HABER MERKEZİ – Rojava Devrimi 10’uncu yılına girerken, ‘Rojava Devrimi 10’uncu yılında’ başlıklı özel dosyamız devam ediyor. Özel dosyamızın 6’ıncı bölümünde, Rojavayê Kurdistan’ında yurtseverlikleri ile bilinen Gulo ailesinden, Rêber Gulo’ya mikrofon uzattık. Rêber Gulo, devrim öncesinde de çalışmalarda yer almış, gençlik ve askeri çalışmalara aktif katılım sağlamış. Devrim sürecinden öncesi ve devrim sürecinden bahseden Rêber Gulo konuşmasına şu sözlerle başlıyor;
“Adım Rêber Gulo. Kuzey – Doğu Suriye İç Güvenlik Güçlerinde yer alıyorum. Bundan önce hem gençlik hem de YPG’de çalışmalarda kaldım. Gençlik çalışmalarını sadece devrimin başlangıç süreciyle ele almak doğru olmaz, ondan öncesi de vardı. Rojava Devrimi içinde aynı şey geçerlidir. Rojava’da gençlik örgütlenmesi 80’li yıllara dayanıyor. Yani Rojava Devrimi’nin temeli 80’li yıllarda örgütlenen gençlikle başlıyor. Bu örgütlenme 2004 yılına kadar devam etti. Çünkü sonraki süreçte BAAS Rejimi Kürt ve Arap halkı arasında fitne yaratıyordu. Bu yüzden halklar arasında çelişkiler artıyordu. Özellikle gençliğe dönük özel savaş politikaları yürüttüler. Örnek olarak gençlik serhildanlara kalkmasın diye, Newroz kutlanmasın diye futbol öne sürdüler. Bununla birlikte halklar arasında hassasiyet yarattılar. Hepimiz 2004 yılında gerçekleşen Qamışlo katliamının tanığıyız. Bu katliamla herkesi BAAS Rejiminin hizmetine koymak istediler. Halk bu katliamdan kaynaklı çok acı çekti. Bundan kaynaklı devlete gerekli olan cevap verildi.”
‘Rejim gençliğin ismini duyar duymaz tutukluyordu’
Rêber Gulo konuşmasının devamında 2004 yılında Rojavayê Kurdistan’ında yaşanan serhildanlardan bahsetti. Rêber Gulo BAAS rejiminin bu serhildanlar sırasında bir çok genci tutukladığına ve işkence yaptığına dikkat çekerek devam etti; “”2004 yılında halk, Rejime karşı Qamişlo’dan Dêrîk’e, Kobanê’den Efrîn’e kadar ayağa kalktı. Bu süreçte özellikle gençlik çalışmaları üzerinde duruluyordu. Gençler kendi aralarında birimler kurdular ve kadrolarını çıkardılar. Gerekli olduğu zamanda gençlik öncülük yapıyordu. Bu süreçte gençlik grupları oluşturuldu. Oluşturulan ilk grubun ismi Roj’du. Bu grupla gençler her yerde kendilerini örgütlediler. Tabi Rejim buna tahammül etmedi ve birçok genci tutukladı. Özellikle Qamişlo ve Hesekê’deki gençleri aldılar ve birçok genci işkenceden geçirdiler. Hatırlıyorum, o süreçte alınan gençler Rejim zindanlarından 2011 yılından sonra çıkmaya başladı.
2008-2009 yılına kadar gençlik çalışmaları istikrarlı bir biçimde sürüyordu fakat sonrasında gençlik kadrolarına dönük tutuklamalar artmaya başladı. Rejim gençliğin ismini duyar duymaz tutukluyordu. Suriye Devleti gençliği bastırmak için özellikle çalışıyordu. Çünkü biliyordu ki gençliği bastırırsa herkesi bastıracaktı. Gençlik içerisine ajanlarını yerleştirmek istiyordu. Kürt gençlerinin başka uluslardan gençleri, özellikle de Türk gençlerini mücadeleye katmalarını kabul etmiyorlardı.”
