HABER MERKEZİ –
PKK tarihi, bir kahramanlık ve direniş tarihi olduğu kadar aynı zamanda şehitler tarihidir de. Elli binlere varan şehitlerin emekleri, açığa çıkardıkları direniş geleneği, özgür yaşam arayışları PKK’nin özünü ifade etmektedir. Hogir arkadaş da, PKK tarihinde büyük emeği olan ve mücadeleye katıldığı günden şehit olduğu güne kadar yürüttüğü devrimci çalışmalarla tarihe adını altın harflerle yazdıran devrimci bir militan olmuştur.
Hogir arkadaş, 1990 yılında Amed’in Farqin ilçesine bağlı Hacireş (kara hacı) köyünde yurtsever bir ailede dünyaya gözlerini açar. Hogir arkadaşın ailesi, Farqin’in yurtsever ailelerden olup ve her zaman Kürdistan bağımsızlığı için mücadele eden bir gelenekten gelmektedir. Kürdistan topraklarını işgal eden sömürgeci Türk Devleti’ne karşı Kürdistan Özgürlük Mücadelesini geliştiren PKK’nin ortaya çıkmasıyla beraber en ön saflarda yerine alan bir aile olmasını bilmiştir. Tüm Kürdistan’da olduğu gibi Farqin’de de PKK’nin kök salıp, zafere gittiğini gören faşist, işgalci, sömürgeci Türk Devleti, tarihteki geleneği olan kirli politikalarını yurtsever halkımızın üzerinde tekrardan devreye koymaktan geri çekinmemiştir. Kürdistan Özgürlük Mücadelesini geliştiren PKK’nin elini zayıflatıp, tasfiye edebilmek için, Kürdistan’ın birçok yerinde olduğu gibi Farqin’de de köy boşaltmaların yanında hizbul-kontra gibi örgütleri geliştirmiştir. Hogir arkadaş, daha çocuk yaşta düşmanın bu tür politikalarıyla tanışır. Kendi öz topraklarında dünyaya gelen ve daha vatanını tanımadan, cennet olarak da tanımlanan Kürdistan coğrafyasının güzelliklerine doyamadan ailesi ile beraber sürgün edilir. Düşmanın geliştirdiği hizbul-kontra’nın baskılarının yanında koruculuğun dayatılmasını kabul etmeyen aile, 1993 yılında köylerinden Türkiye metropollerinden olan Mersin’in Tarsus ilçesine sürgün edilir.
Hogir arkadaş; insanlığın ve toplumsallığın geliştiği, bununla beraber insanlığın tanıdığı ilk büyük devrim olan tarım-köy devriminin yaşandığı, toplumsallığın gelişmesini sağlayan ahlâkın geliştiği ve ilk sevinçlerin, hüzünlerin yaşandığı Mezopotamya’nın kalbi olan Amed’in bağrından kopup Türkiye metropollerine sürülmüştür. Kürdistan özgürlük mücadelesini geliştiren PKK’nin çıkışıyla beraber, işgalci Türk Devleti var olan baskılarını daha da arttırmış ve Kürdistan coğrafyasında yaşayan yurtsever aileri yakın-uzak bir çok yere sürgün etmiştir. Kimi sadece ekip büyüttüğü bağını, bahçesini bırakıp giderken, kimisi de yaratıldığı vatanıyla beraber acılarını, sevinçlerini bırakıp gitmiştir. Kimi kendisiyle bir parça vatan hasretini götürürken, kimisi tümden götürmek ister vatan aşkını. Sonuçta insan bir yolcudur artık. Kendi kaynağının, toprağının uzağına düşmüştür. İşte bu yolculardan biridir Hogir arkadaş. Bu duygu ve düşüncelerle büyümeye çalışan Hogir arkadaş, Türk Devleti’nin asimilasyon merkezlerinden olan okula gitmeye başlar. Vatanını ve toprağını işgal eden devletin sisteminde büyümesi ve onun okulunda okumaya başlaması zihninde büyük çelişkilerin ve çatışmaların yaşanmasına neden olur.
