HABER MERKEZİ –
Devrim nedir?
Devrim, anlamını ve kökenini insanlık tarihinden alan bir kavramdır, çünkü devrim insanlığın eski bir eylemidir. Devrim, yeni bir yaşam, yeni bir toplum anlayışı anlamına gelir ve kendisini bu anlayışa ve onun ihtiyaçlarına göre düzenler. Aynı zamanda herkes yeni bir hayat ve yeni bir toplum anlayışı sürdüremez, devrim için ideolojik devrim, siyasallaşma, ahlak ve cesaret gerekir. Çünkü kabul görmüş tüm öğretilere, geleneklere ve algılara karşı tutum ve tepkilerini kendi çıkarlarını düşünmeden gösterecektir. Aynı zamanda eski geleneklere karşı yeni anlayışla değişim ve dönüşüm mücadelesinin ısrarına girer.
Öte yandan devrim gerçeği de anlaşılmalıdır, devrim sadece egemenlerin ya da ezilenlerin değildir. Çünkü tarihe dönüp bakıldığında, devrimin doğal koşullar altında gerçekleşebileceği ve gerçekleşmiş olduğu sonucuna varılır. Neolitik devrim örneğini verebiliriz, çünkü ilk insan toplumu Neolitik süreçten geçmeden önce, cinsiyet ya da baskın bir sistem, hayatlarını bugün olduğu gibi yapabilecek bir sistem, sınıf yaşamı yoktu. Ancak yaptığı değişiklikler nedeniyle Neolitik devrim olarak tanımlanmaktadır. Kadın ve gençliğin de öncülüğünü yaptığı bu devrim, toplum için yeni fırsatlar yaratmıştır.
Ancak neolitik devrimi bugün uygulamak kolay değil, insanlığın bugün geldiği koşullar her zaman ve her aşamada farklıdır. Çünkü ilk dönemlerde doğal afetler insanlık önünde bir engel olabilirken, bugün doğal afetlerin ötesinde egemenlik felaketi vardır. Bu sisteme gözünü açan herkes, iktidara taliptir ve bu hasretle büyür. Kürdistan’da devrim, kalp attışı kadar, nefes almak kadar önemlidir.
Kürdistan’da Kürt halkı yıllarca iktidar güçleri tarafından kimliksiz ve statüsüz bırakıldı, Kürtler her zaman inkar edildi. Yeryüzünde Kürt isminin kalmaması için egemen sınıflar var gücüyle hareket halindedir. Ortadoğu ve Kürdistan’daki savaş insanlığı ve toplumsal değerlerini tehlikeye atıyor. Bugün Kürdistan’da verilen ya da verilmekte olan savaş bir egemenlik savaşıdır, egemen sınıfların ezilen sınıfa karşı savaşıdır. Kürdistan’da yürütülen savaş bir işgal ve işgal savaşıdır. El Kaide, El Nusra ve IŞİD’in yürüttüğü savaş sonuna kadar vicdan ve insanlık dışı bir savaştır.
Kürdistan’daki savaş, Kürt halkı ve özellikle Kürt gençleri için hem tarihi bir avantaj, hem de büyük ve ciddi bir tehlike. Kürt gençliğinin bu süreci tüm yönleriyle tatmin edici bir şekilde okuması ve gerçeğini anlaması, süreci anlaması, toplumu inşa etmesi ve özgür bir gelecek için fırsatlar yaratması önemlidir. Süreci okumak ve anlamak, düşmanın hayallerini yerlebir etmekle anlam kazanır. Bununla Kürdistan’da devrime öncülük etmek ve iki yol arasında kalan bu insanları doğru çizgiye getirmek özgür yaşam mücadelesi ile mümkün olacaktır. Devrimi gerçekleştirebilecek gençler, Önder Apo’nun özgür düşünce ve fikirleriyle kendilerini yetiştirmiş gençlerdir. Bu nedenle gençlerin devrimdeki rollerini bilmeleri önemlidir.
Kürdistan’da yürütülen savaşta ilk hedef kadınlar ve gençler. Çünkü kadınlar ve gençler topluma öncülük yaparak özgür bir yaşamı yaratabilir, düşmanlarını ve politikalarını boşa çıkarabilir. Bunun için de tüm saldırıların ilk hedefi kadınlar ve gençlerdir. Buna göre kadınlar ve gençler devrimdeki rollerini bilmelidirler. Kadınların ve gençliğin devrimin gelişimindeki rolü tarihi bir görevdir. Doğal toplum sırasında devrimlerin gelişmesinde başı çekenler de kadınlar ve gençlerin kendileridir. Yani gençliğin devrimi gerçekleştirme sorumluluğu her zaman olmuştur ve olacaktır. Her kadın ve genç için devrimin uygulanması toplumun bir bakış açısıdır. Devrim yapmak başlı başına bir kadın ve gençlik sanatıdır. Demokratik modernite devrimine karşı bir muhalif sistem olarak kendini kuran erkek egemen sistem, insanlık tarihinde yeni bir aşamaya girmiştir. Devrimin ortaya çıkması, ataerkil zihniyete karşı 5000 yıllık sisteme karşı mücadele edecek demokratik ve özgür bir zihniyeti de gerektirmektedir.