HABER MERKEZİ –
Karşıdevrimin eğitim sistemi bu denli tehlikeli bir rolü, işlevi yerine getirmiştir. Eğer bugün halkımız kendisini örgütlemeyecek kadar alıklaştırılmış ve çıkarlarının uzağına düşürülmüşse, bunun nedenleri, yüzyılların imparatorluğu Osmanlının eğitim sistemine eklemlenen, cumhuriyetin şeytani, hileli, pasifikasyoncu, son derece yabancılaştırıcı, karanlıktan da öteye bitirici ve yok edici işlevinde aranmalıdır. Onun eğitim sisteminin katliamcı sisteminde aranmalıdır. Bu kadar kolay boyun eğme, hem de görülmemiş baskı ve sömürü ortamına boyun eğme, ancak böyle bir eğitim sistemiyle mümkündür. Başka hiçbir şeyle, sağlanmamıştır. Hatta bu kılıçla bile sağlanmamıştır. Daha çok böylesine bir ideolojik, etkilenmeyle sağlanmıştır. Kılıç bunun için temel atmıştır. Bu yüzde yüz değilse bile yüzde doksan beş, zihin ve duygular üzerinde yürütülen yabancılaştırma; kendi özünden katmerli bir biçimde uzaklaştırma temelindeki bu eğitimle olmuştur.
Eğer bugün insanlarımız kendisine düşmanlık yaptığı oranda, kendi düşmanını yaşıyorsa; düşmanına yakınlaştığı oranda ilerlemenin mümkün olduğunu kendini inandırır hale gelmişse; bunu bir kişisel politika olarak iliklerine kadar yaşıyorsa; işi, parayı, gücü, etkinliği, güvenliği, rahatı, sağlığı her şeyi, kendisine düşman olanda görüyorsa; kendini inkar etme ve düşmanını yaşama noktasına gelmişse; bunda eğitimin ciddi bir rolü vardır. Belki de dünyada hiçbir yerde görülmemiş düzeyde, cumhuriyetin geliştirdiği bu eğitim sistemi, gerici ve hatta faşist bir işlev görmüştür. Bu sistemin eleğinden geçmek demek, kendini en geri, en savunmasız, işlevsiz ve örgütsüz bir ortamın içinde yaşatmak anlamına gelir.
Partimiz, esas itibariyle ve tamı tamamına bu eğitim sisteminden öncelikle kuşku duyma, bunu büyük bir eleştiriye tabi tutma, tehlikeli ve insanlık dışı yönünü açığa çıkartıp teşhir etme; onun eritici, yok edici özelliklerine karşı savunma gereğini duyma temelinde ortaya çıkmıştır. PKK’nin ideolojik gelişiminin temelinde, kesinlikle cumhuriyetin eğitim kurumlarının, şüpheci bir tarzda ele alınmasının ciddi bir yeri vardır. Bazı doğruların yanında, bu şüpheci yaklaşım sayesinde, bu eğitimin, esas itibarıyla istisnasız herkesi götürmek istediği yerin karanlık olduğu; kendi gerçekliğinden, kimliğinden kopuşu dayattığı; bunun yerine kendisinin ne idüğü belirsiz ve tam anlaşılmayan çıkarlarına sonuna kadar tabi olmanın yaşatılmak istendiği görülmüş ve görmeyle birlikte bunu red temelinde PKK ideolojisi geliştirilmiştir. Onun gelişimi böyle olmuştur.
Çok iyi biliyoruz ki, PKK Kürdistan halkının gerçek bir okuludur. Her türlü ulusal ve toplumsal bilincini kazandığı, örgütlenmesini ve savaşmasını öğrendiği bir okuldur. Çıkışı, cumhuriyetin bu en tehlikeli amaçlarına temelden karşı olma; cumhuriyetin en temel ilkesi olan kemalizme ve onun şöven ulusçuluğuna karşı, Kürdistan yurtseverliğine yönelme; halk düşmanı yönüne karşı, emekçilerin çıkarlarını ve sosyalizmi esas alma tarzındadır. Bu, halkların birbirilerine düşürülmesine ve ayrılıkçılığa karşı, eşit ve özgür temellerde birliğini, yani enternasyonalizmi esas almadır. Bu temel ilkeleriyle cumhuriyetin özüne ve biçimlenişine gittikçe her düzeyde karşı çıkmadır. Bunu öncelikle büyük bir ideolojik arınmayla başlatma, Türk milliyetçiliğine ve onun daha inceltilmiş biçimi olan sosyalşövenlere karşı ideolojik savaşımla geliştirmedir. Ve giderek Kürdistan’da işbirlikçi ideolojiye ve onun görülmemiş ulusal inkarcı tutumlarına karşı olduğu gibi, bunun inceltilmiş biçimi olan yerel kabilesel ve aşiretsel sahte milliyetçiliğe karşı da bu ideolojik mücadeleyi yürütmedir. Buradan temel siyasi doğrultuya; halkın temel çıkarlarına, politikasına ve kurtuluş iradesine kavuşma ve bunu sıcak bir savaşımla birlikte yapmadır.
