HABER MERKEZİ – QSD Basın Sorumlusu Ferhad Şamî, işgalci Türk devletinin saldırılarına dair ajansımıza değerlednirmelerde bulundu. Ferhad Şamî Kurdistan dağları ve Rojava’ya yönelik işgalci Türk devletinin işgal saldırılarını, çaresizliğinin bir göstegeresi olarak değerlendirdi.
Kurdistan’da mücadele eden gençlere karşı çaresizler
QSD Basın Sorumlusu Ferhad Şamî konuşmasına şu sözlerle başladı; “Düşman Kurdistan dağlarında bir gencimizi şehit etmek için uçaklarını kaldırdığında, o gencin ne kadar değerli olduğunun farkındadır. Bunun için 1 milyon dolarını bir gencimizi şehit etmek için harcıyor. O kadar propaganda, askeri, güvenlik, istihbarat kurumlarına rağmen, sanal medya üzerinden o kadar propagandaya rağmen o genci devrim çizgisinden çıkarmak için ikna edemiyorlar, uçağını kaldırıp, 1 milyon dolar, 2 milyon dolar hatta 10 milyon dolar harcayıpta o genci şehit düşürmek dışında bir çaresi kalmıyor. Gençler onun kontorolünde olmadığı halkına hizmet ettiği için hedef oluyorlar.
Kurdistan dağlarında özgürlük saflarındaki gençlere karşı kullandıkları kimyasal silah güçlerini değil iflas ettiklerinin istapatıdır. Düşman eğer medyasıyla, istihbaratı ile gençleri devrim saflarından uzaklaştırabilseydi, bu kadar askerini Kurdistan dağlarına gönderip öldürtmezdi buna ihtiyacı olmazdı. Bellidir ki bu konu da iflas etmişler, gençleri ikna edemiyorlar. Durum böyle olunca da tek bir yolları kalıyor oda kimyasal silah kullanmak. Elbet bu gençlerin yalnzı kalmaması önemlidir. Düşman o kadar, tekniğini, istihbaratını, milliyetçileri, medyalarını toplamışlar bu kadar gence karşı, bu gençlere sahip çıkmakta ahlaki bir görevdir sadece Kürt gençlerinin de değil, Arap ve Enternasyonel gençlerin de görevidir. Her alanda, askeri alanda katılım olmalıdır. Özgürlük hareketinin safları demek ki onur yeridir düşman bu kadar saldırdığına göre. Eğer düşmanı zorlanmasaydı neden bu kadar saldırıyor?”
İşgalciler tüm güçlerini seferber etmelerine karşı başarı elde edemiyorlar
Ferhad Şamî konuşmasının devamında, Kurdistan’da yaşayan her gencin sorumluluk alıp, devrime katılması gerektiğine vurgu yaptı. Ferhad Şamî, “Bizim bugün yürüttüğümüz savaş tarihsel bir savaştır. Türk devleti bu bölgelere yabancıdır ne alakası Kurdistan toprakları ile vardır? Yine toplumumuza yabancıdır ne alakası Kürt ve Arap toplumları ile vardır. Ne zaman bu toplumun sahibi oldular? Yüzlerce yıldır Araplara ve Kürtlere karşı katliamlar gerçekleştirdiler. Ermenilere karşı katliam gerçekleştirdiler. Şimdi Türk devleti kimi koruyor? Bütün yapısı ile topluma kaşı, tarihiyle, varlığıyla yabancıdır. Kurdistan’ın sadece değil Ortadoğu’nın yabancısıdır. Bu yabancı güçler ne zaman bölgeye gelse katliam gerçekleştirmişlerdir. Türk devleti o kadar askeri ve istihbarati gücünü seferber etmiş ve bunun yanında yine uluslarası güçleri de yanına almaya çalışıyorsa buna karşı 10 binlerce gençte bu savaşa katılmalıdır. Kürt ve Arap halkının işgalciliğe karşı bir savaşa ihtiyacı vardır.
Arap, Kürt, Hristiyan hatta farklı milletlerden gençlerde birliklerini oluşturup bu işgalciliğe karşı savaşmalıdır ki herkes bilmelidir bu işgalciler o kadar da güçlü değil. Bu işgalcilik eğer güçlü olsaydı bu savaşı çoktan kazanırdı.”
Ortak mücadele gelişirse Ortadoğu’da yenilecek olan işgalci Türk devleti olacaktır
QSD Basın Sorumlusu Ferhad Şamî konuşmasına Ortadoğu’daki halkların ve gençlerin işgal ve faşizme karşı ortak bir mücadele yürütmesi gerektiğine vurgu yaptı. Ferhad Şamî konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı; “Gençlerin birlikleri oluşur devrimci güçlere katılımları sağlanırsa herkes Türk devletinin ne kadar zayıf olduğunun farkına varır. Hep birlikte bu işgalciliğe karşı savaşmalıyız. Arap hareketleri tek başlarına gidip işgalcilere karşı savaşmasınlar. Dikkat edin 1916’dan beri Osmanlı’nın Suriye, Irak ve diğer bölgelerden çıkması ile bir çok Arap Osmanlı’ya karşı hareket oluşturup savaşmışlardır ama başarılı olamamışlardır. Kürtlerin, Ermenilerin hareketleri oldu herkes kendi başına işgal saldırılarına karşı savaştı, şimdiye kadar da Ermenilerin, Kürtlerin, Arapların, Hristiyanların örgütleri vardır ve herkes kendi başına işgalciliğe karşı savaşıyor ama biz bir araya gelip işgalciliğe karşı savaşırsak bu işgalcilerin ne kadar zayıf olduğunu göreceğiz. Göreceğiz ki şimdi kendilerini çok büyük gören askerlerden daha korkağı yoktur. Kurdistan dağlarında görüntülerini gördük, nasıl ağladıklarını, feryad ettiklerini gördük. Ki o kadar da keşif uçakları 24 saat üzerinde olmasına, savaş uçakları olmasına rağmen sadece silahı olan özgürlük hareketi bir gence karşı, feryad ediyordu. Bu neyi belli ediyor, Türk devletinin askerleri en korkak askerlerdir. Bunun içinde devrimci hareketlere katılımımızı artırmalı, işgalciliğe karşı büyük bir savaş vermeliyiz. Biz bu savaşı verdiğimizde tarihi başarılar elde edeceğiz ve 2023 rüyası ile bölge de güç olma hayali kuran Türk devletine karşı güçlü bir birlik oluşturursak, bu yüzyılda Ortadoğu’da, yüzde yüz yenilecek olan işgalci Türk devleti olacaktır.”
NC// Baran Mawa