HABER MERKEZİ –
Sizler, halk olarak bu güne kadar açık bir şekilde adınızı dahi dile getiremeyecek bir durumdaydınız. Kendiniz için bir toplantı dahî yapamayacak durumdaydınız. Görüyorsunuz ki bu hem gün ülke içinde hem ülke dışında halkımız binlerce yeni bir ruh üzerinden bayramlarını kutluyor, toplantılarını yapıyor. Billiyorsunuz ki eskiden böyle değildi, fakat şimdi bu oluşmuş. Dünyada ne kadar Kürt varsa kendi içinde birliklerini yürütüyorlar. Tabî bu PKK’ nin doğru siyaseti temelinde gelişti. Biliyorsunuz ki eskiden birkaç insan doğru dürüst bir araya gelemiyordu. Cesaret ve fedakarlık ruhu kırılmıştı. Siyaset yoktu, tabi siyaset olmayınca, Önderlik olmayınca insanlar koyun sürüsü gibi dağılırlar kurtlar karşısında. Tabi ülkenin durumu için, savaş üzerine daha fazla durulabilir. Bu son sefer üzerine de bir çok yönüyle güçlü durulabilir.
Gerçekten de özellikle bu son yıl da yürütülen savaş sizin için varlık ve yokluk savaşıdır. Düşmam bizi tamamen bitirmek istiyor. 94 yılında bir düşüş yaptırarak bir daha toparlanamayışımızı sağlamak istedi. Biz de bunun nefes nefese bir direnişe geçtik. Tüm yönleriyle topyekün bir şekilde sana saldıran düşman karşısında sana düşen görev nedir? Direneceksîn. Biz bunu başardık. Biz şimdi bu sene de görüyoruz ki düşmanın niyeti çok kötü. Bizi sonuna kadar bitirmek istiyor. Ama bu başarılamadı. Tabi burada bütün insanlarımız kendilerinin farkında olmalılar. Düşmanlarının farkında olmalılar. Düşmanın niyetinin farkında olmalılar. Kendi ulusallığı, özgürlüğü ve birliği üzerine düşünmeyenler, siyaseti üzerine düşünmeyenler çok düşkün insanlardır. Sefer yönünden de bir şey istemez, kendini insandan sayamaz. Sana karşı herşeyi kullanan düşman karşısında eğer sen birşey yapamazsan o zaman senin durumun ölülerden daha beterdir. Bu bütün dünyada da, bütün halklarda da böyledir. Eğer biz bu yıllarda direnişe geçmemiş olsaydık bizler de ölülerden daha beter bir duruma gelecektik ve ölüm bizim gerçekliğimiz haline gelecekti. Biz bunu düşmanın elinden aldık.
Düşman kalanları da ölüden beter hale getirmek istiyordu. Biz düşmana bu firsatı vermedik ve bu da büyük birşeydir. Bazı şeyleri iyi tanımak gerekir. İnsanın başına neler gelebilir, düşmanın amacı nedir diye. Ehmedê Xanê bundan 300 yıl önce Mem û ZÎN’i yazdı, o 300 yıllık anısı üzerine diyorum kendiside diyordu’’ Biz kürtlerin esas derdi nedir?’’ Birlik üzerine söylüyordu, yurtseverlik üzerine söylüyordu. Büyük bir aşkla söylüyordu ama sonuçta göremedi. Ne yurtseverlik, ne birlik ne de aşk sonuca varamadı. Feryad, figân, ölüm… Şimdi insan bakınsa bu 300 yıllık hatıranın sonrasında da Ehmedê Xanê’nin önüne koyduğu amaç yürütülüyor. Kürt halkının birliği için, kürt halkının hakimiyeti için atılan adımlar, yüz yıllar öncesinin istemleri yürütülüyor bu gün. Biliyorsunuz ki Kürtler kişi kişi, aile aile hatta aynı aile içinde bile parçalıydılar. Ülke birliği, doğru siyaset üzerine düşünen, temsil eden tek tek bir kişi yoktu. Şimdi bu da gerçekleştirilmiş durumda. PKK Önderliği ile Kürt birliği günden güne güçleniyor. Bundan birkaç yıl önce binlerce insanın bir araya gelişi mümkün değildi. Şimdi binlerce, yüzbinlerce hatta milyonlarca insan birlik fikri üzerine, birlik siyaseti üzerine, özgürlük yürüyüşü üzerine yürüyor. Bu newrozda da daha fazla öyle yürüyor. Düşmanın bu son düzenlediği seferi de bu birliği bitirme üzerinedir, bu umut ve direnişe karşındır.