İşte görülüyor ki, Partimiz bu temel gelişim özellikleriyle cumhuriyetin zıddı; onun görülmemiş gericiliğine ve karanlığına karşı, bir ilericilik ve aydınlık hareketidir. Sömürgeciliğin, insanı insanlıktan çıkaran, yok edici, bitirici ve çürütücü eğitimine karşı; insanı son derece güçlendiren, ilerleten, aydınlatan eğitime saygıdır. Bu anlamda Partimiz halkın gerçek bir okuludur. Yine bu anlamda Partimiz, halkın kendi özgücüne dayanarak, ideolojik ve siyasal büyümesini ilk defa geliştirip sistemleştirdiği bir okul olma şerefine sahiptir. Yüzyıllardan beri halk arasından çıkan, ama belirir belirmez kolayca eğemenlere alet olan değerlerini; kendi öz çıkarları temelinde yoğunca eğiten, örgütlendiren ve savaştıran bir okuldur. Yine ilk defa halkın tarihini, güncel ekonomik, kültürel ve siyasal yaşamını somut değerlendiren; ondan çıkartılan sonuçları halkın kurtuluş örgütünü ve eylemini yaratmada kullanan; halkın önde gelen bütün gençlerini bu temelde eğiten; böylelikle halktan aldıklarını daha da güçlendirerek halka veren; son derece zayıf, düşkün birisiyken, yüksek devrimci ruhla ve bilinçle donatarak halkın çıkarlarının sağlam bir sözcüsü ve savaşçısı olmayı başartan bir okul olma özelliğindedir.
Başlangıçtan itibaren böyle anlaşılması gereken Partimizin, somut olarak bu zeminde sistemli bir okul haline gelmesi anlamlıdır. Her ne kadar sınırlı olanaklarla ve sınırlı sürelerle eğitimimizi yürütsek de, gelinen aşamada, ilkelerden ne anlaşılması gerektiğini çok iyi bilenleriz. Öğretimin ulaşmak istediği hedefler konusunda duyarlı davranabilen insan, tarihi anlamda yerine getireceği görevler açısından kendisine sağlanan eğitimin önem ve anlamının büyük olduğunu görecektir. Elbette eğer, üzerinde ısrarla durulur ve yetkinleştirilirse bu böyledir. Yaratıcı bir ruhla eğitimi alırsak ve bunu bilgiden de öteye kişiliğimizin oluşmasında hayati bir devre olarak değerlendirirsek, şüphesiz muazzam güçleneceğimiz açıktır. Bu sahayı, sömürgecilerin ideolojik şartlandırma ocakları olan eğitim kurumlarının etkilerinin tamamen silindiği; kişilik üzerindeki büyük baskının kalktığı; böylelikle özgürleşmek ve güçlenmek için büyük bir gelişme imkanının ortaya çıktığı bir okul olarak değerlendirmek gerekir. Böylesine bir sistemi oluşturmak için yıllardır çalışmamız; bağımsızlık ve özgürlük doğrultusunda bir okul geliştirmeye çalışmamız; Kürdistan halkının ilerici insanlığa katılmasında ve kendi öz kurtuluşunu gerçekleştirmesinde bu okulun hayati bir rol oynayacağını bilmemizden ötürüdür. Her şeyden daha çok bu ilkeleri gerçekleştirecek sağlam adamlara ulaşmanın bu okullardaki eğitimle yakından bağlantılı olduğunu bilmemizden ötürüdür. Bu nedenle biz, başlangıçtaki sınırlı eğitim faaliyetlerimizden, gittikçe daha kapsamlı, nicelik olarak daha büyük ve süre olarak daha uzun bir gelişmeyi yaratmakla önemli bir aşamayı sağladığımıza inanıyoruz. Bu devremizden önceki bir çok devreden yetişenlerin, Partimizin amaç, hedef ve ilkeleri doğrultusunda, ulusal kurtuluşçu çizgide kahramanca direndiklerini ve sonuna kadar savaştıklarını görüyoruz. Bu nedir? Bu, bağımsız ve özgür kişiliğin kanıtlanmasıdır. Bu, burada muhteva olarak verilen ideolojik-politik ve askeri eğitimin, çok zayıf kişilikleri bile kahramanca bir eyleme itecek kadar güçlü olduğunun ispatlanmasıdır. Bu, şimdiye kadar hiçbir zaman sahip olmadığımız aydınlanma ve örgütlenme kapasitesine, bu okul sayesinde ulaşmaya başladığımızı gösterir.