Büyüdükçe düşman gerçekliğini daha iyi anlayıp ve işgalci Türk Devleti ile mücadele etmenin arayışına girer. Çok uzak diyarlarda ülkesinden ve toprağından kopmanın sancılarını yaşarken, nasıl mücadele edeceğinin arayışına girer. Bunu yaparken de, zaman zaman nasıl yapacağını bilmemesinden kaynaklı sert zeminlere çarpmış, kendisine ait olmayan bu topraklarda bir burukluğu yaşamıştır. Ama hep aramış ve pes etmemiştir. Bu duygu ve düşüncelerle mücadele eden Hogir arkadaş, lise yıllarında PKK’yi tanır ve en aktif şekilde yerel gençlik kadrosu olarak Parti çalışmalarında yerini alır. İşte bu tanışma, arayışların cevabı olmuştur. O’nu tekrardan kaynağına, ülkesine getirebilmenin kapısı açılmıştır. Belli bir süre çalışma yürüten Hogir arkadaş, artık ülke hasretine dayanamamış ve en ön saflarda yer almanın kararını vermiştir.
Kürdistan Özgürlük Mücadelesinin bir fedai gerillası olabilme hayaliyle yanıp-tutuşan Hogir arkadaş, 2012 yılında PKK saflarına katılıp Kürdistan dağlarına gelir. Bu, yeni bir doğuş, yeni bir başlangıç ve yeni bir yaşam anlamına gelmekteydi. Hogir Arkadaş Belli bir dönem dağda kaldıktan sonra tekrardan yönünü Kuzey Kürdistan’a çevirir. Kuzey Kürdistan’ın birçok alanında farklı görevler üstlenerek devrimci mücadelesini sürdürür. Belli bir süre alanda kaldıktan sonra, devrim sahası olan Rojava alanında devrimci çalışmalarına devam eder. Hogir arkadaş ısrarı sonucu tekrardan özgür Kürdistan dağlarına gelip, askeri bir eğitim görür. İşgalci, sömürgeci Türk Devleti’nin yoğunlaştırdığı imha saldırılarına karşı, PKK’nin de geliştirmiş olduğu direnişi büyütme ve zaferi kazanma hamlesi çerçevesinde Kuzey Kürdistan’da yaşanan savaş sürecinde Hogir arkadaş, 2015 yılında Amed eyaletine geçer. Kuzey Kürdistan’ın bir çok il ve ilçelerinde YDG-H’nin öncülüğünde yoğunlaşan savaş sürecinde Hogir arkadaş kendini Sur alanına dayatır. Öneri ve dayatmaları sonucunda Sur alanına geçip, aktif olarak savaş sürecine dahil olur. Uzun yıllar hasretini çektiği vatanıyla buluşmuştu artık. Vatan aşkıyla yanıp- tutuşan, yıllarca hayaliyle büyüyen bir devrimciyi kim tutabilir ki. Bu duygu ve düşünceleri yaşayan Hogir arkadaş, var gücüyle çalışıp, düşmanı yenmenin arayışına giriyordu. Efsanevi komutan Çiyager arkadaş ile beraber omuz omuza savaşın içine girmişti. Düşmana büyük kaybettiren pratiklerin sahibi olan Hogir arkadaş, 2016’nın şubat ayında ölümsüzler kervanına katılır. Bu kutsal topraklarda neşeyle, coşkuyla dünyaya gözlerini açan Hogir arkadaş, aynı coşkuyla, aşkla gözlerini kapatmış ve tarihe damgasını vurarak şehadete ulaşmıştır.
