HABER MERKEZİ
Halklar Önder Abdullah Öcalan’ın Gençliğe Dair İmralı Adasında Dile Getirdikleri
28 HAZİRAN 2000
(Bu hafta sonu gençlik yapısını kongresi var.)
Gençlikten hiç ses çıkmıyor. Gençlik en dinamik potansiyelimizdir. Gençliğin, demokrasi kültürünü kitlelere taşıma görevi ve sorumluluğu vardır. Gençliğin yapacağı en iyi iş; demokratik organizasyonlara katılmak, demokratik örgütler ve ocaklar kurmaktır. Gençlik demokratik eğitimle donatılırsa çığır açabilir, eğer kontrol altına alınmazsa yanlış yollara sapar ve bu da herkese kaybettirir. Gençliğin çalışmalarında başarılar diliyorum. Bunları kendilerine şifahen geniş olarak iletin.
11 EKİM 2000
(YCK’nin Avrupa’da lll. Kongresini gerçekleştirdiği belirtilerek Önderliğe selam, saygı ve bağlılık içeren mesajları aktarıldı.)
Demokrasinin zaferini gençliğin mücadelesi belirler. Demokrasinin zaferini partilerden çok kendilerinin işi olarak görsünler. Biz ADYÖD ile başladık, bayrağımızı onlara devrediyoruz ediyoruz. 1970’li yıllarda da gençliğin bağımsız Türkiye ideali vardı. Şimdi demokratik Türkiye şiarı altında çalışmalılar. Esasında Demokratik Yüksek Öğrenim Derneği idi. Bazıları çomak soktular. Tam bir demokrasi uygulanırsa işsiz ve üniversite gençliğinin kurtuluşu haline gelirler. Halkın içine girmeliler. Liselilere ve işsizlere kadar örgütlenmeliler. Başka türlü kurtulamazlar. Gençlik Türkiye’nin demokratikleşmesinin garantisidir. Demokratikleşmeyen Türkiye’de gençliğin yeri yoktur. Kendilerine selamlarımı iletin.
25 EKİM 2000
Gençliğe ilişkin birkaç şey söylemek istiyorum. Demokratik Gençlik olarak çalışırlar, değil mi? Eskiden Yurtsever Gençlikti. Tamamen demokratik örgütlülüklerini Türkiye’nin her tarafına, Türkiye’den ayrı olmayacak şekilde yapmalılar. Büyük şansları var. Çok örnek bir demokratik çalışma onlar için önemli. Üniversiteler de açıldı. Demokratik gençlik hareketi birliği yaratılmalı.
HADEP için söylüyorum; partiyi siyasal olarak ilerletirler. Gençlik biraz uyuşuk, ne yaptığını bilmiyor. Çok özeleştirisel yaklaşımla bunu üzerlerinden atabilirler. Demokratik eğitimi, demokratik örgütlenmeyi topluma yayma görevleri var. Bu konuda onlara çağrım var. Örnek bir demokratik çalışma önemlidir. Yeni bir kongreyle bu çerçeveyi oturtmalılar.
8 KASIM 2000
Gençlik kafasını açmalı, gençliğin uyanmasını istiyoruz. Gençlik beynini bilime açmalı. Savunmam epey bir çerçeve ve yöntem veriyor. Savunmalarım salt yayın organlarında yayınlanıyor. Sadece gazetede yayınlanması yeterli değil, tartışılması gerekiyor. Bilim çevrelerinden, gazetecilerden, cezaevinden çıkanlardan ve sizlerden biri savunmamı bölüm bölüm tartışmaya açabilir. Öcalan’ın savunmasının bu bölümünü tartışmaya açıyoruz denir. Her gün fazla olabilir; ama her hafta bir bölüm üzerinde tartışılabilir. Bu olmazsa savunmalar rolünü oynamamış olur.
24 EKİM 2001
(HADEP Gençlik Konferansının İstanbul’da 160 delegeyle Kasım ayında yapılacağı, mesaj bekledikleri aktarıldı.)
