HABER MERKEZİ – 4 Nisan Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın Kürt halkı, kadınları ve gençliği için önemine dikkat çeken Komalên Ciwan Koordinasyon Üyesi Botan Kato, “4 Nisan Önder Apo’nun doğuşuyla gerçekleşen insanlığın doğuşudur. Bugün Önderlik düşünce ve felsefesi ile başlayan mücadele, tüm insanlık için umut olmuştur. Özellikle Kürt halkı ve Ortadoğu halkları için yeniden bir doğuş oldu.” dedi.
Kürdistan Özgürlük Mücadelesinin tarihi bir süreçten geçtiğine dikkat çeken Komalên Ciwan Koordinasyon Üyesi Botan Kato, gençliğin bu süreçte görev ve sorumluluklarını yerine getirmesi gerktiğine vurgu yaptı.
Halklar Önderi’nin fiziki özgürlüğü temelinde gençliğin harekete geçmesi gerektiğini belirten Botan Kato konuşmasında devamla şunları söyledi:
Tarihi bir süreçten geçerken 4 Nisan’ı karşılıyoruz. Bu sürecin büyük bir önemi var. Özellikle 4 Nisan’ın bizler için anlamı nedir? Görev ve sorumluluklarımız nelerdir ve bu süreci nasıl karşılamalıyız. 4 Nisan Önder Apo’nun doğuşuyla gerçekleşen insanlığın doğuşudur. Bugün Önderlik düşünce ve felsefesi ile başlayan mücadele, tüm insanlık için umut olmuştur. Özellikle Kürt halkı ve Ortadoğu halkları için yeniden bir doğuş oldu. Bu temelde 4 Nisan’da Önderliğimiz şahsında yeniden doğuşu, yeni bir yaşamı, dünyaya yeni çıkışı kutluyoruz. Bu yüzden 4 Nisan insanlık için her anlamda yeniden bir çıkış ve doğuştur. Özellikle Kürdistan’da yüzyılların köleliği, halkımıza yapılan vahşet, saldırı ve yok etme politikaları halkımızı yerle bir etme düzeyine gelmiş ve ortadan kaldırmıştı. Bütün değerleri, toprakları, dili ve kültürü işgal edilmiş ve yokedilmişti.
Böyle bir süreçte Önder Apo Kürt halkına, Kürtlüğünü, kültürünü ve özgürlüğünü yeniden verdi. Yeniden yeşertti ve Kürt halkını bütün insanlığa öncülük edecek düzeye getirdi. Kesinlikle tarihi bir süreçten geçiyoruz. Bu süreçte çok güçlü bir savaş, mücadele yürütülüyor. Özellikle son yıllarda faşist ve soykırımcı Türk devleti tüm müttefikleriyle, tüm ırkçı güçlerin, emperyalist güçlerin, NATO gibi güçlerin, faşist devletlerin oluşturduğu tüm çetelerin yardımıyla toplumumuz, mücadelemiz ve halkımız üzerinde çok şiddetli faşist bir soykırım saldırısı başlatmıştır. Buna karşı çok zorlu bir mücadele, kahramanca bir direniş yaşandı. Bu süreçte Önderliğimizin direnişi, Önderliğimizin duruşu, Önderliğimizin mücadelesi özgürlük savaşçılarına büyük bir ruh, umut ve inanç verdi. Önder Apo’nun militanları da süreci aynı zorlukla alanda karşıladı. Kürdistan’ın tüm dağlarında, direnişin tüm mevzilerinde, mücadelenin her alanında çok çetin, çok kahramanca bir direniş yaşandı. Bu kahramanca mücadelenin sonucunda, faşist, soykırımcı devletlerin tüm yardımlara, işbirliğine ve tüm ihanetçilerin desteğine rağmen büyük bir yenilgiye uğradı.
Bu katliamlarla Önderliğimizin direnişini ve Kürdistan Özgürlük Hareketi’ni yok etmek, halkımızın şahsında, Kürdistan Özgürlük gerillalarının direnişi şahsında halkımızın özgürlük ve zafer umudunu kırmak istediler. Ancak bu isteklerine karşı gösterilen direniş, bu saldırıları boğazlarında bırakmıştır. Verilen mücadele ve direniş, her yönden soykırımcı, faşist düşman saldırılarını önemli ölçüde yenmiş ve yok etmiştir. Çünkü yaşadığımız süreç çok tarihi bir öneme sahip. Yıllardır verilen mücadeleyi, verilen direnişi, yaşadığımız tüm saldırıları sona erdirdik. Gösterilen direniş ve mücadele, düşmanın tüm hedeflerini önemli ölçüde bozguna uğrattı. Böylece yeni bir sürece girdik. Bu aşama bizim için yeni bir yılı temsil ediyor. Önderliğin özgürlük yürüyüşünün 50. yılı yani başlatılan mücadele 50. yıldönümünü geride bıraktı. Bu 50 yıllık mücadelede bizler başarı kararı verdik. Bu süreç bizim için her yönden bir zafer sürecidir.
