HABER MERKEZİ
Direnenlerin cephesi büyüdü
Bunun karşısında direnenlerin cephesi büyüdü. Kadınların, halkların, toplumsal kesimlerin karşı koyuşu en geniş yelpazede gelişti. Anti-kapitalist, anti-faşist, sosyalist, anti-militarist, demokrat, feminist, çevreci hareketler, öğrenci hareketleri, kadın hareketleri, işçi hareketleri büyüdü. Silahlı savunma dahil örgütlenmeler gelişti. Kadınların dünyası, dünyayı sorunlarıyla birlikte kucaklayarak çözme cesaretini gösterdi. Kadınlar çok cesur ve harika işler başardılar. Korkusuzluk, özgürlüğe, kendine olan inançtan geliyordu. Dünya çapında kadın buluşmaları gerçekleşti, kadınlar faşizme karşı ortak eyleme geçme kararı aldı. Dünya kadınlarını buluşturan ve Kürt kadınlarının öncülük ettiği Uluslararası Kadın Konferansı geleceğe dair umutları büyüttü. Yanı sıra dünya çapında kürtaj hakkı eylemleri, Güney Amerika’daki “Bir kişi daha eksilmeyecek” kampanyası, #MeToo kampanyası gibi eylemsellikler ve girişimler yıla damgasını vurdu. 8 Mart eylemsellikleri ise, kadınların ortak taleplerini haykırdığı en görkemli gösterilere dönüştü. Kadınların iradi duruşu bu mücadele yılında erkek maskesinin düşmesine vesile oldu.
Ortadoğu ülkelerinde de kadınlar toplumsal mücadelenin temel dinamiği oldu. Örneğin İran’da kadınlar başörtüsünü çıkartarak gerici İran rejimine karşı isyanın fitilini ateşlediler. Değişim talebiyle halk ayaklanmalarına öncülük ettiler. Yine Güney Kürdistan’da Ranya merkezli başlayan halk ayaklanmalarına kadınlar etkili katıldılar. Asgari düzeyde bile işlemeyen yasa dışı Güney hükümetini protesto ettiler. Rojava’da Ocak ayından itibaren başlayan faşist Türk devletinin Efrîn işgaline karşı kadınlar hep alanlarda ve eylemde oldu. DAİŞ’e karşı Efrîn, Dêrazor gibi çeperlerde YPJ kimliğiyle QSD kimliğiyle savaştı. Dünya kadınları, Efrîn şahsında özgürlüğe, demokrasiye sahip çıktı. Faşizme karşı sesini, yüreğini birleştirdi. Kadınlar Efrîn etrafında kenetlenerek Putin-Trump-Erdoğan faşizmine karşı birleşti.
AKP karanlık bir döneme geçişin savaşını yürütmektedir
AKP iktidarını bu denli cüretkar kılan sadece Erdoğan’ın hırsı değildir. Kapitalist güçler Rojava’dan yükselen ve dünyaya yayılma potansiyeline sahip olan toplumsal devrimden korkmaktadır. Devrimimiz, kadın özgürlüğünü mücadelenin ve yeni toplumun öznesi kıldığı için, Önderliğimiz ve özgürlük hareketimiz hedeflenmektedir. AKP faşist rejiminin Cumartesi Anneleri, siyasetçi, kadın, işçi-emekçi eyleme geçen, iktidarı eleştiren herkese saldırmasının nedeni de bu korkudandır. Bu saldırılara karşı, halklar ve kadınlar boyun eğmeyerek direnişlerini sürdürdü. Türkiyeli 152 kadın örgütünün AKP’nin kadın ve toplum karşıtı yasalarına karşı Ağustos ayında verdiği “Haklarımızdan da mücadelemizden de vazgeçmeyeceğiz” deklarasyonu önemliydi. Bu minvalde kimi eylemsellikler de geliştirildi. Fakat bunlar, kadın düşmanlığını siyasetinin temeli haline getirmiş AKP rejimi karşısında yetersiz kaldı.
İdeolojik bir örgütlenme olarak AKP öncelikle kadınların politikleşme, mücadele ve örgütlenme düzeylerini dağıtarak toplumsal hedefine ulaşmak istemekte. Kadındaki gelişim düzeyinin toplumdaki devrimci, değiştirici etkisini bildiğinden örgütlenmiş, eyleme geçmiş, muhalif kadınları hedeflemektedir. AKP, bir siyasi parti değildir. AKP, cinsiyetçi, milliyetçi ve dinci bir parti olarak ideolojik bir partidir. AKP, kadını eve kapatıp, erkeğin egemenliğinin sarsılmayacağı, tartışmaya açılmayacağı suskun, edilgen, itaatkar bir toplum yaratmayı hedeflemektedir. Gericiliği, yobazlığı, erkek iktidarını, kadın köleliğini, cinsiyet ayırımını her türlü ötekiliği yaratarak tekçi, karanlık bir döneme geçişin savaşını yürütmektedir. Onun için AKP’ye salt Kürt düşmanlığı üzerinden yaklaşamayız. Aynı zamanda kadın düşmanıdır. En çok çocuk doğuran, ev sınırları içinde geleneksel kadınlık rolünü en iyi yerine getiren köle kadın modelini savunarak faşist bir zihniyete sahiptir. Kadınlara savaşa çocuk doğurup yetiştiren döl yatağı olarak bakmaktadır. İlkokuldan başlamak üzere giderek ulaşım araçları dahil kadın-erkeği birbirinden ayıran, sadece evlilik yoluyla bir arada olmayı meşrulaştırmak isteyen gerici, köhne bir zihniyete sahiptir. Kimi TV programları incelendiğinde; gelin adayı, gelin evi, en iyi çeyiz hazırlığı, mutfakta en iyi kim gibi geleneksel, cinsiyetçi kodlar ile tahayyül ettiği toplumu şekillendirmeye çalışmaktadır.
