Duran Kalkan
Günümüzde Kürdistan’da da bir savaş var. Hem de tarihin tanıdığı en anlamlı ve de amansız bir savaş. İlgili olan herkesin varlık-yokluk, ölüm-kalım biçiminde tanımladığı bir savaş. Bu savaş Zap, Avaşin ve Metina’daki gerilla direnişinin öncülüğünde sürüyor. İlhamını Önder Apo’dan ve tarihi İmralı direnişinden alıyor. Başta kadınlar ve gençler olmak üzere dört parça Kürdistan ve yurtdışındaki Kürt halkının ve dostlarının desteğine dayanıyor.
Bugün Kürdistan’da yaşananların, Zap, Avaşin ve Metina’da olanların her bakımdan en kapsamlı bir savaş olarak tanımlanması gerektiği açıktır. Bu ideolojik, siyasi, askeri boyutuyla öyledir. Her bakımdan tam bir savaş durumunu ifade ediyor. Fakat dikkat edilirse bu savaş, Körfez Savaşı’na, Afganistan Savaşı’na ve Balkanlar’da, Kafkasya’da yaşanan savaşlara benzemiyor. Bu savaş, Ukrayna Savaşı’na da benzemiyor. Söz konusu ifade ettiğimiz bütün savaşlar küresel kapitalist modernite sistemi içinde, onun iç çelişkilerinden kaynaklanan ve 3. Dünya Savaşı’nın parçaları olan savaşlar olurken, Kürdistan’daki savaş tamamen farklı özellikler taşıyor. Bu savaş küresel kapitalist modernite sisteminin iç çelişkilerinden kaynaklanan bir savaş değildir. Dolayısıyla 3. Dünya Savaşı’nın ortaya çıkardığı ya da ona dayanarak süren bir savaş değildir. Bu savaş, beş bin yıldır Sümer’de başlayan ABD ve NATO’da zirve yapan iktidar ve devlet sistemine karşı kadınların ve gençlerin, işçi ve emekçilerin, halkların yürüttüğü özgürlük ve demokrasi savaşı oluyor.
Bu savaş, merkezi tekelci uygarlığa karşı demokratik uygarlık güçlerinin savaşı oluyor. Tekelci uygarlık güçleriyle demokratik uygarlık güçleri Kürdistan’da savaşıyor. Kapitalist modernite güçleriyle demokratik modernite güçleri Kürdistan’da savaşıyor. Faşist-sömürgeci-soykırımcı zihniyet ile özgürlükçü, farklılıklara dayalı eşitlikçi, demokratik zihniyet Kürdistan’da savaşıyor. Kürdistan, beş bin yıldır toplumsal gelişmeye ters düşen bir sapma olan iktidar ve devlet sistemine karşı halkların kadın özgürlüğüne ve toplumsal ekolojiye dayalı demokratik sistemini ve özgür yaşamını ortaya çıkartmayı, alternatif bir dünya yaratmayı hedefleyen bir savaşa sahne oluyor.
Kürt gençlerinin yürüttükleri kahramanca özgürlük savaşını doğru ele almak lazım
O halde Kürdistan Özgürlük Mücadelesini doğru anlamak ve dar ele almamak gereklidir. Bu temelde Kürt halkının kadınlar ve gençler öncülüğünde dünyanın dört bir yanında, dostlarının da desteğiyle yürüttükleri özgürlük ve demokrasi mücadelesini doğru anlamak gereklidir.
Zap, Avaşin ve Metina merkez olmak üzere Kürdistan’ın kuzeyinde, güneyinde, batısında, Türkiye’nin metropollerinde Kürt gençlerinin gerilla ve öz savunma temelinde yürüttükleri kahramanca özgürlük savaşını doğru ele almak lazım.
Evet, bu savaş bir özgürlük, bir demokrasi savaşı, eşitlik ve adalet savaşıdır. Ama yerel özellikleri olduğu kadar evrensel özellikleri de olan, ulusal boyutları olduğu kadar küresel boyutlara da sahip olunan bir savaş. Zap ve Avaşin’de HPG ve YJA-Star gerillaları öncülüğünde Kürdistan Özgürlük ve Demokrasi Mücadelesi kapsamında yürütülen savaş, AKP-MHP faşizmini yenilgiye uğratmak, Kürdistan’da Demokratik Özerklik çözümünü ortaya çıkartmak için yürütülen bir savaştır. Bu savaş, TC’nin sahip olduğu faşist sömürgeci-soykırımcı zihniyet ve siyaseti yenilgiye uğratarak, Türkiye ve Kürdistan’da bir zihniyet devrimini gerçekleştirme savaşıdır. Bu savaş, Kürt sorununu çözerek, Kürdistan’ı özgür hale getirerek, bu temelde başta Türkiye olmak üzere Arap sahasını ve İran’ı, dolayısıyla tüm Ortadoğu’yu demokratikleştirme savaşıdır. Bu savaş, Kürt özgürlüğü ve Ortadoğu demokratikleşmesi temelinde beş bin yıllık tekelci uygarlık sisteminin yaşadığı kriz ve kaostan insanlığı çıkarma, 3. Dünya Savaşı’nı sona erdirme, dünyayı Demokratik Özerklik ve Demokratik Konfederalizm temelinde özgürce yaşanır bir coğrafya haline getirme savaşıdır. Kısaca Kürt savaşı olduğu kadar Türk, Arap ve Fars savaşıdır da. Kürtlerin ve bölge halklarının savaşı olduğu kadar, tüm insanlığın özgürlük ve demokrasi savaşıdır. O halde çözüm Kürdistan’da yürütülen özgürlük mücadelesindedir. Kürdistan’ın stratejik konumu, Kürt sorunundaki çözümün Ortadoğu’da demokratikleşmeye yapacağı katkılar, küresel düzeyde demokratikleşmeyi hedefliyor, geliştiriyor. Dolayısıyla kapitalist modernite sisteminin aşılması temelinde 3. Dünya Savaşı’ndan insanlığın çıkışını hedefliyor.
