HABER MERKEZİ – 15 Ağustos Atılımı’nın yıl dönümü dolayısıyla PKK ve PAJK’lı tutsaklar adına mesaj yayınlayan Deniz Kaya, şu hususlara dikkat çekti:
“Sömürgeye uğratılmış mazlum ve onurlu bir halkın, sömürgeleştirilmeye ve sömürgecilere tarihsel cevabı olan destansı 15 Ağustos Gerilla Atılımının 38. yıl dönümünü başta Halkların Önderliği olan Önder Apo’ya, emeğin ve fedakarlığın timsali olan kahraman gerillaya, kendisine çektirilen bin bir acıya, zulme, katliama rağmen baş eğmeyen Kürt halkına ve tüm insanlığa kutluyoruz, tarihsel Destansı Diriliş Atılımının yılmaz komutanı olan Komutan Egid (Mahsum Korkmaz) şahsında tüm dünya devrim ve demokrasi şehitlerini büyük bir saygı ve minnetle anıyor, hayallerini başlattıkları onurlu zafer çizgisinde amaca ulaştıracağımızın sözünü yineliyoruz.
Bin yıllardır Mezopotamya topraklarında yaşamış olan Kürt halk gerçekliği, tarihin hiçbir sürecinde yaşanmadığı kadar gaddar ve vahşi olan Kapitalist Modernist Sistem’in uygulayıcı gücü olan Modern Devletçi Uygarlık güçlerinin inkar ve imha politikaları sonucu; yerinde ve yurdunda ölüm sessizliğine çekilerek varlığının inkarı ve imhası başta olmak üzere tüm maddi ve manevi değerleri çalınmış ve gasp edilmiştir. Özünü toplumsal hakikatten alan bu gerçekliğin ölüm sessizliğine çekilmesine büyük bir isyan ve direniş olan tarihi 15 Ağustos Atılımı; imhaya yatırılmış olan bir Halkın kadını ve erkeğiyle yeniden özgür yaşama kanat çırpışıdır. Komutan Egid şahsında yürüyen gerilla gerçekliği, bir halkın tarihsel hakikatini yeniden dillendirmiş ve özgür yaşam yolunda onu tekrardan ait olduğu yer olan; tarihin onurlu sayfalarına yazdırmıştır. 15 Ağustos Büyük Gerilla Atılımı, Kürdistan’da, kendi ana mekanında derin bir fiziki ve kültürel soykırım çemberine alınmış Kürt Halk gerçekliğinin dirilişini tekrardan sağlamış varlığın ve zafer yolunun seyrini belirlemiştir.
Zindanlarda yükselen hakikatin sesini duyurdu
Temelleri Kürt halkı başta olmak üzere tüm devrimci–sosyalist ve demokratik kesimlerinin inkarı-imhası üzerinde kurulan sömürgeci-faşist Türk devleti, yüzyıllardır sürdürdüğü inkar-imha politikalarından fazla netice almadığını düşününce, daha kapsamlı bir yönelime girerek 12 Eylül 1980 askeri darbesini gerçekleştirmiştir. Darbedeki temel amaç başta; varlığında ısrar eden Kürt Halkı’nın direnişçi, isyancı, mücadeleci dinamiğini yok etmek tüm devrimci, sosyalist ve demokrat kesimlerin tasfiyesini gerçekleştirmekti. Fiziki ve kültürel soykırımlar dışarda toplum içinde yürütüldüğü kadar, en ağır yönelimlerin geliştiği mekanların başında da zindanlar gelmekteydi. Devrimciler, demokratlar zindanlara koyulup tarihte eşi rastlanmamış işkence yöntemleriyle katledilerek, sakat bırakılarak, idamlara mahkum edilerek iradeleri kırılmak ve temel gayeleri olan Özgür Toplum İnşasının inancından, kararlılığından vazgeçirilmek istenilmekteydi. Soykırımcı-katliamcı Türk Devleti’nin zindanlarda uyguladığı büyük işkence ve insanlık dışı baskı ve yöntemlere karşı, özgür insanlığın savunuculuğunu yaparak Onur Savaşı’nda karar kılmış tutsaklar, büyük iradi duruşlarıyla, buna karşı durmuş ve Devletçi Uygarlığın baskı ve zulümlerine ruhlarını teslim etmemişlerdir. Destansı 15 Ağustos Hamlesi’nin hamuru bu ruhla yoğrulmuş bir hakikati ifade ediyor. Mazlumların, Dörtlerin, Hayri ve Kemaller gibi nice onurlu gencin öncülüğünde yürütülen Onur Savaşı, 15 Ağustos Diriliş Atılımının başlamasının temel taşı olmuştur. Zindanlarda başlayan hakikat mücadelesi, 15 Ağustos Gerilla Atılımı ile dışarda yankılanmış ve toplumla bütünleşerek