İnsanlığın umudunu bitirme projeleri
Bu anlamda Kürt Kadın Hareketi olarak 2019 yılına, cinsiyetçilikle mücadeleyi yükseltme kararlılığı ve hedefiyle giriyoruz. Kadın özgürlük mücadelesinin tartışılmaz emektarı olan Önderliğimizin esaret koşullarının sonlandırılması mücadelesi vicdan ve vefa borcumuzdur. Yine gerilla kadın örgütlenmelerimiz, faşizme karşı kadınların yaşamının en etkili öz savunma örgütü olarak 2019’da da rolünü oynayacaktır. Faşizme karşı kadınların direniş cephesinin en geniş bir biçimde örgütlenmesi temel hedeflerimiz arasındadır. Kadın ve yaşam bilimi olarak jineoloji; egemenliğin katmanlarını kazmaya devam edecektir. Jineolojinin açtığı yolda kadın örgütlerinin, devrimcilerin engelleri aşarak kadın özgürlüğü karşısındaki sorumluluklarını 2019’da da başarıyla yerine getireceklerine inanıyoruz.
Kürt Kadın Hareketi olarak, Kürt sorununun demokratik özerklik temelinde çözümü ve Demokratik Ortadoğu Devrimini gerçekleştirme mücadelesini 2019’da daha da yükselterek devam edeceğiz. Biz, bölge halklarının kaderini tayin edecek kadar rol sahibi olan alternatif devrimci bir gücüz. Bundan dolayı çok boyutlu müdahalelere maruz kalıyoruz. Sadece askeri olarak değil, siyasi ve ideolojik olarak da saldırı altındayız. Önderliğimiz ile hareketimizi koparma, hareketimizi etkisizleştirme, tekniğe dayalı hava saldırıları ve özel savaş politikalarıyla tasfiye etme planları devam etmekte. Bu planlar ve projeler insanlığın umudunu bitirme planlarıdır ve Türk rejimiyle sınırlı girişimler değildir. Gladyo güçleri birkez daha devrededir. Amerika’nın Özgürlük Hareketimizin öncü yöneticilerine karşı almış olduğu “İhbar ödülü” kararı bu projenin bir parçasıdır.
Kadının politik gücü daha etkili harekete geçecek
Saldırıların amacı; kadın özgürlükçü ekolojik, demokratik paradigmamızın hayat bulmasını engellemeye yöneliktir. Buna karşı en büyük devrimci direnişin ve iddianın sahibiyiz. Faşizmle savaşımız, erkek egemen sistemle hesaplaşmamız radikal sürecektir. Kadının öz savunması başta olmak üzere diğer tüm ihtiyaçları temelinde eğitim, ekonomik, sosyal, kültürel örgütlenmesinin derinleşmesi ve sistemleşmesi sağlanacaktır. Kadının politik gücü daha etkili harekete geçecektir. Kadın hareketinin her alanda olduğu gibi politik alandaki rolü stratejiktir. Demokratik siyasetin kadınsız gerçekleşemeyeceği perspektifine denk bir siyasal tutumun sahibi olmak önem taşımaktadır. Kuşkusuz ağır bunalım ve kriz dönemini yaşayan kapitalist sistem sahipleri 2019’da da savaşı, toplumsal yıkımı tırmandıracaklardır. Buna karşı her yeri eylem alanına çevirerek özgürlük savaşımımızı etkili yürüteceğiz. 21. Yüzyılın kadın yüzyılı olduğu gerçeğinden hareketle bu yüzyılın hakikat ve aşk savaşçıları olan sosyalist kadın özgürlük partisinin militanları olan bizler, kadına dair etik ve estetiği kendi elimizle, bilincimizle yaratma eylemini büyüterek, hakikat militanlığını geliştirmede ısrarcı olacağız. Yeni bir tarih yazıyoruz. Büyük bir devrimi ortaya çıkarıyoruz. Kürdistan, bölge ve dünya genelinde umudun kendisiyiz. Özgürlük, demokrasi, adalet ve eşitliğin sosyalizmin mücadelesinden daha değerli, anlamlı bir şey yoktur. Bunu aşkla, tutkuyla yapacağız.
Ronahî Serhed
Kaynak: Newaya Jin