‘Gençlik çalışmalarında bir çok komutan çıktı’
Rêber Gulo gençlik çalışması yürüten şehitlerden bahsederek, BAAS rejiminin en büyük korkusunun gençlik olduğunu söyledi ve devam etti; “Gençlik çalışması yürüten onlarca arkadaş vardı. Bu arkadaşlarla birlikte çalışma yürüttüm. Şehit Baran, Şehit Seydo, Şehit Serhed, Şehit Lawend, hepsi gençlik çalışması yürüten arkadaşlardı. YPG ve YPJ’de yer alan bütün savaşçılar gençlik üyesiydi. Gençler özellikle eğitilip bilinçlendiriliyorlardı, herkesle sürece ilişkin tartışmalar yürütülüyordu. Çünkü herkes süreç hakkında bilgi sahibi değildi. Zaten bu süreçte Rojava Kurdistan’ında bir parçalanmışlık vardı. Herkes kendini bir partiye bağlamıştı. Bu yüzden gençliğin bu durumla muhatap olmasını ve bu politikaların önünün alınması istendi. Çünkü bu partilere katılanlar bilinçsiz bir şekilde yapıyorlardı. Öyle düşünüyorlardı ki Beşar Esad gidecek ve onun yerine demokrat biri gelecek. Tabi süreç tam tersi işledi. Suriye’nin muhalif kesimi Türk devletinden yana yer aldılar. Diğer güçleri de başka güçlerin yanında yer aldı. Yani hedefte yine Kürtler oldu. Arkadaşlarımız bir genci örgütleyen kadar çok zorlanıyordu çünkü gençler kolay kolay süreci anlayıp katılamıyorlardı. Artık zaman geçtikçe biz büyük adımlar atıyorduk, onların adımları küçük kalıyordu. Gençler bilinçlenmişti eğitim almışlardı, süreci öğrenmişlerdi ama savaşmayı bilmiyorlardı. Bu sefer de önümüze gençleri askeri yönden eğitme görevi çıktı. Gençler şehir savaşları için hazırlanıyordu, Özgür Ordu (Çêş Al Hur) karşı savaşmak için, Özgür Ordu askeri ve teknik yönden güçlüydü. Bu temeller üzerinden 10-15 günlük eğitimler açıldı. Birliklerdir ve sevgi vardı ama gençler asker olarak nasıl savaşmaları gerektiğini bilmiyorlardı. Daha sonra devrimci gençlik, YPG olarak örgütlenme sürecine girdi. Bunun içinde gençler her zaman düşmanın ve KDP’nin gündemindeydi. Eğer devrimci gençler biterse, devrim tamamen biter. Rojava Devrimi’ne başlayan, koruyan ve bugüne getiren devrimci gençliktir. Bununla beraber gençlik gruplarından bir çok komutan ve kahraman da çıktı, çoğu da bugün Kurdistan şehidi oldu.”
Heval Baran’ın duruşu farklıydı, fedakar, vicdanlı ve bilgili bir arkadaştı
Rêber Gulo konuşmasına son verirken, Rojava Devrimi’ndeki emekleri ile de tanınan Şehit Baran Mawa’dan bahsetti. Rêber Gulo; Gençlikten birlikte kaldığımı bazı arkadaşlarda var. Bu arkadaşlar duruşları ile gençleri etkiliyordu, ruhları her zaman canlıydı, toplumun içerisinde de çabuk seviliyorlardı. Heval Baran’la birlikte bir aya yakın birlikte kaldık, biz 4 erkek kardeştik onlarda bir kaç arkadaştı. Heval Baran’ın ruhu gençlik ruhuydu. Boy olarak ondan daha uzundum daha fazla şey kaldırabilirdim ama heval Baran izin vermezdi. Bizi her zaman misafir olarak görür ve çok değer verirdi. Ağır yükleri her zaman omzuna alırdı. Onlarca arkadaş vardı orada ama heval Baran’ın duruşu farklıydı, fedakar, vicdanlı ve bilgili bir arkadaştı.
NC// Îlan Kobanê