Hareketimiz faşizmin soykırımcı düşmanlarının bunca saldırı ve vahşeti karşısında artık bir zafer sürecine girmiştir. Önderliğimizin özgürlük ve zafer yürüyüşü sayesinde 50. yılda hareketimiz, halkımız ve tüm mücadele dostlarımız bir başarı sürecine girmiştir. Çok güçlü bir Newrozla, düşmana çok büyük bir karşılık verildi. Bu süreçte Önderliğimizin inşa ettiği düşünce ve felsefenin, Önderliğin sergilediği duruş ve yürüyüşün asla yenilmeyecek bir seviyeye ulaştığını tüm dost ve düşmanlar gördüler. Bu umut, bu ruh, bu direniş hiç şüphesiz Önder Apo’nun militanları olarak, Önder Apo’ya umut ve inananlar olarak, Önder Apo’nun felsefesinden, Önder Apo’nun yürüyüşündendir. Bu insanlar bu direnişi bu mücadele ile inşa ettiler. Bu yüzden bir başarı sürecine girdik. Onun için bu süreç her bakımdan Önderliğin Fiziksel Özgürlüğü Dönemi olarak ilan edildi. Bu temelde yeni bir sürece girdik. Özellikle bu süreçte yapabileceğimiz en önemli şey sorumluluk almak ve Önderliğin fiziki özgürlüğü için mücadele etmektir. Bizler yaptığımız her şeyde Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü esas alarak mücadele ediyoruz.
Her açıdan bu süreci bir özgürlük dönemi, bir başarı dönemi yapmalıyız. Dolayısıyla bu süreç bizim için önemini, tarihselliği ifade ediyor. Bu da omuzlarımıza çok büyük, çok tarihi ve çok değerli bir görev yüklemektedir. Önder Apo’nun insanlık için özgürlük düşüncesini ve felsefesini inşa eden yürüyüş, bu sorumluluğu biz gençlerin omuzlarına yüklüyor. Kürdistan Özgürlük Hareketi olarak, insani bir hareket olarak Önderliğin düşünce ve felsefesinde yeni bir yaşam kurmaya çalışan bir hareket olarak başarılı bir aşamaya geldik. Bu aşama bizim için çok önemli ve tarihi bir aşamadır ve anlamını buradan almaktadır. Bize tüm vahşet ve ahlaksızlıklarıyla, bir kez daha halkımıza kölelik dayatmak isteyenler, toplumumuzun ve özellikle gençlerin üzerinde özel savaş ve ahlaksız savaş araçlarıyla bu köleliği, yozlaşmış zihniyeti sonuna kadar yürütmek istiyor. Buna karşı eşi benzeri olmayan bir mücadele yürütülüyor.
Her anlamda bir mücadele ve çok sert bir direniş var. Bu nedenle bu süreçte her şeyden önce gençlere sesleniyoruz. Gençlerin bu gerçeğin farkına varması, görev ve sorumluluklarının sahip çıkması gerekiyor. Gençler bu gerçeği görürlerse, kendilerini bu gerçeklikte ilerletir, tarihi görev ve sorumluluklarını yerine getirirlerse tüm insanlık için büyük değişim ve ilerlemeler yaşanacaktır. Bu nedenle bu süreçte yeni bir aşamaya girmiş bulunuyoruz. Biz Özgürlük Hareketi olarak bu süreci özgürleşme süreci olarak tanımladık ve Önder Apo’nun Fiziksel Özgürlük Zamanına hamlesi ilan ettik. Bu yüzden Önderliğin fiziksel özgürlüğünde gençliğin özgürlüğünü, kadının özgürlüğünü görüyoruz. Önderliğin fiziksel özgürlüğünde insanlığın özgürlüğünü, yeni bir yaşamın özgürlüğünü bulacağız. Bu yüzden bu kadar büyük görevlerle ve bunca mücadeleyle bu süreci mücadele ve direniş ile karşılıyoruz.
Şimdi bu aşama, bu tarihi görevi biz gençlerin omuzlarına yüklüyor. Çünkü Önderlik kadınları ve gençleri bu mücadelenin öncülerinden, özgürlüğün öncülerinden biri olarak tanımladı ve bu görevi omuzlarımıza yükledi. Artık Önderliğe karşı görev ve sorumluluklarımızı da yerine getirmekle yükümlüyüz. Mücadelenin ve zaferin 50. yılında görev ve sorumluluklarımızı daha da büyüten bir süreçte bu 4 Nisan’ın anlamını daha da önemli kılıyor. Bu nedenle 4 Nisan’ı bu ruhla karşılamamız, bu ruhla kucaklamamız ve Önderliğimizin fiziksel özgürlüğünü savunmamız gerekiyor. Bu tüm insanlık için yeni bir yaşam, yeni bir mücadele getirecektir. Gençlik Hareketi olarak Kürdistan Gençliği olarak genç yaşta başlayan mücadele artık öyle bir boyuta ulaştı ki biz Kürdistan Gençliği olarak tüm Ortadoğu için, tüm insanlık için büyük bir öncü olabiliriz. Bütün bu imkânlar yaratılmıştır.
Yeter ki bu yürüyüşe, bu inanca, bu iradeye inanalım ve yürüyüşümüzü ilerletelim. Bu nedenle Bakûrê Kürdistan’dan Rojhilatê Kürdistan’a, Rojavayê Kürdistan’dan Başûrê Kürdistan’a, yurt dışından tüm dünyaya, Kürt Gençliği olarak bu süreçte sorumluluk almalı, tarihi görev ve sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz. Bu bizim omuzlarımızda olan tarihi bir görev ve yerine getirmemiz gerekiyor. Bu nedenle özgürlük yürüyüşünde, zafer mücadelesinde gençleri özgürlük yürüyüşüne, Özgürlük Savaşına katılmaya çağırıyoruz. Zafer zamanı geldi. Bunu gençler olarak yapacağız. Önderliğimizin dediği gibi “Gençlerle başladık, gençlerle yeneceğiz.” Nihayet gençler olarak bu başarıyı sağlayabiliriz. Bu nedenle gençlere çağrımız tarihi görev ve sorumluluklarını yerine getirmeleridir.