bulundu. Savunmasında dosyayı incelediğini ve iddialar üzerine savunmasını daha önce verdiğini hatırlatan Kıyar, “Ben cezaevindeki hukuksuzluklara karşı açlık grevlerine girdim. Geçen yılın sonunda da aynı şeyleri yaşadım. Beni kendi iradem dışında ve hiçbir bahane göstermeden İzmir’e götürdüler. Bu bir sürgündü. Hukuksuzluklara karşı tepkimi gösterdim. Tutuklu olduğum için bunlara karşı ortaya koyabileceğim başka bir tepki biçimi yoktu. Cezaevinde insanlık dışı şeyler yaşıyorum” dedi.
Aynı dosyadan yargılanan 3 arkadaşının beraat ettiği bilgisini veren Mehtap Kıyar, “Ben de bu esaslar üzerine beraatımı talep ediyorum” diye belirtti.
Avukat Çiğdem Kozan, müvekkilinin beyanlarına katıldığını, savcılık mütalaasından sonra savunma yapacağını ifade etti.
İddia makamı, Mehtap Kıyar’a hapis cezası verilmesi yönündeki mütalaasını yineledi.
‘ORTADA SUÇ YOK’
Mütalaaya ilişkin söz alan Mehtap Kıyar, girdiği açlık grevlerinin AİHM ve AİHS kararları doğrultusunda uygun olduğunu ve hukuki hakkını kullandığını aktardı. Mehtap Kıyar, “Bu hakkımı kullandım. Ortada suç niteliği taşıyan bir şey yok. Mahkeme de bu yasalara bağlıdır. Bu esaslar üzerinde karar verilmesini istiyorum” şeklinde konuştu.
Bir sonraki duruşma 22 Mart’a ertelendi.