HABER MERKEZİ- Medya Savunma Komutanlığı Karargâh Üyesi Şivan Gever, Türk ordusunun işgal saldırıları ve gerilla mücadelesine ilişkin ANF’ye değerlendirmelerde bulundu…
Gever, Türk devletinin bölgedeki gerillalara karşı tüm teknik gücünü kullandığını söyledi. Gever, Türk ordusunun kimyasal silahlarla saldırdığını da belirtti.
Komutan Şivan Gever, şunları ifade etti:
“Yılın başından bu yana, tüm Medya Savunma Alanları’nda uçak hareketliliği arttı. Yılın başından bu hareketliliğin başlangıcına kadar bölgenin semalarında keşif uçaklarının hareketliliği durmadı. Özellikle Zap bölgesinde çok fazla trafik vardı. Her gün Zap’ın bir bölgesi bombalandı. Lozan Antlaşması’nın 100. yılı yaklaşırken Türk ordusunun ve devletinin işgal ve soykırım girişimlerine girişeceğini elbette örgütümüz de biliyordu. Yani Türk ordusu o zamandan beri işgale hazırlanıyor. İşgalci Türk ordusu daha sonra 14-15-16 Nisan tarihlerinde Medya Savunma Alanları’na yönelik yönelik geniş çaplı bir hava harekâtı başlattı. Onlarca saldırı ve keşif uçağı, obüslü, tanklı saldırıyla Medya Savunma Alanları’nı binlerce kez bombaladı. Bunun yeni bir işgal harekâtının başlangıcı olduğu çok açıktı. Bu işgal harekâtının merkezi de Zap bölgesiydi.”
İşgalci Türk ordusunun tüm planları durduruldu ve boşa çıktı
Gever, gerillaların direnişleriyle Türk ordusunun tüm planlarını bozduğunu belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu bölge havadan yoğun bombardımana tutulurken, yerden de fırtına obüsleriyle, havan ve ağır silahlarla bombalandı. 17 Nisan’da Skorsky’ler savaş uçakları ve saldırı helikopterlerinin bombardımanı altında Zap bölgesine asker bıraktı ve büyük bir saldırı başlattı. Herkesin bildiği gibi savaşta hız çok önemlidir. İşgalci Türk devlet ordusu da bu taktiği ile gerillaları ortadan kaldıracağını ve tüm bölgeyi işgal edeceğini hesapladı. Zaten planları gerillayı ortadan kaldırmak ve bölgeyi işgal etmekti. Geçen yılın başında bu yöntem ve taktiği Garê alanında da kullanmak istediler. Ancak gerillalar Türk ordusuna ağır kayıplar verdirdiler ve onları yendiler. Türk ordusu geri çekilmek zorunda kaldı. Sonuç olarak, Türk ordusu Garê’nin Siyanê bölgesinden eli boş geri çekilmek zorunda kaldı. Bu işgalin ilk günlerinde gerilla güçleri Türk ordusuna karşı büyük bir direniş gösterdi. Bu gerilla direnişi ile işgalci Türk ordusunun tüm planları durduruldu ve boşa çıktı.
Türk ordusu ilk olarak Kurojahro, Şikefta Birîndara, Şehîd Cûdî, Şehîd Ciwan, Karker, Zozanên Avaşînê, Werxelê, Çiyareş, Şehîd Rûstem ve Şehîd Şahîn bölgelerine saldırdı. Son süreçlerde ise Miros köyü ve çevresi ile Şirin Boğazı hedef alındı. Türk ordusu Miros bölgesinde 3 büyük üs kurdu. Zaten KDP’ye bağlı güçler bölgede Türk ordusuyla birlikte çalışıyor. KDP de gerilla hareketini daraltmak için Şirin Boğazı’nda bir üs kurdu. Güney Kürdistan’dan Şeladizê üzerinden bir düşman taburu, Skorsky helikopterleri ile bölgelerimize asker bırakarak taarruza başladı. Aynı hattan bölgelerimize de saldırdılar. Türk ordusu yoldaşlarımıza karşı havadan bir sonuç alamayınca, bu sefer karadan bir dizi işbirlikçi ve hain yardımıyla sonuç almak istediler. İşbirlikçi hattın yardımıyla işgallerinden bir sonuç almak istediler.