Okul sisteminin özü ve biçimlenişine sınırlı da olsa ulaşılmıştır. Eğer biz, günümüzde bir kurum olarak bunu gerçekleştirebilmiş ve bu seviyeye getirebilmişsek; görevimiz, artık bunu ülkede açılan kurtuluş üslerimizde daha yaygın bir sisteme dönüştürmektir. Şimdi, artık bu sistemi, olduğu gibi, düşmanın kolay kolay nüfuz edemeyeceği yeraltı üslerimizden tutalım, kentler ve köylerimizdeki gizli yeraltı sığınaklarımıza kadar her yere taşırma; burada onlarca, hatta yüzlerce kişiyi kısa ve uzun devreler halinde eğitime ve böylelikle devrim ordusunu oluşturma görevimiz vardır. Ve bu görev, ülke somutunda sınırlı bir gerçekleştirilmeye ulaştığında göreceğiz ki, bu durumun karşısında hiçbir düşman gücü dayanamaz. Yine göreceğiz ki, halkın kendi temel öz eğitim kurumlarında sınırlı bir eğitimi gerçekleştiğinde bile onun ne denli yeteneklere sahip olduğunu, örgütlendiğinde ne yaman hale geldiğini, baş edilmez sanılan düşmanın nasıl çürük ve kağıttan kaplan olduğunu açığa çıkacaktır.
O halde biz, düşmanın güçlülüğünü ve zorluklarımızın çokluğunu konuşmaktan ziyade, halkımızı bu temel eğitim ve öğretim kurumları içinde birleştirelim; bu konudaki görevlerimizi yerine getirelim; o zaman güçlü olan ve kolay olanın ne olduğunu görelim ve söyleyelim. Bu konudaki görevlerimizi yerine getirmeden sıradan eğitim ve örgütlenme görevlerimizi başarmadan, ne düşman hakkında hüküm biçelim, ne de zorluklarımız hakkında boş laf edelim. Herkes bugün bu görevleri yapacak güçtedir. Şimdi bu kurumda küçümsenemeyecek kadar arkadaş bulunuyor. Eğer bu devreden çıkan her birimiz kendimizi yoğunlaştırırsak, bu okuldaki kadar başarılı eğitim veren kurumların kuruluşlarına öncülük edebiliriz. Bunların çoğunu yönetebiliriz ve yüzlerce devrimciyi çıkarabiliriz. Bizde bu kanıtlanmıştır. Kanıtlanan gerçeğin benzerlerinin daha da güçlü bir biçimde halkımızın saflarında oluşturabiliriz. Bu görevlerimizi başardığımızda göreceğiz ki, gerçekten halkımız bağrında büyük bir yetenekler taşımaktadır. Ülkemiz muazzam bir okul sistemine olanak verecek düzeyde elverişlidir.
O çok güçlü görünen; daha düne kadar bir öcü gibi karşımızda dikilen ve tabu gibi üzerimizde etkisini sürdüren düşman kuruluşlarının, gerçekte en kof kuruluşlar olduğunu o zaman göreceğiz. Özellikle de onun Kürdistan’daki kuruluşlarının çoğunun, bir tekme ile devrilecek kadar kof olduğunu göreceğiz. Orada üretilenin, eğitilenin ve şekillendirilenin ne kadar yaramaz, tehlikeli ve derhal tasfiye edilmesi gerektiğini göreceğiz. Bununla birlikte yine öz çıkarlar temelinde sınırlı da olsa sağlanan bir halk eğitim seferberliğinin ve hareketliliğinin neye kadir olduğunu; bir yürüyüşe geçildiğinde neleri, nasıl silip süpüreceğini ve kendisi için neleri, nasıl yaratacağını açıkça göreceğiz. O halde, bu soylu görevleri gerçekleştirmek için, burada alınan eğitimin özüne sadık bir biçimde bunu yaygınlaştırmak ve milyonlara maletmek için elden gelen vazgeçilmez bir görev olarak yerine getirilmelidir. Sizler bu temelde önemli bir şansa kavuşmuş durumdasınız. Eğitime bu bakış açısıyla yaklaşacaksınız. Yüksek bir sorumuluk duygusuyla ister ülke içinde, ister dışında her çalışmayı rahatlıkla başarabilecek durumdasınız. Yeterki halkın, Partinin bu önemli ihtiyaçlarına gelişen bir görev ve disiplin anlayışıyla yaklaşın. Gerisi kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Zaten zorluklar çekilmiştir, Partimizin sınırlı olanaklarından en çok istifade edilmiştir. Bunun temelinde de şehitlerin kanı vardır. Onlara layık olmanın nasıl vazgeçilmez bir borç olduğunu bilerek görevlere dört elle sarılacak ve bunu başaracaksınız.
Halklar Önderi Abdullah Öcalan