tarihsel diriliş sürecinin gelişmesini sağlamıştır. Zindanlarda direnen tarihsel hakikat, 15 Ağustos’ta kader tayin edici dirilişe evrilmiştir. Önder Apo, zindanlarda direnen yoldaşlara bağlılığın gereği olarak, temel gayeleri olan Özgür Toplum inşasının ideasını gerçekleştirmek için 15 Ağustos Atılımını vazgeçilmez bir görev olarak belirlemiştir. Başlatılacak olan gerilla hamlesiyle sömürgeciye vurularak, toplumun hücrelerine kadar sızmış olan korku çemberi yırtılarak, varlığın özgürlük yürüyüşü daha büyük bir kararlılık ve eylemlilikle sürdürülecekti. Zindanlarda yükselen hakikatin sesi, 15 Ağustos Gerilla Hamlesi ile ilk fişeğini Eruh ve Şemdinli’de duyuracaktı. Fişeğe bin bir emekle işlenmiş olan tarihsel hakikat, düşmana ölümcül darbeyi vurduğu kadar, Kürt Halkı’nın ruhuna ve beynine işlenmiş olan çaresizliğe ve korkuya da sıkılmış olacaktı. 1984 Atılımı Büyük Komutan Egidler ve Bedranlar şahsında bunu gerçekleştirmiş ve beraberinde yeni tarihsel bir sürecin başlamasına vesile olmuştur.
Gerilla atılımı bugün Zap Avaşin ve Metina’da sürüyor
Tarihi 15 Ağustos Atılımı, sadece askeri bir eylem olmamakla beraber, yeni bir insan yeni bir toplumun oluşmasına yol açan büyük bir hakikat devrimin başlamasıdır da. Çaresizliğe, kaderciliğe, iradesizliğe, varlıksızlığa, öz güçsüzlülüğe karşı; iradeli, kararlı, varlığı ve geleceği için savaşan ve mücadele eden bir birey ve toplum gerçekliğinin nasıl olması gerektiğini göstermiştir. Adı tarih sahnesinden silinmiş olan bir halkın yeniden dirilişe kalkışını sağladığı gibi, yine adı tarihin direnişçi, toplumsal ve hakikat yüklü sahnesinden çıkarılan kadının yeniden dirilişini sağlamıştır. Kürt kadınlarının gerilla mücadelesiyle kendi kişiliklerinde hem kendi halk gerçeklikleri için mücadele etmesi hem de kadının öz gücünün nelere kadir olduğunu göstermesi, diğer toplumlarda da yankısını bulmuş ve PKK’de gelişen gerilla mücadelesi enternasyonal bir Hareket’e dönüşmüştür. PKK’de gelişen bu evrensellik; dünya çapında demokratlara, devrimcilere, sosyalistlere, feministlere ve insanlık için mücadele eden tüm insanlara moral kaynağı olmuş ve toplumsal hakikatle savaşan, mücadele eden bir gerçekliğin ne tür devrimsel süreçler beraberinde getirdiğini somut bir şekilde bir kez daha göstermiştir. Önder APO’nun 20 yılını büyük emek ve fedakarlıklarla verdiği ve mücadele yürüttüğü Rojava’da, şimdi halklar kendi öz güçleriyle, kendi öz gerçeklikleriyle yaşamakta ve beraber mücadele etmektedirler. Kadın öncülüğünde yürüyen bu hakikat 21. yüzyılda tarihe damgasını vurarak tüm dünyanın gündemine oturmuştur. Bu tarihsel hakikate bunca saldırılması, boğdurulmak ve teslim alınmak istenmesi bağrında taşıdığı gerçeklikle bağlantılıdır. Bu gerçeklik de varlığın kendi olmasındaki ısrarı ve mücadelesidir. Zindan’da teslim alınmak istenilen hakikat, varlığın kendi olmasındaki ısrarı ve mücadelesiydi. Mazlumların, Hayrilerin, Kemallerin, Alilerin, Dörtlerin ve nice yiğitlerin kendilerini üzerinde yeşerttiği hakikat buydu, 15 Ağustos bu hakikatin amansız savunuculuğunu gerilla mücadelesiyle üstlenerek Kürdistan başta olmak üzere inşa etmiş olduğu askeri, siyasi, toplumsal, kültürel değerlerle bunu Kürt halk yerelliğinde ve yine evrensel düzeyde toplumsal hareketlere ve direnen halklarla buluşturdu. 38. yılını geride bırakarak 39. yılına girecek olan Gerilla Atılımı, 1984 Atılımı’nda sömürgeciye vurduğu gibi bugün de Metîna, Avaşîn, Zap hattında sömürgeye, işgale karşı 1984 Atılımı’ndan aldığı büyük ruh ve inançla vuruyor ve özgür yaşamın inşasının oluşmasını sağlıyor.