Bir diğer düşman taburu da Metina bölgesinde Hakkari Tepesi, Zap bölgesinde FM Tepesi ve Ciyareş bölgesinde ilerledi. Ciyareş bölgesindeki diğer tüm alanlar gibi işgalci Türk ordusu da yoğun bir gerilla direnişiyle karşı karşıya kaldı. Yoldaşlarımız o bölgede emsalsiz bir direniş sergilediler ve o bölgede çatışmalar devam ediyor. En etkili faaliyetlerin Çiyareş bölgesinde gerçekleştiği de basına yansıdı. Yoldaşlarımız işgalci askerleri vurarak cesetlerinin üzerine gitti. Türk ordusu henüz istediği sonuca ulaşamadı. O bölgede iki aydır savaş var. Fakat düşman bir ay Cehennem bölgesine ulaşamadı. Düşmanın başka bir taburu Koordine tepesinden Cilo bölgesine indi. Skorsky uçaklarıyla aynı tabur, onlarca kez yaralı askerleri Şikefta Brîndara bölgesine indirmeye çalıştı. Ancak her seferinde gerillalardan sert bir yanıtla karşılaştı. Yoldaşlarımız düşmanı o bölgeden püskürtmeyi başardılar. Bu nedenle düşman, Kevirê Kun bölgesine asker indirmek zorunda kaldı. Şehîd Cûdî û Şehîd Ciwan da Türk ordusunu indirme yaptığı tepelerde vurdu. Bu alan, hepsinin olduğu büyük bir alandır. Düşman özellikle bu bölgeyi hedef aldı. Ancak sonuç olarak yoldaşlar, düşmanın Şikefta Brîndaran’a asker bırakmasına izin vermedi. Genel olarak Türk ordusu daimi mevzilerimize saldırmadı. Büyük çaplı çatışmalar genellikle düşman saldırıları ve gerilla tepkisi ve direnişinin bir sonucu olarak gerçekleşti
Nasıl ki Zagroslar İskender’e yol vermedi, Osmanlı torunlarının fethetmesine de izin vermeyecektir
Komutan Şivan Gever, gerillaların Türk ordusunun tüm tekniğine karşı büyük bir güvenle savaştığını belirterek, şunları da kaydetti:
“Türk ordusu, elindeki tüm ileri teknoloji ile gerillalara saldırıyor. Savaş tünellerinde de yoldaşlarımıza karşı kimyasal silah ve gaz kullanıyorlar. Kürdistan’daki işbirlikçileriyle, korucularla, paramiliter askerleriyle gerillalara karşı bir sonuç elde etmek istiyor. Tüm bu saldırılara rağmen gerillalar kendi silahları ve bilgisi ile Türk ordusunun işgal harekâtına karşı büyük bir mücadele vererek direndi ve zafer mutlaka gerillanın olacaktır. Türk ordusu bazı bölgelere havadan asker indiremedi. Ancak, gerilla silahlarının ulaştığı bölgelerden uzak yerlere indirme yaptı. Düşman havadan ilerleyemediği yere inmek istedi ve yere ulaşmak için birkaç uçak hareket ettirdi. Bu ay tüm çabalara rağmen Türk ordusu bazı tepelerimize asker çıkarmayı başaramadı. Türk işgaline karşı gerilla direnişi günümüzde de devam etmektedir. Türk ordusunun bölgelerimize girmesiyle hiçbir şey bitmedi. Şimdiye kadar Türklerin tüm işgal ve soykırım planları gerilla direnişi karşısında boşa çıkmıştır. Gerillalar artık aktif bir savunma pozisyonunda. Gerillalarımız bugüne kadar tüm işgal harekâtlarına cevap verdi ve bundan sonra da cevap vermeye devam edecek. Gerillanın hareketli ve uzman grupları kendini koruduğu savaşla Kürdistan topraklarında düşmana çok büyük darbeler vurdu. Devrimci halk savaşı stratejisi ile gerillalar tüm tünellerde ve çatışma mevzilerinde düşmana karşı savaşacak ve direnişlerinden taviz vermeyeceklerdir. Nasıl ki Zagroslar İskender’e yol vermedi, Osmanlı torunlarının fethetmesine izin vermeyecektir. Kürdistan özgürlük güçleri, varoluş savaşının son 2 ayında işgale tarihi bir cevap verdi. Eylemciliği ve direnişi ile işgalcilere büyük bir darbe indirdi. Sömürgecileri ve işgalcileri bu topraklardan kovmaktan başka seçeneğimiz yok. Bu Kürt halkının varlığı ve yokluğu için bir savaştır. Bu nedenle Kürt gençliği, halkının kaderini belirlemek için büyük bir direniş gösteriyor. Bu savaş ne kadar sürerse sürsün Kürt halkının tüm değerlerini korumak, özgür bir Kürdistan kurmak için faşizme ve işgale karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz.”