HABER MERKEZİ –
Değerli Başkanım, 1990 Antalya-Finike doğumluyum. Aslen Batman Sason’luyum. 5 kardeşten ikinciyim. Aile uzun yıllar Türkiye metropollerinde (Antalya-Mersin) yaşadığı için direniş ve mücadelenin gerçekliğine yabancı, kendi bireysel yaşamına endeksli ve kapalı bir yapıya sahiptir. Toprağa bağlılık kendi öz kültürünü yaşama duygusundan ziyade Kapitalist Modernite’nin sanal yaşamını taklit etmektedir. Ailenin kadına yaklaşımı ise kadının ekonomik bağımsızlığını elde edip etmemesine göre değişkenlik göstermektedir. Eğer ekonomik bağımsızlığını elde etmişsen yaşamda her türlü hakka sahip olursun, tam tersi bir durum var ise yaşama pasif bir duruş sergilenmen beklenmektedir. Kendi öz gerçeğine yabancı düşman gerçekliğinden uzak kadın özgürlüğü noktasında kaba eşitlikçi yaklaşım ve ağırlıkta bireysel yanları ön planda olması ailenin şekillenişinden aldığım yön ve anlayışlardır.
Ailede özgürlük hareketine tek katılım benim. Örgütle üniversite yıllarında tanıştım. Kısmi de olsa üniversite çalışmalarında yer aldım. Sınıf arkadaşlarımın katılmasıyla çelişkilerim olgunlaştı ve katılım kararı aldım. Özgürlük hareketine katılımımda beni en çok etkileyen sahte iki yüzlü arkadaşlık ilişkilerine panzehir olan yoldaşlık ilişkileri ve Kürdistan’da gelişen imha ve inkar politikaları oldu. Örgüte 14 Temmuz 2012’de katıldım. Katılımımdan tutuklanana kadar yani 14 Aralık 2015’e kadar da gençlik çalışmalarında kaldım. Hem legal hem illegal çalışmalarda ağırlıkta da Amed olmak üzere çeşitli alanlarda çalışma yürüttüm. Bu süre zarfında da özgürlük alanlarında da ideolojik eğitim görme şansım oldu.
Tutuklanmadan önce sürecin yoğunluğuyla beraber sürekli koşuşturan kaba pratikçi çalışma tarzım vardı. Bu durum olay ve olgulara dar ve yüzeysel bakmama neden oluyordu. Kendini önderlik ideolojisi pusulasıyla derinleştirme ve APOCU mücadele ruhuyla inşa etme gelişkindi. Bu durum önderlik paradigması ve örgüt gerçekliğine göre değil kendime göre bir katılıma neden oluyordu. Düşman ve kendi gerçekliğime karşı yaşadığım bu gaflet durumu tutuklanmama neden oldu. Kendime göre bir katılım vasat bir yürüyüştür. Bu yürüyüşe neden olan bireysel bencil yanlarımdan yani sistemsel özelliklerimden keskin bir kopuşu yaşamamamdan kaynağını almaktadır. (Örgüt gerçekliğine kendimi yatıramamamdan) Bu var olan yürüyüş belki örgüte çok ciddi zararlar vermiyor ama küçük hedefler ve düşük idealarla bireyi yetindirerek önderlik paradigmasının zaferle sonuçlanmamasına neden oluyor.
Önderliğin, hareketin ve bizlerin bu anlayışlar üzerine yapılmayan değerlendirmeleri yoktur. Bundan kaynaklı artık söylenecek söz kalmamış, söz yerini pratiğe ve eyleme bırakmıştır. Önemli olan bu pratiği yapma cesaretini kendinde gerçekleştirmektir. Bu gerçekleştirme ise arınma ile sağlanacak bir durumdur. Ayak tırnaklarından saç teline kadar kendini düzeltme ve arınma. Eğer bir arınma ve düzeltme sağlanacaksa ilk kendinden başlayacaksın ki anlam ve hissiyat hakikatine ulaşabilesin ve ortak ruh oluşturabilesin. Bundan kaynaklı düzeltme ve arınma hareketini ilk kendimde başlatıyorum ve bunu yapmadan da ne siz güzel yoldaşlarım ne fedakar halkıma ne de önderliğe doğru temelde yoldaşlık kurabilirim. Ki şu anda yaşadığım yetmez yoldaşlıkların nedeni bu arınmayla gerçekleştirememedir. Bundan kaynaklı yaşadığım yetmez yoldaşlığın öz eleştirisini pratiğimle vermek istiyorum. Bu kutsal arınma aynı zamanda benim örgüte tekrar katılım günümdür. Bunun bu şekilde anlaşılmasını istiyorum. Gelişen son süreç bizler açısından zorlu geçse de görülüyor ki eğer kendimize radikal çıkış cesaretini göstermezsek ve bunu artık pratiğe dökmezsek düşman alçakça saldırılarını hem Önderlik hem de Kürdistan halkı üzerinde gitgide arttıracaktır. Şu anda kendimiz ve örgütümüzü savaşan halk gerçekliği bu ciddiyetiyle örgütleyemediğimizin sancısını çekiyoruz. AKP devletinin yaptığı şu anda Önderliğin demokratik mücadele geliştirdiği tüm projelerine karşı bir darbedir, tek hedefi yeryüzünde bilinçli ya da bilinçsiz Kürt bırakmamak ve bunun için her türlü kirli ittifak ve oyunların içinde yer almaktır. Bunu bertaraf edecek olan bizim mücadelemiz ve Önderliğin bize belirlediği yaşam felsefesidir. Yani yaşam ya onurlu olacak ya da hiç olmayacak.
BİJİ SEROK APO
BİJİ PKK U PAJK
BİJİ YPS/YPS-JIN
Devrimci Selam ve Saygılar
K.A: Serhildan (Zeynep) Garzan
Zehra EPLİ
07.11.2016