HESEKÊ – 25 yıl önce Önder Apo ile tanışan ve Önderlik sahasına giden Cemile diya Nadir Önder Apo ile geçen anılarını anlatıyor.
9 Ekim komplosuyla Kürt halkının yaşadığı zorluklara değinen Cemile, Önder Apo’dan ne kadar etkilendiğini anlatırken “Önderliği ilk gördüğümde bir peygamber görmüş gibi oldum. Önderlik bizim için öyleydi.” ifadelerine yer vererek Önder Apo’nun halkın gözünde ne kadar kutsal bir anlam taşıdığını gözler önüne seriyor.
Dosyamızın 3. bölümünde Cemile Diyar Nadir ile gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi siz okuyucularımızla buluşturuyoruz.
‘Bizi Önderlik sahasına götürdüler’
“Adım Cemile Diyar Nadir, Şehit Dilbirîn’in annesiyim. Önderliği 25 yıl önce gördüm. Bir grupla birlikte sabah erkenden çıktık ve Qamişlo, Amudê ve Dirbêsiyê’den de gelecekleri alarak 4 otobüsle yola çıktık. Şam’a ulaştığımızda saat sabahın 4’üydü. Arkadaşlar bizi dağıttı ve bizi bazı evlere götürdüler. Saat 8’de kahvaltımızı yaptık ve sonra bizi Önderlik sahasına götürdüler. Oraya ulaştığımızda daha önce gördüğümüz arkadaşlardan bazılarını da gördük. Hepsi evlerin üzerineydi ve ellerinde silahları vardı. Onları görür görmez çok sevindik. Gittiğimizde kapı kapalıydı ve biz oraya ulaşır ulaşmaz bize kapıyı açtılar. Kadın arkadaşlar kadınları, erkek arkadaşlar ise erkekleri kontrol etti. Gittiğimiz yeri önceden ayarlamışlardı ve bizi oraya götürdüler. Bütün çocuklar, akrabalarımızın çocukları ve ve bizimle çalışan arkadaşlar kapıda bekliyorlardı. Ben de pencereden onlara bakıyordum ve kalkıp onların yanına gitmeye karar verdim. Nöbet tutan arkadaş eliyle önümde set kurarak gitmeme izin vermedi ve bana arkadaşların yanına gidemezsin dedi. Ben de olur ya da olmaz gideceğim dedim ve onlara doğru gittiğimde onlarda bana doğru geldiler. Oğlum Nadir’de onların arasındaydı ve bana doğru geliyorlardı. Onların hepsi benim için Nadir gibiydiler. Yaşadığımız bölgenin durumunu soruyorlardı.”
‘Yaklaşık üç saat boyunca ayakta bizlerle konuştu’
Biraz zaman geçtikten sonra bir araba geldi. Arabada Önderlik vardı. Hepimiz yerimize geçtik ve gelip selam verdi. Biz hepimiz bir tarafta oturmuş o ise karşımızda oturmuştu. Yaklaşık üç saat boyunca ayakta bizlerle konuştu. 3 saatin ardından bize “gelin yemek yiyin” dedi. Daha sonra bizler de hem kadın hem erkek bir bir ayağa kalkarak yanına gittik ve onu öperek onunla fotoğraflar çektirdik. Onunla fotoğraf çekildikten sonra ayrılan masalara geçtik. Bize hazırladıkları yemek hala aklımdadır; pirinç, nohut yemeği ve tavuktu. Önderlik “bütün kemikleriniz ağrıyana kadar yiyin.” demişti. O sözünü hiç unutmuyorum. Yemek yedikten sonra ayağa kalktı ve bacağını silkeledi ve “ayağım çok ağrıyor, çok yorgunum.” dedi. Yaklaşık bir saat birlikte kaldık. Daha sonra hatır isteyerek gitti ve orda arkadaşlarla moral kutlaması yaptık.
‘Önderliği gördükten sonra gözümüz başka bir şey görmedi’
Önderliği ilk gördüğümde bir peygamber görmüş gibi oldum. Önderlik bizim için öyleydi. Hepimiz arabadayken Önderliğe şu soruyu bu soruyu soracağım diyordu. Önderliğin yanından gittiğimizde ise ne sordunuz diye sorduğumuzda herkes “bütün sorularımız aklımızdan gitti ne diyeceğimizi bilemedik. Önderliği gördükten sonra gözümüz başka bir şey görmedi. Onun kişiliğini gördüğümüzde kendimizin kişiliksiz olduğunu görüyoruz.” dediler.
‘Onun yanına gittikten sonra daha fazla çalışma yürüttüm.’
Önderliğin yanına gitmeden önce de çalışma yürütüyordum. Ama onun yanına gittikten sonra çok rahatladım ve daha fazla çalışma yürüttüm. Evden çıktığımda çocuklarım uyuyordu ta ki ben eve dönene kadar. Önümüze hangi iş verilirse yapıyorduk. Çünkü arkadaşların sayısı azdı ve yoğunlukta çalışmaları biz yürütüyorduk.
Önderliğin üzerinde kopmlo gerçekleştiğinde bizim için tam bir kara gündü. Evine siyah bayrak asmayan kimse kalmadı. Evimiz 20 güne kadar hiç boş kalmadı ve her gün dostlarımız gelip gidiyordu. Önderlik tutsak edildikten sonra ise çok zarar gördük. Halk hem kendini yaktı hem de başına farklı şeyler getirdi.
NC//Diren Bagok