Hogir arkadaşın özgürlük arayışı, yaşama bakış açısı ve sorgulaması çok güçlüydü. Hep daha fazla gelişmeyi ve örgütte ideolojik derinlik ve yaşam deneyiminde daha fazla yol almayı isteyen bir duruşu vardı. O açıdan katılımındaki kararlılığı ve iddiası örgüt içindeki bütün yürüyüş anlarına damgasını vurmuştur. Yaşam sevgisi çok güçlüydü. Önder APO’yu tanıma, Önderliğin geliştirmiş olduğu Kürdistan Özgürlük Mücadelesini anlama, yaşam çizgisini anlama yönündeki çabaları çok fazlaydı. Bunun da vermiş olduğu güvenle Hogir arkadaş, yaşamın her anında kendinden çok emindi. Yaşama bakış açısında, örgütsel çalışmalara yaklaşımında, yoldaşlık ilişkilerinde, bir sorunu yada bir görevi ele alışında, zorluklar karşısındaki duruşunda çok ilkeli ve iddialı bir duruşa sahipti.
Hogir arkadaş, ideolojik ve kişilik olarak kendini derinleştiren bir çabanın sahibi olmuştur. Farkını her ortamda ortaya koymuş, her zaman çevresinden öğrenmesini bilmiştir. Partinin vermiş olduğu görevlerin hakkını vermek için büyük çabaların içine girmekten tereddüt etmemiştir. Hogir arkadaş, Parti ilke ve ölçüleri çerçevesinde değerleri korumuş ve takipçisi olmuştur. Her zaman kendini örgüt görevlerine hazır kılmış ve görevler karşısında tereddütsüzce sorumluluk üstlenmiştir. Üstlenmiş olduğu sorumlulukları büyük bir tutarlılıkla başarmanın iddiasını kendinde yaratmıştır.
Hogir arkadaş, zor anların, zor dönemlerin militanıydı. En zor dönemlerde en ağır sorumlulukları üstlenir ve hakkını verirdi. Çoğu arkadaşın tereddüte girdiği anlarda Hogir arkadaş, net tutumunu ortaya koyarak ve olası riskleri göze alarak yapılması gerekeni belirleyen ve uygulayan olmasını bilirdi. İnandığı ve bildiği doğruları en net savunan ve başarıyla pratikleştiren bir kişiliğe sahipti. Görevi olsun ya da olmasın, yapılması gereken neyse onu yapmasını bilirdi. Parti oratamında kişiliğinde gelişen olgunluk, gelişen düşünsel birikimi ve her arkadaşla rahat diyalog geliştirebilmesi gittiği her yerde doğal bir otorite kurmasını başarabiliyordu. Zor anların militanı olan Hogir arkadaş, düşmana karşı kararlı mücadelesini her an büyük bir direnişle ortaya koyardı. Özgür yaşama olan tutkusu, militan duruşundaki kararlılığı, yanlışa karşı radikalliği özgürlük mücadelesindeki yürüyüşüne yol gösteren bir kılavuz gibiydi.
Hogir arkadaş, Kürdistan Özzgürlük Mücadelesinde elli bini aşkın kahraman şehitlerle buluştu ve PKK’nin militan gerçekliğini, kahraman şehitlerimizin karşısındaki duruşu ile açığa çıkardı. Şehitlerimizin kişiliklerini, pratiklerini, mücadeleye olan bağlılıklarını yaşamlaştırmak PKK gerçekliğini anlamak ve doğru temelde militanlaşmaktan geçer. APOCU fedai çizgisinin somutlaştığı şehitler gerçeği, mücadelemizdeki temel kılavuzumuzdur. Her şehidin ardıllarına bıraktığı militanlık görevlerini, sorumluluklarını ve mücadele amaçlarını mutlaka anlamalı ve yaşamsallaştırmalıyız. Parti şehitler gerçeği, anlam ve arayış gücüne, bilincine ulaşmayı şart koşar. Her şahadet kendimizi derinliğine sorgulamayı, anlam gücüne ulaşmayı, bilme ve anlamanın gereklerine göre yaşamayı ve mücadele etmeyi emreder.
Harun Bagok