Kadın Özgürlük Mücadelesi, 21. yüzyılı kadın yüzyılı haline getirdi
Kürdistan’daki savaşa ve özgürlük mücadelesine yol gösteren demokratik uygarlık ve demokratik modernite kuramı kesinlikle böyle bir çizgi olma özelliği taşıyor. Önder Apo’nun geliştirdiği düşünceler, çözümleyici strateji ve taktikler Kürt halkını, kadınlarını ve gençlerini bilinçlendirip, baskı ve sömürüye karşı direnişe yönelttiği gibi tüm Ortadoğu halklarını ve insanlığı bilinçlendirerek, iktidar ve devlet sistemine karşı kapitalist modernitenin kanserleşmiş düzenine karşı mücadeleye sevk etme özelliği taşıyor.
Kürdistan Özgürlük Mücadelesi çizgisiyle, demokratik modernite kuramıyla mevcut tekelci uygarlık sistemine, kapitalist modernite sistemine alternatif yaratmanın düşüncesini, zihniyetini ve çizgisini veriyor. Bu çizginin pratikleşmesi olan Kürdistan Özgürlük Mücadelesi ve Özgürlük Savaşı tamamen alternatif bir dünyayı, Özgür Kürdistan ve Demokratik Ortadoğu temelinde yaratmayı ifade ediyor.
Kapitalist modernite sisteminin her türlü çıkmazına, çözümsüzlüğüne, tıkanmışlığına, kriz ve kaosuna karşı çözüm gücü, demokratik modernite çizgisindedir. Bu çizgiyi hayata geçiren Kürdistan Özgürlük Mücadelesidir. Çizginin en çok örgüt ve eyleme dönüştüğü alan Kürdistan’dır. Dolayısıyla bu çizgi temelindeki mücadele Kürdistan’da gelişiyor, Kürdistan Özgürlük Mücadelesi olarak somutlaşıyor. Kürdistan Özgürlük Mücadelesi sahip olduğu ideolojik-politik çizgi ve gerçekleşen pratiğiyle tüm insanlık için, Ortadoğu halkları için, kadın, gençler ve tüm ezilenler için yeni bir umut oluyor. Yeni bir çıkışı, çözümü ifade ediyor. Doğru çözüm yolunu gösteriyor ve bunun mümkün olduğunu ortaya koyuyor.
O halde beş bin yıllık iktidar ve devlet sisteminin gücüne, beş yüz yıllık kapitalist modernite düzeninin yalanına, hilesine, toplum kırımına, ulus devletçi faşizmine, özel savaşına, katliamlarına, baskısına bakarak yanılmamak, umutsuz duruma düşmemek lazım. Yine kadınların, gençlerin, işçi ve emekçilerin Ortadoğu’da ve dünyada halkların yeterince bilinçli-örgütlü olmayan parçalı, dağınık, zayıf durumlarına bakarak, umutsuzluğa kapılmamak gerekiyor. Tersine doğru düşünce ve belli bir çabayla en ağır baskı ve zulüm altında, en eğitimsiz ve örgütsüz olan halk bile bilinçlendirilerek örgütlü ve eylemli kılınabiliyor. Kürdistan gerçeği bunu gösteriyor. Kürt toplumunun günümüzde yaşadıkları bunun açık, somut örneği ve kanıtı oluyor.
Demek ki doğru düşünceye sahip olunursa, demokratik modernite alternatifi doğru anlaşılırsa ve bu temelde asgari düzeyde planlı-örgütlü bir mücadele yürütülürse, bunun gerektirdiği cesaret ve fedakârlık gösterilirse bugün zayıf gibi görünen durumlar kısa sürede güce dönüşebilir. Bilinçsiz insanlar bilinçlenebilir. Örgütsüz insanlar örgütlenebilir. İnsanlık özgür ve demokratik yaşam için ayağa kalkabilir. Buna kesinlikle olmaz dememek lazım. Dikkat edelim belli bir bilinçlenmeyle ve biraz çabayla kadın özgürlük mücadelesi nasıl gelişti. Daha şimdiden 21’inci yüzyılı kadın yüzyılı haline getirdi. Kadın özgürlüğünün damga vuracağı, sağlanacağı bir yüzyılı yarattı.