Demokratik Gençlik sonuna kadar cesur, sorumluluğunun bilincinde, demokratik hukuk devletinin ne olduğunu bilen, bunun zaferi için her şeyi ortaya koyan gençliktir. Legal, hukuk şeylerine dikkat etmelerini söylüyorum. Savunmalarımın ilgili bölümlerini alıp bu mesaja ekleyebilirsiniz
31 EKİM 2001
Gençler kendi kültürlerini, dilini, tarihini öğrensinler. Bu resmen olabilir ya da olmayabilir. Ne devlete isyan ne de yalvarma şeklinde olmalı. Mutlaka demokratikleşmeye hizmet etmeli. Devletle çatışma temeline dönüştürmeden üçüncü yol, sivil toplum geliştirilebilir. Sivil ekonomi, sivil siyaset, sivil kültürel oluşumları yaratarak çözüme gitmeliyiz. Bu yaygın dilekçe kampanyasını biraz geri çekebilirler; yaygın dilekçeler yerine kültür evleri organizasyonları olabilir. Türkiye’ye bir bütün olarak demokrasinin gelmesi için çalışılmalı.
23 OCAK 2002
(Strasbourg’da gençlik hem 15 Şubat nedeniyle hem de dilekçe eylemine destek olmak üzere yoğun katılımlı bir yürüyüş düzenleyecek.)
Daha önceki mesajlarımdan da alırsınız, düzenleyin, yürüyüşlerini selamlıyorum. En onurlu demokratikleşme ve insan hakları doğrultusunda yürüttüğünüz demokrasi mücadelesini özlemle selamlıyorum.
30 OCAK 2002
Havva’yla görüştüm. Hadep içerisinde çıkarcı yaklaşanlardan bahsetti. Şunu söylüyorum onlar için Halk bireysel çıkarcılardan rahatsız . Demokrasi ruhu yüksek olanlara yer versinler, temiz, bağlı olanlar kariyerizm peşinde olmayanlara yer verilmeli. Gençler, kadın kolu ile birlikte yüzde onu paramparça ederek başarabilirler.
14 AĞUSTOS 2002
(Gençlik kongresini yaptı. Coşkulu geçti, size yönelik sloganlar atıldı.)
Selamlarımı söyleyin. Gençlik, kadın yapısı ile beraber mücadelenin dinamik gücüdür. Aslında yalnız Kürt gençlerine değil, Türkiye’nin tüm gençlerine, hatta Ortadoğu ve tüm dünya gençliğine mesaj olarak savunmamın son paragrafını düzenleyip verebilirsiniz.
(Hareketin anti-iskenderizm olduğuna yönelik paragraf mı?)
Evet o kısmı. Onlara Yunanistan savunmamın son paragrafını ithaf ediyorum. Demokratik barış çalışmalarında başarılar diliyorum.
29 MAYIS 2003
Biz bu toprakları barışın demokrasinin ülkesi yapalım dedik. Bunu anlamadınız, derinliğine kavramadınız, verimli çalışmıyorsunuz. Gençlere söylüyorum, demokratik çözümü yerel koşullarınıza uyarlayın. Gazetelerden de okuyorum, iş bulamıyoruz, evlenmek için başlık parası bulamıyoruz diyorlar ya; iş, aş, ekmek, sevgi, demokrasi onuruna sahip çıkmaktan geçer. Kendi onurunuzu korumanın başka yolu yok. Derinliğine sevgi, derinliğine aş, derinliğine iş için demokratik bilincinizi alevlendirin. Demokratik bilincinizi deryalaştıracaksınız, alemleştireceksiniz. Bütün halka bunu defalarca söyleyin, bunları sürekli anlatın. Türklerin Kürtlerin çıkarı demokratik ülkeyi birlikte yaratmaktan geçer. Uyanmış, aydınlanmış, örgütlü güç olarak kendi taleplerinizi belli bir programla öne çıkarmalısınız. O zaman, ey devlet ben sana özgürlük temelinde onurlu bir yurttaş olacağım ama sen de devletliğini bil, seninle özgür birlik temelinde yurttaşlık geliştirmek istiyoruz, dersiniz. Bu yasaya, anayasaya, kanuna uygundur.
Halklar Önderi Abdullah Öcalan