HABER MERKEZİ –
Önder Apo’nun çözümlemelerinden …..
Bir emekçi sınıf, bir emekçi halk neden bu duruma düştü, düşürüldü? Ve neden bu durumu böylesine sinesine çekebiliyor, çekemiyorsa neden karşı koyamıyor? Oldukça yalnız. Türkiye’deki aydınların, varsa sosyalistlerin değil evrensel anlamda, herhalde bir çok sosyal bilimcinin, sosyalistin düşüneceği bir gerçektir, konumdadır. Biz bunu az-çok biraz anladığımızı söylüyoruz. Özellikle kendi halk gerçekliğimizi çözmekle, aslında Türk halk gerçekliğini de önemli oranda çözdüğümüzün farkındayız. Zaten bu farkında oluştur ki, devrimimizin enternasyonal yönü bütün yönleriyle ortaya çıkıyor.
İşte “PKK dünyanın en tehlikeli uluslararası terörist örgütüdür!”. Bunun da sadece Kürdistanlı değil, kendileri için çok gerekli olan Türkiye’yi de tehdit ettiği için, bütün irili-ufaklı emperyalist-kapitalist güçler, desteğine koşma gereğini duyuyorlar. Çünkü en anlamsız bir halk gerçekliği var ve bunun “PKK örneğinde olduğu gibi” Kürt halk gerçeğinde aşılması, tehlikenin kat be kat büyümesi anlamına da gelir. Demek ki, baskı ve sömürünün bu kadar anlamsızlaştığı, yoğunlaştığı bir yerde bir halkın özgürleşmeye yönelmesi, bu denli tehlikeli olabilir.
Burada tabii bizim Türkiye Devrimi’ne bakışımız da çok açık ortaya çıkıyor. Kürdistan Devrimi’nin bu kadar Türkiye Devrimi’ni doğurtması; hem uluslararası anlamda, hem de Türkiye halkının gerçeğinin anlaşılmasında büyük bir rol oynuyor. Ve bu anlamda sadece sosyalizmin yeni aşaması konusunda umutlu olmak, ufuklu olmak ve bazı çıkış yolarını göstermek değil, onu hızla Türkiye’ye taşırdığımızda, bir o kadar da bu taşırılma işi Ortadoğu’ya yansıtıldığında, bu mevcut şer, sömürücü, baskıcı güçler için hiç de az bir tehlike değildir. Hem çok güncel, hem de mutlaka hal edilmesi gereken bir baş ağrısı meselesidir. Bu son Güney operasyonunda dolayısıyla açığa çıkan en önemli bir gerçek de budur. 1992 operasyonunda da bu açığa çıkmıştı, ama bu son operasyon bunu bütün dünyaya gösterdi, PKK’yi de bütün dünyaya tanıttı. Dolayısıyla ABD’nin iki de bir rapor yayınlayıp “en terörist örgüttür” demesi boşuna değildir. Etkisini kırmak, çok çarpık, farklı bir şekilde gösterme ihtiyacından ileri geliyor. Bu kuşku götürmez.
Unutmayalım ki, PKK’nin Güney Kürdistan’a da yayılması, Ortadoğu’nun bir çok ülkeleriyle ister anlamlı ilişkiler, isterse çatışmalı bir biçimde olsun yol kat etmesi ciddi bir gelişmedir ve tedbirler alınmazsa pratik anlamda politik sonuç almaya son derece yatkındır. Sadece ufuk olarak, ideolojik olarak değil, örgüt olarak değil, pratik gerçekleşen bir politika olarak da her an bir alanı düşürebilir. Bir alanda kendi politikasını kurabilir. Bu tabii en az Ekim Devrimi kadar ve tarihte bir çok devrim başlangıcında olduğu gibi onlar açısından tehlikeli bir gelişmedir. Kıyamet bundan kopuyor. Türkiye’ye aşırı destek bu nedenledir. Tabii iddialı devrimler de, gerçekten iddialarına denk gelen bir çabayı gösterirlerse, başarılı olmayı da rahatlıkla sağlayabilirler. Bunu yaşıyoruz.
PKK esas itibariyle insanlık ufkunu açma ve umudunu güçlendirme hareketidir
Hiç şüphesiz PKK’nin bu durumu bir başlangıcı ifade ediyor. PKK politik olarak zafere ulaşmış olmaktan uzaktır, yine özündeki çözümlemeleri insana tümüyle özümsemekten uzaktır. Bırak insanlığa, daha halkına bile çok sınırlı olarak yansıtmamıştır. Hatta halkına yansıtmayı bırak, kendi içimizde sözüm ona PKK militanı olduğunu iddia edenlere bile bu çözümlemeleri ne kadar yansıttığımız her gün tartışılıyor. Yüksek bir çözümleme gücünü ortaya çıkardık. Özellikle yeni insanı nasıl ele almak gerektiği, bunun oldukça farklı bir insan şekillenmesi olduğu anlaşılıyor. Ama bunu henüz örgüte hakim kılmak, halka hakim kılmak ve bir sistem olarak insanlığa taşırmak çok sınırlıdır. Burada mühim olan demek ki, ufuk ve ona ulaşmanın çözümleme gücü, yeteneğidir. Bu gösterildi.
