HABER MERKEZİ –
Önder Apo’nun çözümlemelerinden …..
Kökleri tarihin derinliklerinde bulunan mevcut toplumsal yapıdaki birçok öğe, günümüz Ortadoğu’sunda yeni bir dengeye doğru gelişim göstermektedir. Dengenin başlıca yönü ve bunda temel rol oynayan güçlerin özellikleri, yeni dengenin yapısı hakkında da gerekli sonuçlara ulaşmada bilgi sunmaktadır. Özellikle Filistin-Lübnan sahasındaki gelişmelerde belirli bir sonucun alınması bu dönemde kaçınılmaz gibi görünmektedir. Bölgedeki oluşumları etkileyen önemli bir odak olan bu saha, şimdiye kadar bölgede meydana gelen değişmeleri yakından tahrik eden bir öğe durumundaydı. Bu gelişmeler gözönünde bulundurulduğunda bölgede oluşacak yeni dengenin nereden, nasıl ve ne zaman devreye gireceği ve bunun hangi etkenleri beraberinde getireceği sorularını da birlikte getirmektedir.
Dünya genelinde oluşan denge en yakıcı tarzda yansımasını bölgemizde de bulmaktadır. Gerek emperyalist sistem açısından olsun, gerekse sosyalist sistem açısından olsun, dünya çapında yürüttükleri politikalar en belirgin biçimiyle kendisini bu alanda da göstermektedir. Birbirlerinin mevzilerini geriletmek, güçlerini dengelemek için, ne gibi politikalar yürüttükleri, Ortadoğu’daki girişimlerinden açıkça ortaya çıkmaktadır. Bu da genelde var olan dengenin bölgedeki dengeye de nasıl yansıyacağını ortaya koymakta ve bu çerçevede bölgede var olan mevcut güçlerin de tüm konumları ile açığa çıkmasına yol açmaktadır. Gelişmelerden de görüldüğü gibi artık, hiçbir güç bu alanda kendisini kamufle etme ve gerçek çıkarlarını gizleme gereği duymadan rollerini açıktan oynayacaktır. İşte bu roller nasıl oynanacak, nasıl yerine getirilecek, ne düzeyde gerçekleştirilebilinecek vb. birçok soruya da cevaplar verilebilecek bir gelişme aşaması bölgemizde yaşanmaktadır.
Birçok gücün etkisi altında varlığını sürdürmek çabası içerisinde bulunan bölge halkları açısından, içinde bulunulan dönem, her zamankinden daha fazla karmaşıklığını korumanın yanısıra, dengenin lehlerine dönmesi açısından da doğru-devrimci politikaların dayatılması ve geliştirilmesinin büyük önem arzettiği bir süreçtir de. Bunun yanısıra, doğru devrimci politika ve pratiğin gelişimini tıkayan ve bu yönleriyle de karşı-devrimin ekmeğine yağ süren birçok güç geçmişte devrimci sıfatlarla tanımlanabilmelerine rağmen, bugün bu konumları açığa çıkmakta ve uğraşlarının da, bundan başka bir şey olmadığı görülmektedir. Bunlar da dikkate alınınca doğru devrimci tutumun dayatılmasının ivediliği daha da yakıcı bir tarzda görülmektedir.
Çok karmaşık bir görünüm arzeden ve ağır sorunlarla yüklü olan mevcut toplumsal-siyasal ortamın doğru bir kavrayışını sağlamak açışından, yaklaşımın doğru tespit edilmesi gerektiği kadar, bu gelişmeler karşısında şaşırmamak, hedefi kaybetmemek için de bu son derece gereklidir. Ancak bu temelde ileri gelişmeler sağlanabilir. Her dönemden daha fazla bu dönemde, uluslararası siyasal ortamın içine girmeye aday gözüken Kürdistan gerçeği, Ortadoğu’da yeni oluşmakta olan dengenin en belirleyici dinamiklerinden birisi olarak şimdiden rolünü oynamaktadır. Birçok nedenlerden ötürü şimdiye kadar ulusal kurtuluş mücadelesi engellenen ve kendi gerçekliğini konuşturmasına bir türlü olanak tanınmayan Kürdistan halkı, bu yeni dönemde kendi gerçekliğini en çok konuşturacağı bir tarzda istek ve irade birliğini geliştirmekte, inancını pekiştirmektedir. Bunun ortaya çıkmasında doğru bir ideolojik-politik hat temelinde baştan beri önder bir konumda yer alan PKK ve onun önderliğinde ilan edilen ERNK, rollerini kendilerine yaraşır bir tarzda oynayabilmeleri için her zamankinden daha fazla dönemin tüm sorunlarına devrimci tarzda cevap verebilmek açısından gereken gücü toparlayabilmek ve bunun yaşamları için vazgeçilmez olduğunu da kavramak durumundadırlar. Yine mevcut yetersizliklerin ne pahasına olursa olsun aşılmak zorunda olduğu, dönemin dayattığı devrimci görevlerin mutlaka yerine getirilmesi gerektiği ve bunun için de gerekli yetkinliğe ulaşmak zorunda olunduğu açıktır.
Ortadoğu’da mevcut dengede meydana gelen değişmeleri daha yakından kavramak, Kürdistan devriminin giderek artan rolünü ortaya koymak açışından kısa da olsa tarihi gelişmelere ve günümüzde meydana gelen değişmelere değinmek gerekmektedir. Yine buna bağlı olarak emperyalizmin ve sosyalizmin bölgeye yaklaşım ve politikalarını da ele alıp izah etmek, sorunun daha da iyi kavranılması açısından önem taşımaktadır.