SILÊMANÎ – Güney Kürdistan’ın eski Peşmergelerinden Abdullah Çalak, KDP’nin işgalci Türk devleti ile işbirliği, PKK bahane edilerek her gün Şengal’e dönük saldırı gerçekleştirilmesi ve ENKS’nin Rojava Kürdistan’da Özerk yönetime dönük kirli politikaları üzerine ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.
Başûrê Kürdistan’da Türk işgalcileri tarafından çok yönlü bir saldırı başlatıldığını dile getiren Abdullah Çalak devamla şunları belirtti:
Bu, işgalci Türk devletinin Kürtlerin ve Kürdistan’ın varlığına karşı faşist bir saldırıdır. Türkiye’nin tarihsel olarak Kürtlerin varlığıyla ilgili bir sorunu olmuştur. Bütün Kürtlerin ve Kürdistan’ın varlığına karşıyız diyorlar. Elbette Kürdistan’ın dört parçasını da koparma ve duvar örme projesi bir soykırım ve Kürtleri tamamen yok etme projesidir. Başûrê Kürdistan’da böyle bir kriz durumu yaşanırken, terörist Erdoğan, Türk halkının yarısını Başûr’dan gelen petrolle, diğer yarısını da bu yıl Başûr’dan gelen gazla ısıtacağız diyor. Bu, Başûrê Kürdistan’ın tam olarak egemenlik altına girdiğinin bir işaretidir.
Saldırı, PKK’ye saldırma bahanesiyle geri döndürülemez. Halklar Önderi ve özgürlük savaşçılarının düşünce ve fikirleri her zaman en önde yer aldı. Onlar birdi ve kendi kaderlerini belirleme konusunda kararlıdırlar. Elimizde Enfal ve benzeri birçok soykırım tarihi var. Bölge halkı Kuzey ve Doğu Kürdistan’a göç etti ve düşmanın planı gerçekleşmedi. Kürt halkını tamamen yok edemediler. Kürdistan topraklarındaki adaletsizliklerle yavaş yavaş bitirmek istediler. Bütün bunlar, Kürdistan Bölgesel Hükümeti ile Türkiye, İran ve Irak hükümetleri arasındaki işbirliğinin bir sonucudur ve bu saldırılar sonucunda KDP, YNK ve Kürdistan Bölgesel Hükümeti de büyük zarar görmüştür. Sonuç Kürt halkı ve Başûrê Kürdistan için büyük bir trajedidir. Ciddi ve kararlı bir tavır sergilemek gerekir.
Elbette bu, bir göz korkutmadır ve dış devletlerin de içerisinde olduğu bir plandır. Kürt halkı bu planlardan haberdar olmalı ve Rojavayê Kürdistan’ın özerk yönetim sistemini bir özgürlük noktası olarak görmelidir. Rojava gibi özerk bir yönetim sistemine sahip olmak bizim için bir onurdur. Bu sistem kadınlar öncülüğünde gelişmiştir ve bu yüzden büyük saygı duyulmalıdır. Bu değerler Komutan Ebu Leyla ve Musa Sniper gibi şehitlerin verdiği bedellerle elde edildi. ENKS, Türk işgalinin Rojava devrimini yıkma planının bir parçası olarak Rojava devriminin başlangıcından beri ekonomik, siyasi ve askeri bir rol ile ahlaksızca çalışmaktadır. Diğer taraftan halk bu ahlaksızlığa karşı tavır almıştır. ENKS, yurtseverlik, ahlak ve vicdan görevlerini yerine getirerek düşmanın planının bir parçası olmamalı ve Kürtlerin kazanımlarını yok etmek için düşmanla savaşmalıdır.