Parti henüz bu konuda daha yeni de olsa, oldukça iddialı ve giderek kendini geliştirme iddiasını sürdürüyor. Bu aynı zamanda dezavantajlarını, zayıf yönlerini de ortaya koyuyor. Çünkü başlangıç aşamasında olan her hareket tehlikelerle karşı karşıyadır. Zaten TC sözcülerinin kıyameti koparması da budur. “Bunu bugün önlemezsek” diyor, “hepinizin başına tehlike olur, hatta PKK terörizmi evrensel bir sorundur. Evrensel sorunu çözmek için bütün evrenin şer güçleri bana yardımcı olmak zorunda ve ben tarihi uluslararası bir misyon yüklenmişim” diyor. Bu özel savaşın baş yürütücüleri, işte “böylesine bir başarıya da biz ilk defa sahip olmak istiyoruz” diyorlar. İlginç! Sadece Türkiye’nin bir milli meselesi değil, dünyanın bir terörizm meselesini PKK şahsında çözmek istiyorlar. Dünyaya örnek olacaklar, öncülük edecekler.
Çağrı üstüne çağrı yapıyorlar “işte bütün sistemin çıkarlarına uygun bir savaş yürütüyoruz, sistem kayıtsız-şartsız bizi desteklemelidir” diye. Kendileri bizzat bunu söylüyorlar. Böylece gerçeği farkında olmayarak da dile getiriyorlar. Evet, bu terör kendi terörizmlerini açığa çıkarttığı gibi, halklar için çok gerekli olan ufku, amacı ve direnme imkanını ortaya çıkarmıştır. Ve bu anlamda eğer ısrar edilirse, halkların, özellikle Ortadoğu halklarının içine biraz taşırılırsa ki biraz da yapılan budur sonuç gerçekten önemli devrimsel aşama olabilir.
Özellikle sosyalist bir parti olma, dönemin tartışmalarına açıklık getirme, sosyalist tartışmalarına açıklık getirme, sosyalist tartışmalarına cevap verme anlamında iyi bir örnek olabilir. Bu özelliği PKK giderek geliştiriyor. Ayrıca, en politik bir taktik olarak başarıya ulaşabilir. Bu da Ortadoğu’da çelişkilerin ne kadar yoğun olduğunu göz önüne getirsek, çözümde son derece iddialı bir gelişme olabilir. Demek ki, hem sosyalizm için, hem Ortadoğu politik halk demokrasileri için böylesine gelişmelere öncülük etmesi, evrensel değerini kat be kat ortaya çıkarabilir. Bu gerekli midir? Son derece gereklidir. Özellikle günümüzün sosyalist tartışmaları için gereklidir.
Ezilenlerin, sömürülenlerin, özellikle hemen her ülkede zengininde de, fakirinde de kapitalizmin başlangıçta belirtilen büyük tehlikelerine karşı bir ufuk olarak, bir umut olarak böylesine sosyalist bir iddia çok gereklidir. Ortadoğu halkları içinde de politik bir gelişme olarak çok gereklidir. Demokrasiye, özellikle emperyalist işbirlikçilere karşı bu halkların şiddetle kurtuluş ihtiyaçları var. Ona da önemli oranda katkı veriyor. Demek ki, pratik-politik olarak da PKK çok gerekli. Hem o ufuk ve umut olarak insanlık için anlamlı olmaya doğru yüz tutuyor, hem de bölge halklarının şiddetle belki tüm dünya halklarından daha fazla ihtiyaç duydukları demokratik kurtuluşları için, işbirlikçilerden kurtulmaları için, yüzyılların, hatta bin yılların tarihi uygarlıklarına yaraşır bir biçimde tekrar tarih sahnesine çıkışları için, PKK oldukça gerekli.
Bu iki amaç nedeniyle PKK üzerinde durmak hem kutsal bir yurtseverlik görevi, hem de bir enternasyonel görev oluyor. PKK, bütün iç-dış yetersizliklere ve dayatmalara rağmen, bu konudaki iddia ve pratik adımları atmaktan alıkonulamamıştır, geriletilememiştir. Tam başarısını sağlamaya çalışıyoruz. Tam başarı için, günümüzde özellikle politik ve askeri taktikler üzerinde yoğunca duruyoruz. Buna gereksinim vardır. Ama unutmamak gerekir ki, PKK esas itibariyle insanlık ufkunu açma ve umudunu güçlendirme hareketidir. Özellikle reel-sosyalizmde ufku kararan, ufuksuz kalan, yine sosyalist iddialardan yoksun kalan bu partilerin düştüğü durumu ki, bu çözülüşün, başarısızlığın veya kendilerini yenileyememelerinin en temel nedenidir. Bu anlamda işte ufuk olmazsa, iddia kesilirse, moral da yok olunca o sistem dünya sistemi de olsa çözülmeye mahkûmdur. Olan da buydu. Dolayısıyla PKK’nin bugün bir çoklarına anlamsız da gelse ufku, umudu sürekli diri tutması, genişletmesi, çok önemli ve devam ediyor. Bunu sonuna dek de böyle götürmek, PKK’nin en temel bir özelliği olsa gerek.