HABER MERKEZİ – Yazılı bir mesaj veren PKK ve PAJK’lı tutsaklar, Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın çizdiği “tarih yolculuğunun en sadık yoldaşları olacaklarını” vurguladı.
Tutsakların mesajı şöyle:
“Kürt halkı yüzyıllar boyunca siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel soykırıma uğramıştır. Tarihin Kürtlere dayattığı bu trajediye karşı PKK’nin ortaya çıkışıyla birlikte yeni bir tarih yazımına girişilmiştir. Kürtlerin kimlikleri, dilleri, özgüçleri sömürgeciler tarafından dağıtılmış adeta ölü bir ceset haline getirilmişti. Dünyanın bütün toplumları kendilerine yeni siyasi birlikler kurarken, Kürtler hızlıca asimile politikalarına adapte olmuş, adeta kendi kimliklerinden koşarak uzaklaşmıştır. Kürdistan coğrafyasında birey ve toplum büyük bir çöküşün içerisinde ölüme terk edilmişti. PKK’nin çıkışı tüm bu umutsuzluğun içinde bir umut olarak doğmuştur. Önderliğin ilmek ilmek ördüğü PKK, 4 Nisan doğuşundan başlayarak, karanlık tarihe cevap olarak gelişmiştir. Günümüze baktığımızda dünyanın her yerinde devrimciler için yeni ve heyecan yaratan Apoizm, özelde Kürt halkını Ortadoğu’da yeniden tarih sahnesine çıkarmıştır. Günümüzde şu belirlemeyi rahatlıkla söyleyebiliriz: Apoizm Kürdistan ve Ortadoğu’da hem tarih hem de coğrafya olarak kabul edilmiştir.
Kürtler mücadele ederek değişti, değişiyor, örgütleniyor, özgürleşiyor. Kürtler, yüzyıllar öncesindeki sömürgenin, Kürdün ruhuna işlediği köle Kürt olmadığı gibi, 2015 ‘Çöktürme Planı’yla hedeflenen kültürel, fiziksel soykırım politikalarıyla sindirilmeye çalışılan noktada da değildir. Gerillanın Garê zaferi, düşmanın tüm savaş taktiklerini, özel savaş yöntemlerini boşa çıkarmıştır. Halkımızın, tarihimize kara gün olarak yazılan hegemon güçlerin mimarlığında gerçekleşen bir komployla Önderliğimizin esaret altına alındığı 15 Şubat’ı lanetleme amaçlı sokaklara, meydanlara çıkması; her ulustan, inançtan kadınların eril zihniyete karşı alanlarda coşkulu 8 Mart etkinlik, eylemsellikleri; yine halkımızın, dostlarımızın, demokrasi, özgürlük derdi olan herkesin 50. yıl Önderlik Newroz’una tüm engelleme girişimlerine rağmen kendi rengiyle katılması ve tek slogan etrafında “Bê Serok jiyan nabe” paydasında buluşan görkemli direnişi sergilemesi; Önderliğin bütün temsil ettiklerinin yaşamsallaşması karşısında komplocu güçlerin tasavvur edemediği yeni bir iklimin, yeni bir mevsimin ve yeni bir hakikatin kendini çoktan ördüğü gerçekliğini göstermektedir.
Varlık gerekçemiz olan Önderliğimizin 73. doğum günü, halkımızın, adalet nöbetindeki ve diğer tüm analarımızın, kadınların, gençlerin yeniden doğuşu olduğu kadar aynı zamanda tüm ezilenlerin, özgürlük-demokrasi mücadelesi veren tüm dünya halklarının umudu olmuştur. Önderliğin Demokratik, Ekolojik, Kadın Özgürlükçü Paradigması öncülüğünde gelişen özgür-eşit bir dünya mümkündür diskurunun en somut örneğini, yüzünü Rojava kadın devrimine dönen ve dünyanın her yerinden bu mücadeleye katılanlarda görmekteyiz. Bu özgürlük mücadelesi, enternasyonalist Che’nin ve yine şairin deyimiyle “Bir gideriz bin geliriz”in somutlaşmış halidir.
Bu çerçevede Önderliğin geliştirdiği paradigma, Ortadoğu toplumları açısından müthiş çözümler sunmaktadır. Halkların birbiriyle uyum içinde yaşadığı ve yeni siyasal ekonomik kültürel birlikleri ortaya çıkararak, coğrafyamızda büyük bir barışın tesisini inşa edecektir. Kürt halkının kendi siyasi ekonomik ve kültürel kurumlarının ortaya çıkması ve büyük bir halk ordulaşması Önderliğin doğuşundan günümüze büyük bir çabayla ortaya çıkarılmıştır. Bundan sonra da PKK ve PAJK’lı tutsaklar olarak, Önderliğimizin çizdiği bu tarih yolculuğunun en sadık yoldaşları olacağımızı bir kez daha beyan ediyoruz.
Kürt halkı ve Önderliğin yeniden doğuşu olarak geldiğimiz bu tarihte, siyasi ve toplumsal olarak Önderliğimize olan yaklaşımı halkımıza olan yaklaşım olarak ele almaktayız. Faşist ve sömürgeci oluşumlar sürekli olarak sahte öncüler ortaya çıkarmakta, bununla Kürtler ve halk önderliği arasına girmeye çalışmaktadırlar. Bizler bu oyunları asla kabul etmiyor, bu tür yaklaşımların karşısında devrimci bir tavır göstermeyi halkımıza ve önderliğimize bir borç olarak kabul ediyoruz.
Yeniden doğuşun başlangıcı olan 4 Nisan’ı PKK ve PAJK’lı tutsaklar olarak bu anlama denk 50. yıl mücadele ruhuna yaraşır bir direniş ve özgürleşmeyle başta Önderliğimize olmak üzere halkımıza, halklara, kadınlara, gençlere kutlu olsun diyoruz. İmralı işkence tecrit sistemi yerle yeksan oluncaya dek Önderliğin fiziki özgürlüğüne kavuşturulması yegane yaşam gayemiz olacaktır.
Tüm halkımızı, dostlarımızı, Önderliğin, bizlerin doğuş günü olarak kabul ettiğimiz 4 Nisan’ı 50. yıl mücadele ruhuna yaraşır tarzda Amara’da kutlamaya çağırıyoruz. Zafer, direnen halkların, yoldaşlarındır.”