Beritan HARUN
Ne yazılır gidenlerin ardından bilemiyorum. Ya da yokluğun acısını hangi kelimeler anlatabilir. Şehadet haberini aldıktan sonra yüreğimi derin bir acı sardı. Bu acımı ne dile getirebildim nede kâğıda dökebildim. Acıdır bu anlatılmaz, yaşanır dedim ve kendimi sensizliğin acısına mahkûm ettim. Biliyorum küçüğüm, benim üzülüp ağlamamı hiçbir zaman istemezdin. Elimde değil gözümün pınarlarına hâkim olamadım şehadet haberini duyunca.
Zordur hevalim sen benim hem kardeşim hem yoldaşımdın. Seni nasıl anlatayım tarihin sayfalarına, güzel yüreğini nasıl nakşedeceğim… Biliyorsun hevalim benim kalemim güçlü değil, onun için nereden başlayıp seni nasıl anlatayım bilemiyorum. Ama seni anlatma sorumluluğu hissediyorum ta derinden.
Heval HARUN AGIR, 23 yaşında gencecik bir gerillaydı. Halkının ve önderliğin özgürlüğü için 2008’de özgürlük saflarına katıldı. Yeni şervan eğitimini gördükten sonra düzenlemesi Zap’a oldu. Yaklaşık 4 yıl Zap’ta kaldı. Zap’ta yapılan birçok eyleme katıldı. Hiçbirinde de yara almadan kurtuldu. Ta ki 1 Ocak 2013’te Karataş karakoluna yapılan eyleme kadar. Büyük bir istekle ve fedai bir ruhla gittiler eyleme. Eylemde başarılı olmaları önderliğin özgürlüğüne atılacak bir adımdı. Yine düşmanın psikolojisini altüst etmekti. Kışın ortasında düşmanın hiç beklemediği bir anda ona büyük bir darbe vurmak, düşmanın elini ayağını kırmaktı. Söz konusu önderliğin ve halkın özgürlüğü olunca gözü kapalı gidilirdi düşmanın üstüne, fedai bir ruhla eyleme gidilirdi.
İşte heval HARUN’un da içinde olduğu 14 can 14 yürek parçası ve 14 özgürlük savaşçısı, kışın karına yağmuruna dondurucu soğuğuna aldırmadan, Zap’ın beyaz örtüsünü yırtarcasına düşmanın yüreğine sapladılar ateşten oklarını, keskin bakışlarıyla ve ateşten yürekleriyle yürüdüler düşmanın üstüne korkusuzca. Düşman heybetlerinden korktu ve panikle taradı etrafını hiç durmadan. Düşmanın mermilerinin isabet ettiği 2 arkadaşlarını, can yoldaşlarını kurtarmak için tek tek beyaz karı kırmızıya boyadılar kanlarıyla ve 7 Ocak 14 arkadaşın özgürlük çığlığıyla yankılandı.
14 Can14 özgürlük şervanı ve 14 fedai ruh MAZLUM’ların ZİLAN’ların yolundan gittiler. AGİT’lerin BERİTAN’ların yoldaşı oldular. Ölümsüzler kervanına katılıp şehitlerin misafiri oldular. Ve özgürlüğün sesi oldular. Karda açan Berfin gibi halkın özgürlük umutları oldular.
Evet hevalim seni anlatmaya çalışırken özgürlük yoldaşlarından ayıramadım. Çünkü yoldaşlarına ne kadar bağlı olduğunu biliyorum. Örgüte olan sadakatini, dürüstlüğünü, fedakârlığını biliyorum. Onun için senli olmaya çalışıyorum. Silahını omuzluyorum ardından. Ve adını tarih sayfalarına nakşediyorum.
Bahar yürekli yoldaşım, sıcak gülüşünü hiç eksik etmezdin yoldaşlarından. Seni kızdırdıklarında bile sen hiç kızmazdın onlara, adın gibi sıcak yaklaşırdın yoldaşlarına. Hep hareketliydin yorulmak nedir bilmezdin. Zap’ta canlılığınla, sevecenliğinle tanınırdın. Bende yerinde durmayan HARUN’un ablası olarak bilinirdim. Beni o kadar çok anlatmıştın ki yoldaşlarına, beni gören herkes sen HARUN’un kardeşi Beritan değil misin derdi? Evet, ben HARUN’un kardeşi ve yoldaşı Beritan, HARUN’un ardılı ve silahını omuzlayanıyım.
Söz veriyorum sana hevalim, kanın yerde kalmayacak. Adın ve rukenli yüzün benleşecek, düşmana olan kinin, öfken yüreğimde büyüyecek, özgürlük çığlığın ebediyen duyulacak ve ardından binlerce HARUN gelecek.
Nave wî HARUN bu
Di nava şerde bu
Amre wî ciwan bu
Şervanê SEROK bu…