Direniş bahçesinde yükselen bir yıldız
Tüm bu gerçekliklerin yaşanmasını ve Kürt Halkı’nın ölüm çemberinden diriliş ve özgür yaşam yürüyüşüne geçişini sağlayan Önder Apo’nun İmralı’ya hapsedilmesi bu nedenledir. Onun için küresel düzeyde planlanan ve devreye sokulan Uluslararası Komplo sadece Önder APO ve Kürt Halkı’na yapılmamış, tüm insanlığa yapılmıştır. Önder APO’nun fiziki özgürlüğünü temel hedef alan DEM DEMA AZADIYÊ YE Hamlesi’nin başlamasıyla beraber yerel, bölgesel ve küresel düzeyde bir etki yaratması Komplonun da nasıl bir tarihsel cevap aldığını göstermektedir. Halklar, artık Önder Apo gibi bir Önderliğin İmralı’da vahşi bir sistem altında tutsak tutulmasını kabul etmiyor ve bunu geliştirdiği tepki ve eylemselliklerle gösteriyor. Önder APO da İmralı’da sergilediği eşsiz direnişle sadece Kürt Halkı’nda değil direnen tüm insanlık için umut kaynağı olmaktadır. İmralı’da uygulatılan tecrit ve işkence sisteminin sadece insanlık değerlerini bir tarafa bırakmasını bırakalım devletlerin bile bağlı olduğu AİHM yasalarını bile uygulanmasına izin verilmemesi küresel düzeyde yalancı-vahşi devlet gerçeğini gözler önüne sermektedir. Önder Apo, İmralı’da kendisine yaşatılan bunca işkence sistemine karşı Demokratik Toplum Manifestosu ile hem kanlı-zalim devlet sistemini çözümlemiş hem de buna alternatif olarak Demokratik, Ekolojik, Kadın Özgürlükçü Toplum Paradigmasını oluşturmuştur.
Askeri, siyasi, ekonomik, toplumsal, kültürel, felsefik çerçevede yürüyen Apocu mücadele gerçekliği, zindanlarda yükselen direniş çağrısıyla, 15 Ağustos Atılımı ile beyinlerde ve yüreklerde yankılanarak 21. yüzyılda kadın öncülüğünde zafere ulaşacak ve halkların direniş bahçesinde yükselen bir yıldız olarak yerini koruyacaktır.
PKK ve PAJK’lı tutsaklar olarak 20. yüzyılda döneme ve tarihe altın harflerle damgasını vurmuş Destansı 15 Ağustos Hamlesi’nin 21. yüzyılda da her alanda zafere ulaşacağına olan sonsuz inancımızla, Diriliş Bayramı’nı Önder Apo’ya, Özgürlük Şehitleri’ne, Kürt Halkı başta olmak üzere tüm insanlığa tekrardan kutluyor, tüm devrimci, sosyalist, demokrat çevreleri mücadeleyi daha da yükseltmeye ve bu büyük değerleri inşa eden Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için mücadele etmeye çağırıyoruz.”