Toplumun en güçsüz, düşürülmüş, zayıflatılmış, en çok köleleştirilmiş kesimi kadındı. Her türlü örgütlenmesi dağıtılarak, kültürel soykırım süreci altına alınarak, yok edilme sürecine sokulan Kürtlerdi. Doğru düşünce ve çabayla Kürtler bilinçlendiler ve bugün kendilerini insanlık için umut ve çözüm kaynağı haline getirdiler. En zayıf ve köle durumunda olan kadınlar, bilinçlenerek örgütlülüklerini ve eylemliliklerini yaydılar ve daha şimdiden 21. yüzyılı kadın yüzyılı haline getirdi. Her alanda mücadelenin en çok ve güçlü bir biçimde geliştireni oldular. Kadın Özgürlük Devrimi’ni günümüzün en temel devrimi kılmayı daha şimdiden başardılar. Kadın özgürlüğü devrimi temelinde toplumsal özgürlük ve demokrasi devriminin her alanda gelişebileceğini herkese açık ve net bir biçimde gösterdiler.
Demek ki her yerde söz konusu bilinçlenme ve örgütlenme geliştirilebilir. İmkânlar az, gücümüz zayıf denemez. Tam tersine, tarihteki her dönemden çok şimdi daha fazla özgürlükçü ve demokratik güçler imkâna ve fırsata sahipler. Koşullar devrimci çalışma yapmak, bilinç ve örgüt geliştirerek eyleme yönelmek için her zamankinden daha fazla büyük, ciddi örnekler, öncüler ve gelişmeler var. Kürdistan öncülüğü, kadın öncülüğü her türlü toplumsal özgürlüğü ve demokrasiyi geliştirmenin yol ve yöntemini, gücünü ortaya koyuyor ve bunların gerisi zafer kazanacağının kanıtı oluyor. Demek ki insanlık çözümsüz değildir. Halklar, kadınlar çözümsüz değildir. Çözümsüz olan, tıkanan, çıkmaza giren küresel kapitalist güçlerdir, iktidar ve devlet güçleridir, faşist-sömürgeci-soykırımcı güçlerdir. Ağalardır, beylerdir, feodallerdir, burjuvalardır. Kendi çıkarları, azami kârları için doğayı ve toplumu yakmaktan çekinmeyen zalimlerdir. Onların geliştirdiği iktidar ve devlet sistemidir. Tekelci uygarlık düzenidir. Her şeyi kâra bağlayan, insanlık onurunu, ahlakını, kültürünü yok eden kapitalist modernite düzenidir.
Kapitalist modernite düzeni çözümsüzdür. Çünkü insanlık, toplum ve tarih karşıtıdırlar. Aslında bir sapma olarak ortaya çıkmışlardır. Bu sapmayı ortadan kaldırmak, tarihi düzeltmek, insanlığı sahip olduğu doğru, demokratik toplum yürüyüşüne tarihi olarak kavuşturma zamanı gelmiştir. Şimdi bu gerçekleri ortaya çıkarmamız gerekiyor. Bunun için de herkes bilinçlenmeli, doğruyu görmeli, hem kapitalist modernite sistemini, onun dayandığı iktidar ve devlet uygarlığını doğru anlayalım hem de demokratik uygarlık kuramını ve onun dayandığı demokratik uygarlık tarihini doğru anlayalım. Bu kuramın Kürdistan’daki uygulanmasının ortaya çıkardığı sonuçları doğru görelim, anlayalım, iyi sahiplenelim.
Kürt gerillasının Zap, Avaşin ve Metina’da yürüttüğü savaş bir insanlık savaşıdır
Bu temelde Kürt gerillasının Zap, Avaşin ve Metina’da yürüttüğü savaşın nasıl bir insanlık, özgürlük ve demokrasi savaşı olduğunu iyi anlayalım, doğru sahiplenelim, kendimizi doğru bilinçlendirelim, cesaret ve fedakârlıkla mücadele eder hale getirelim.
Kısaca doğruları ve gerçekleri öğrenmeyi ve onları her alanda başarıyla uygulamayı bilelim. Böyle olundu mu egemen güçlerin her türlü çözümsüzlükleri, baskıları, saldırıları, savaşları ve işgalleri kırılabilir, özgürlük ve demokrasi zafere taşınabilir. Bu açıkça gösterilmiş ve Kürt gerillasının kahramanca direnişiyle kanıtlanmıştır.
Gelecek, kanıtlanan bu doğru düşüncenin ve pratiğin zaferiyle örülecektir. Kapitalist modernite sistemi kendi çıkmazı içerisinde boğulup çökecek, insanlık demokratik modernite çizgisinin zaferiyle yeniden var olacak. AKP-MHP faşizmi Zap Savaşı’yla yenilecek, Kürdistan Özgürlük Mücadelesi faşist-sömürgeci-soykırımcı TC Devleti’ni tarihe gömecek, özgürlük ve demokrasi Kürdistan’da zafer kazanacaktır. Kürdistan’ın özgürlük zaferi, Ortadoğu’nun demokrasi ve insanlığın kurtuluşu olacaktır.
Kaynak: Yurtsever Gençlik Dergisi